iki : tavşan bir zıplar, iki zıplar.

411 73 54
                                    





uyarı ve not:
kan ve fazlasıyla ceset unsurları geçmektedir.
kaldıramayacak olanlar sahneleri atlasın.
bölümü okurken hazırladığım playlisti dinlemenizi öneririm, zorunda değilsiniz fakat ayrı bir hava katacağından dolayı önerimdir.





🃏






your mind wants to leave but you can't gothis is a happy house, we're happy herein happy house, oh this is fun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



your mind wants to leave but you can't go
this is a happy house, we're happy here
in happy house, oh this is fun

the weeknd — house of ballons










jisung içine yüklenen deli cesaretiyle aldığı özgüven sayesinde yaslandığı taksiden bedenini ayırıp dik dik karşı tarafa baktığında aslında yapmaması gerektiğini bildiği hâlde öne doğru bir adım atmıştı, büyük olmasa bile o ufak adımla jungkook'u da gereksiz bir cesarete sürüklemişti. "sizi manyak ruh hastaları, nerdiniz ne?" diyerek bağırdığında iliklerine kadar titriyordu, sesine yansımasın diye de resmen kendini sıkmıştı. jungkook'a doğru biraz yaklaşıp sol elini çaktırmadan onun bacağına değdirdiğinde bakışlarının ellerine dikkat çekmesini sağlamak istiyordu. hızlı düşündüğünden dolayı ne yapacağını anlamasınlar diye de bağırarak oyalamaya çalışıyordu, tabii bağırmak ne kadar mantıklıysa.

"ahmaklar, aptal bir kostüme sığınmak eminim sizin için çocuk oyuncağı olmuştur." jisung hâlâ kıpırdamayan jungkook'a bir kez daha temas ettiğinde arkasında kalan benzin istasyonunun yanındaki ışıkları az yanan marketi arkasında duran eliyle işaret etmişti. hemen ardından da telefon işareti yaptığında, jungkook onun anlatmak istediğini hızla kavramıştı. markete kendini kapatıp telefonundan yardım alacaktı, basit değildi elbette. jisung kendini kurban misali öne atıyordu fakat kendisine olan güveni ve az da olsa kaptığı dövüş teknikleri sayesinde zaman kazanacağına inanıyordu. jungkook başta fazlasıyla tereddüt etmişti, sonuçta arkasında bırakacaktı jisung'u.

bu tereddüt edişlerini uzun tuttuğunu fark eden jisung ağzıyla siktir ol git diyemediğinden dolayı başını çevirip bakışlarıyla anlatmak istemişti her şeyi. hafifçe başını eğip gitmesini işaret ettiğinde jungkook gözlerini kırpmıştı. "dikkatli ol." dediği anda taksinin etrafında dolanıp benzin istasyonuna doğru koşmaya başladığında, donald kostümlü bunu bekliyormuş gibi ağır adımlarla yürüyerek yolun karşısına doğru adımlamıştı. jisung onun hedefinin yalnızca jungkook olduğunu fark etmişti, demek ki kendisini koruması gereken tek kişi mickey kostümlü katildi. korkuyordu, bayılacak gibi hissediyordu fakat bunların hepsini göz ardı edebilecek bir gurura da sahipti.

yolun karşısına geçip tek hedefi markete girmek olan donald'a engel olabilmek için daha fazla yaklaşmasını beklemişti jisung. ikisi de yolun karşısına geçmişti fakat yürüdükleri yolları ayırarak hedeflerine gittikleri amaçları da açıkça belli etmişlerdi. üstelik kostümlerin kafaları yüzünden oldukça ağır olduğunu hesaba katarsa, bir tekmeye yere düşürüp dakikalarca oyalanmalarını sağlayabilirdi. planı basitti, donald kostümlüyü yere ser ve mickey kostümlüyü de bir şekilde atlatmaya çalış.

hey, mickey!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin