Bu bir sır

9 1 0
                                    

Yatağımdan yorgun bir şekilde kalkarken saatime bakmıştım. Dersler çoktan başlamıştı, zaten bugün gitmek gibi bir planım yoktu.

Yerimden kalkmıştım ve okula giderken yaptığım gibi hazırlanıp dışarı çıkmıştım, biraz dolaşmak iyi olur sanmıştım.

Giderken juviayı görmüştüm ve yanına gitmiştim, o da mi okula gitmemişti?

(L:Lucy/J:Juvia)

L:oh, juvia nasilsın? Okula gitmedin mi

J:Juvia bugün okula gitmeyip senin yanına gelecekti, juvia iyi olup olmadığını kontrol etmek istemişti.

L:o zaman burada karşılaşmamız senin için iyi oldu, hadi biraz yürüyelim

Tatlı ve fazla belli olmayan bir gülümsemeyle juviayla yürümeye başladık, ikimizde suskunduk. Ama bu sessizliği bozan kişi bu sefer ben olmuştum

L:Hey juvi, bugün neden okula gitmedin?

J: Juvia sadece senin yanına gelmek için okula gitmedi ve burada karşılaşmamız juviayı mutlu etti

Ortam yine sessizleşmişti. Biz böyle amaçsız ve sessizce dolaşırken aradan baya bir saatin geçmesi oldukça şaşırtıcıydı

Telefonumda babamdan bir mesaj vardı, bana eve gelmem gerektiğini söylemişti ama 1 saat önceydi. Eve gidince kesinlikle azar yiyecektim

Juviaya nedenini anlatmadan sakince oradan ayrılmam gerektiğini söyleyip oradan ayrıldim, baya bir yürümüştük o yüzden eve varmam biraz uzun sürecekti

Eve doğru ilerliyordum, eve her yakınlaştığımda adımlarımdaki korku ve endişe bedenime yayılıyordu. Beni neden çağırmıştı ki? Bir şey mi olmuştu

Ben bu düşüncelerle savaşırken, adımlarımın eve gelmesiyle bütün düşüncelerim son bulmuştu.

Eve yavaş ve korkuyla adımlıyordum, eve girdiğimdeki o garip sessizlik fazlasıyla ürperticiydi

Babamın nerede olduğunu sorsamda, ses yoktu. Odaları gezmeye başladım ama babamdan bir iz yoktu. Telefonumu çıkratıp saate bakınca babamın yazdığı mesaj üzerinden 2 saat geçtiğini farketmemle içimdeki korku tekrar bütün bedenime yayılmıştı.

Babamın odasının kapısı açıktı ve bende girmiştim, babamı bulma umuduyla odaya girmeme rağmen odada birsürü imzalı belge dışında bir şey bulamamam beni hüsrana uğratmıştı.

O belgelerde gözüm bir yazıya takılmıştı, ben.. benim adım mı?? Ama neden

Bir belgeyi elime alıp okumaya başladım, benimle ilgiliydi. Ben belgeyi okurken dışardan gelen babamın sesini duymamıştım

Okuyordum, sadece okuyordum ve her bir kelimede kalbim parçalanıyor, gözlerim doluyordu.

Senkop mu? İlaçlar mı neden bu kadar fazla para ödemişti babam?

Ben her cümleyi okurken gözlerimden bir yaş daha iniyordu, hasta mıydım? Ama nasıl

Hayatta başıma gelebilecek en kötü şey gerçekleşmişti, ben bir yandan belgeleri okuyup ağlarken babamın odaya girdiğini farketmemiştim,

Bağırıyordu, hemde fazlasıyla. Bu kadar mı önemlilerdi o belgeler?

En az 30 dakika boyunca azarlandıktan sonra, ağlamaktan birbirine karışmış makyajım ve tamamen berbat hale gelmiş yüzüm ile evden dışarı çıkmıştım.

Yürüyordum, sadece ama sadece yürüyordum bu umutsuzluk ve üzüntü peşimi bırakmıyordu.

Bir yerde nefes nefese kalmış bir şekilde oturmuştum, telefona bakmıştım. Saat 3  olmuştu. O kadar fazla mı azarlanmıştım yani?

Artık ağlamıyordum, sadece duygusuz şekilde yürüyordum.

Telefonum yanımdaydı, her titreştiğinde babamın aradığını ya da mesaj attığını anlıyordum, korkuyordum. Derken duymayı en korktuğum sözcüğü duydum

?..: Lucy?

Fakat hiç korkmadığım ve hiç beklemediğim birindendi, Natsu.

N:Natsu/L:Lucy)

N: Lucy?

Arkamı döndüğümde artık ben, ben değildim. Koşarak Natsu'ya sarıldım, hiçbir şey demeden, söyleyemeden sarıldım sadece. Belki o güvenli kollarda hissetmek istedim kendimi, bilmiyorum.
Göz yaşlarım yeniden benden izinsiz akmaya başladı, ağzımdan kelime çıkmıyor, sadece ağlama sesim duyuluyordu.

N: Sakin ol, sorun ne? Bu saatte neden dışarda tek başınasın, başına birşey gelebilirdi.
Dedi en sakin ses tonuyla.
Ağlamamı durdurarak;

L: Ben.. ben evden kaçtım.

N: Nasıl yani, neden?

Anlatmalı mıydım? Anlatmak bana iyi gelir miydi? Diye düşünürken kelimeler ağzımdan dökülmeye başladı..

L: Natsu, ben.. babamdan kaçtım.
Beni sessizlikle dinliyordu

L: Biz.. kavga ettik. Aslında bu zamana kadar bildiğin ben değildim, O Lucy Heartfilia'ydı. Ben ise düz Lucy, hasta Lucy..

N: Hasta? Sen..

L: Evet, hastaymışım. Babam bana söylememiş. Kolyemi kaybettim demiştim ya, aslında babam almıştı. Bir cezaydı bir nevi.
Natsu beni şaşkınlıkla dinlerken devam ettim.

L: Ben, küçüklüğümden beri evde ceza alırım. Notlarım düşerse, babama göre saygısızlık olan hareketler yaparsam, kavga edersek.. her türlü bir ceza alırım ve bunlar ağır olur, ama babam hiçbir zaman bana vurmaz. Canımı vurmadan yakar, verebileceği en ağır cezaları verir. Ben bugün evde onun odasında benim hakkımda belgeler gördüm, hastalığımla ilgiliydi. Gördüğümü farkedince beni gene cezalandırdı, bende evden kaçtım.

N: Lucy, sen.. iyi misin? Lütfen bana ne hissediyorsan söyle, ne demek istiyorsan.

L: İyi misin?.. uzun süredir gerçek cevabını vermediğim soru. Bir cevap istiyorsan vereyim, değilim. Aslında doğduğumda mutlu olabileceğim bir hayatım varmış, annem ölmeden önce. Babam hiçbir zaman bana baba olamadı, ben babama hiç sarılmadım, hiç onu öpmedim, hiçbir şey isteyemedim, korktum çünkü. Ceza almaktan korktum, biz görünürde baba-kız rolünü oynadık, gerçekte sadece öz babam.

Dediğim an sendeledim, başım gene dönmeye başladı. Natsu beni yavaşça yere bıraktı, yanıma çöktü. Başımı omzuna yasladım, ağlamaya başladım. Nefes kontrolümü kaybetmiştim, canım yanıyordu. Fakat yanımda çok güvendiğim birisi vardı, başıma ne gelirse gelsin beni koruyacağına inandığım biri. Acı çekiyordum ve bunun farkına varan sadece Natsu'ydu. Ben yaşarken acı çekmektense, bir kez acı çekip hiç birşey yaşamamayı tercih ederdim.

O gün, okulun ilk günü ben kendi kaderime adımlarımla yaklaştım, bu gün ise o kaderden ayrılamadığımı, ölümün benim için kaçınılmaz bir son olduğunu anladım. Belki senkop beni öldürmezdi, ama ben kanserdim. Bunu bilen tek kişi ise ben ve babamdı

Yt: Jensswiee/Iveaskm
Tt: sadecenalu/'★

**6. Bölümü hemen yazmak zorundayım😭 bu gercekten uğraştırıcı

Yıldızın AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin