yürüyen cesetler

38 13 33
                                    

(2 yıl sonra)

Ruhsuzdum, Kırgındım, paramparçaydım, yalnızdım, hayat neden bu kadar acımasız olmak zorundaki neden tüm gerçekleri yüzümüze vurmak zorunda,  yeter ölmek istiyorum. Yaşamak bana ne zaman mutluluk vermiştiki, inanmıyorum hatırlamıyorum bile...

Gözümden, sessiz ve yavaş yavaş akan yaşlara karşı tepkisizdim. Hava yavaş yavaş kararmaya başlamıştı.

Soğuktu... Hem de çok soğuk.
Korkuyorum. Canım çok yanarmıydı.
Ahhh lanet olsun. Korkağın tekiydim işte, kendimi dahi öldürmeye gücüm yok.

Kayalara hızla çarpan dalgalara baktıkça canım yanıyordu. Neden? Neden bunu yaşamak zorundaydım? Neden normal bir insan gibi yaşayamıyorum? Yeter. Canım yanıyor.

İçimde her gün ve her gün bu çatışmayı yaşamak canımı yakıyor. Beni sonsuz bir karanlığa çekiyor.

Böyle yitip gitmek istemiyorum. Ne olur ölmek istiyorum, tek isteğim ölmek.

Gözlerim Kayalara döndükçe göz yaşlarım hızla akmaya, kalbimdeki yaralar daha fazla kanamaya başlıyordu.

Düşünceler beni rahat bırakmıyor. Dipsiz bir kuyuda gibiyim, tutunacak bir el yoktu benim için hiç bir zaman. Ölüme o gün ilk defa gülümsedim.
Ahh. Bu düşüncelerden sonra sanırım cesaret topladım. Dalgalar daha da sert vurdu o akşam. Acımasızca vurdu.
Ölümüm iki dalgayla olucaktı, olsun beni istediğim huzura kovuştursun tek isteğim bu...
Gözlerim dolu dolu gökyüzüne baktım ve gülümsedim. Neye karşı gülümsüyordum  o an anlamadım.

Kalbim yüz parçaya ayrılacaktı resmen korkudan.

Ölüm huzur, umut. Korkma.

Daha fazla duramazdım bu dünyada. Umarım bu intiharım başarılı olur.
Kendimi dalgalara attım. Kalbim son kez atarcasına tüm gücüyle hızlı hızlı attı ve sonu olmayan dipsizlik...

YÜRÜYEN CESETLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin