uyarı: kurgu gerçek zamanla uyumlu gitmiyor
Charles'ın ekibinin ayarladığı bir özel jetle Bahreyn'e uçuyordum. Okyanusu geçmek oldukça uzun sürdüğü için daha uçuşumuzun bitmesine 5 saat kadar vardı.
Uçağa binmeden Carlos'un menajeri Oñoro'yu aramış, durumu hakkında bilgi almıştım. Araç kullanılmaz haldeydi ancak araç tamir edilebilirdi, sağlığın yerini dolduracak hiçbir şey yoktu bu hayatta.
Oñoro bana, Carlos'un vücudunun bazı bölgelerinde 2.dereceden yanık olduğunu ve sağ elinin serçe ve yüzük parmağınının kırıldığını söylemişti. Ciddi bir durumu olmasa da onun için endişelenmeden duramıyordum.
Lanet olası uçuş ne zaman bitecek artık diye hayıflanırken hafifçe bastıran uykuyla gözlerimi bir süreliğine dinlendirmek için gözlerimi kapattım.
-
Uçuş görevlisinin beni dürtmesiyle uyanmıştım. En sonunda Bahreyn'e gelebilmiştik. Uyumak bana iyi gelmiş, stresimin az da olsa azalmasını sağlamıştı.
Jetten iner inmez havalimanına girip yapmam gereken ıvır zıvır evrak işlerini hallettikten sonra bana ayarlanan arabayla Carlos'un olduğu özel hastaneye doğru yol almaya başlamıştım.
Telefonumu kontrol ederken Travis'ten gelmiş olan bir sürü mesajı kontrol ettim ama cevap vermedim. Şu an Travis'le konuşacak halde değildim, tek dileğim bir an önce Carlos'u görebilmekti.
Hastaneden içeriye girdiğimde lobiden Carlos'un kaldığı odayı öğrenmiş ve hızlı bir şekilde asansöre doğru adımlamaya başlamıştım. Carlos'un odasına girmeden önce üstüme ve başıma çeki düzen vermek için kattaki lavaboya girip saçımı düzelttikten sonra yüzüme renk gelmesi için biraz allık ve ruj sürdükten sonra lobideki danışmanın bana söylediği 312 numaralı kapının önüne geldiğimde derin bir nefes alarak kapıyı tıklattım. ''Gir.'' komutunu aldıktan sonra içeri girdim.
İçeride Carlos ve annesi Bayan Vazquez vardı, annesi Carlos'un yatağının yanındaki kanepede kıvrılmış uyuyordu, yorulmuş olmalıydı.
Carlos beni gördüğünde gülümsedi, ses çıkarmamaya çalışarak yatağının kenarına oturduğumda bir süre bakıştık, en sonunda dayanamayıp kollarımı boynuna doladığımda canının acıdığını belirten sesler çıkarmıştı, yaralarına dokunmuş olmalıydım. Hemen geri çekildim.
''Ben...çok özür dilerim, canını yakmak istememiştim.'' derken gözlerimin dolduğunu hissedebiliyordum.
''Sorun yok Chloe, canım acımamıştı zaten. Gel buraya.'' diyerek sargıda olmayan kolunu belime doladığında ben de nazikçe ona sarılmıştım.
''Ben, sana bir şey olacak diye çok korktum Carlos.'' gözyaşlarımla omzunu ıslatırken sesim boğuk çıkmıştı.
''Sorun yok güzelim, ben iyiyim. Geçti.'' dediğinde sanki onu hiç bırakmak istemiyormuşcasına sırtındaki kollarımı sıkılaştırdığımda Bayan Vazquez'in bana seslenmesiyle bedenlerimizi ayırmıştım.
''Ah Chloe, ne zaman geldin? Geldiğini duymamıştım, hoş geldin.''
Carlos'un yanından kalkarak Bayan Vazquez'in yanına gittim ve birbirimize sarıldık.
''Yeni gelmiştim zaten Bayan Vazquez, sizi uyandırmak istemedim. Yorgun görünüyorsunuz.'' dediğimde buruk bir şekilde gülümseyerek Carlos'a doğru döndü.
''Evet, oldukça yoğun bir gün oldu. Neyse ki sağ salim atlatabildik.''
''Anne, sen oteline dön istersen. Chloe zaten burada, ben de gayet iyiyim.'' dediğinde gülümsemiştim.
''Carlos haklı Bayan Vazquez, ben onunla kalırım. Siz iyice dinlenin, bunu hak ediyorsunuz.'' dememle annesi kafasını onaylarcasına sallamıştı.
''Pekala; madem Chloe kızım seninle kalacak, gözüm arkada kalmaz o halde...'' dediğinde utandığımı hissediyordum.
''...acil bir durum olduğunda hemen arayın olur mu?''
Onaylarcasına kafamı sallamıştım.
''Merak etmeyin, oğlunuza gözüm gibi bakacağım.'' dememle ikisi de gülümsemişti.
Bayan Vazquez'le vedalaştıktan sonra odada sadece Carlos ve ben kalmıştık.
Koltuğa oturduğumda Carlos kaşlarını çattı.
''Orada mı oturacaksın Chloe?'' diyip yatağındaki boş kısma elini vurduğunda biraz şaşırsam da yanına oturmuştum ama uzanmamıştım.
''Carlos, bana sana olan duygularımın karşılıklı olmadığını söylemiştin...'' diye mırıldandığımda Carlos kucağımdaki elimi, iki elinin arasına almıştı.
''Chloe, seni ilk gördüğüm zamandan beri beğeniyordum ancak durumları biliyorsun. Takım arkadaşımın kız kardeşi olman benim için bir sorundu çünkü anlarsın ya, seninle aramızda yaşanacak kötü bir olay benim Charles ile aramı bozabilir ve bu kariyerimi etkileyebilirdi.''
Dediklerini şaşkınlıkla dinliyordum, bana ilgisi olduğunu hiçbir zaman düşünmemiştim. Kariyerini etkilememek istemesi oldukça anlaşılabilir bir durumdu.
''Seni seviyorum Chloe, bunu bilmenin zamanı geldi de geçiyordu.'' dediğinde fark etmeden ağladığımı fark ettim.
Ellerimi yüzüne koyarak dudaklarımızı birleştirdiğimde, uzun süredir bu anı bekliyormuşuzcasına öpüşmüştük. En sonunda nefes almak için dudaklarımızı ayırdığımda alınlarımız bitişikti.
Ancak aklımda bir soru vardı, Carlos'un kariyeri henüz bitmemişti ki. Bu sakatlık ona en fazla 3-4 yarışa mal olur sonra yarışmaya devam ederdi. Bana neden bu itirafı yaptığını anlayamamıştım.
''Carlos.'' diye mırıldandım. ''Bana neden bu itirafı şimdi yapıyorsun?''
''Ferrari...'' biraz duraksayarak devam etti, ''Sözleşmemi yenilemedi, sene sonunda takımdan ayrılmamı istiyorlar.'' dediğinde Carlos'tan uzaklaşıp şaşkınlıkla ona baktım.
Başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü sanki.
Tam Carlos'la yakınlaştık derken aslında giderek birbirimizden uzaklaştığımızı fark edememiştim.
dostlar selam bu bölüm biraz kısa oldu farkındayım ama geçiş bölümü olsun istedim, bundan sonra diğer bölümü yazmaya geçiyorum bu hafta içerisinde geleceğinden emin olabilirsiniz
değerli yorumlarınızı merakla bekliyorum
ayrıca duyurularımda size soru sordum ama sallamadınız jkdlkjhsnjdkj burdan sorayım
yeni bir carlos fici daha yazmamı ister misiniz yoksa carlando tarzı bir şeyler mi yazayım?
6k okunma için hepinize çok teşekkür ederim sayenizde bu kadar ilerledik🙏🏻❤
öpüldünüz bayyy
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşktan Bahset || Carlos Sainz
Fanfictionİlk Carlos Sainz kurgusudur. Chloe Leclerc Charles Leclercin kardeşi ve aynı zamanda hukuk stajyeridir.Abisinin takım arkadaşı olan Carlos Sainz ile tanışması ile hayatı değişir...