3.BÖLÜM: Kaçış

349 32 7
                                    

Gözlerimi açıp etrafa göz gezdirdim. Yanımda Savaş yoktu genelde hep yanımda uyuyordu. Yataktan kalkıp duş almak için banyoya yöneldim. Suyu ayarlayıp duşa girdim. Çok geçmeden duştan çıktım ve üzeri mi giyinip saçlarımı taradım. Banyodan çıktığımda odada beklemediğim şeyler gördüm. Gelinlikler, birkaç tane kadın, makyaj malzemeleri daha birçok şey." Mavi hanım sandalyeye oturur musunuz makyaj yapacağım size"
Şaşkınlığı mı bir kenara bırakıp kadının dediğini  yaptım.
Sandalyeye oturduğumda kadın hemen işe koyuldu.

Kadın konuşmaya başladı" Efendim gelinliğinizi giyinmenize yardım edelim. Seçin ilk önce" gelinlik sevmiyordum gelinlikte giymeyecektim"bana dar beyaz elbise tarzı birşey ver hanımefendi" kadın beni onaylayıp gelinliklerin arasından sade bir elbise tarzı gelinlik verdi.
"Buyrun efendim " gelinliği bana uzatıp geri çekildi. Giyinme odasına girip gelinliği üzerime geçirdim. Gelinlik oldukça dar olduğu için üzerime giymikte biraz zorluk çekmiştim. Giyinme odasından çıkıp görevli fermuarı mı çekmesi için arkamı döndüm.

"Çok güzel oldunuz efendim çok yakıştı" Bu kadın bana çok tatlı gelmişti." Teşekkür ederim. Adın neydi?" Diye bir soru sordum."Nazlı efendim" sürekli bana bir prenses adabı ile sesleniyordu "bana efendim gibi kelimeler kullanma Nazlı. Ben sana nasıl Nazlı diye sesleniyorsam sende bana Mavi diye seslen olur mu?" Başını hafifçe sallayıp " Peki Mavi han- Mavi" hafifçe güldüm. Kapı açılınca arkamı dönüp gelenlere baktım. İpek ve Berfin odaya gitmişti. Onları görür görmez hemen yanlarına ulaştım. "Ne kadar güzel oldun sen böyle. Savaş seni görünce çok beğenecek"
İpekin söylediği şeyden sonra içeri Savaş girdi.

Bana doğru yaklaşıp gözlerini kıstı. Üzerinde Siyah takım elbise ve siyah bir gömlek vardı." Güzelim" dedi Savaş.
"Efendim" Gülerek söylediğim cevaba hemen cevap verdi.
"Çok güzel olmuşsun" kolunu bana uzatarak girme mi bekledi. Koluna girip yüzüne baktığımda onunda bana baktığını fark ettim. Hafif gülümseyip Berfin ve İpeke baktım. "Çiçek yok " diye araya girdi Berfin. Nazlı hemen gelinliğime uygun bir çiçek seçerek bana verdi." Hadi gidelim şimdi" İpekin söylediği şeyle tam ilerleyecektim ki durdum. "Abim nerede?" Diye bir soru sordum." Alt katta güzelim" başımı sallayıp ilerlemeye başladım. Salona geldiğimizde  içimde bir heyecan hissettim." Ben heyecanlandım ya" dediğimde Savaş kocaman bir kahkaha attı. Gözleri kısılmış yanağında derin bir çukur vardı.
"Heyecanlanma ya hadi inelim gel" başımı sallayıp aşağıya doğru ilerledik. Egemen aklıma gelince içime bir üzüntü düşmüştü ama çok geçti artık.

Salondaki kalabalık bizi görünce alkışlamaya başladı.
Abim ordaydı ve Egemende. Savaşa gözleri mi çevirdim ve teşekkür ettiğimi gözlerimden anlamış olacak ki başını salladı.

Abim yanıma gelip bana sarıldı." Çok güzel oldun Mavi seni çok seviyorum abiciğim" gururla söylediği şeyden sonra "Bende seni çok seviyorum abiciğim" dedim. Egemen bana doğru yaklaşıp aniden sarılınca Savaş boğazını temizledi.
"Mavi hadi artık gerçekten karım ol atalım şu imzaları" kafamı sallayıp koluna tekrar girdim. Nikah memuru konuşunca herkes bize döndü iki tane orata yaşlı bir çift vardı sanırım bunlar Savaşın anne ve babasıydı.
"Siz Ruaf Aksoy kızı Mavi Aksoy,Adnan Kılıç oğlu Savaş Kılıcı  eş olarak kabul ediyor musunuz?" adamın söylediği şeyden sonra başımı sallayıp " evet" dedim kısık sesle.

"Siz Adnan Kılıç oğlu Savaş Kılıç, Ruah Aksoy kızı Mavi Aksoyu eş olarak kabul ediyor musunuz?"
Nikah memurunun sorusu ile Savaş bana bakarak gülümsedi.
"Evet ediyorum" dedi. "Hadi gelini öp" dedi Savaş'ın annesi sandığım kadın. Fakat bozuk bir Türkçesi olduğu için yanıldığımı düşündüm. Savaş ayaklanıp benimde ayağa kalkmamda yardımcı oldu. Eğilip aklıma minik bir öpücük bırakarak geri çekildi. Herkes bir anda alkışlamaya başlayınca aklıma gelen fikir ile çiçeği mi fırlatmak için gelen misafirlerin bir kısmını sıraya dizdim. İsimlerini bildiklerim azdı, Atalay ,Barış, İpek, Berfin, Leyla,  ve Egemendi kalan birkaç kişi daha vardı. "Atıyorum " diye bağırdım. Çiçeği fırlatınca tesadüfen Barış'ın eline geldi." Hadi birine ver çiçeği" dedi Türkçesi bozuk olan kadın." Kimse vereyim anne saçmalıyorsun şu an" demek anneleriydi bu kadın ama yabancı mıydı yani?" Hadi oğlum ver işte"Barıs bıkkın bir nefes vererek arkasına dönüp çiçeği İpeke uzattı.  kızlardan biri biranda İpeke kıskanç bakışlar atıp geri çekildi.

Gözlerindeki SavaşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin