1

2 1 0
                                    

"Kitaplar... Aynı kitapları okumadığımıza eminim, aynı duygularla okumadığımıza da eminim." Okuduğum satırlarla dudaklarım hafifçe yukarı kıvrıldı kitaplar ve onların verdiği hisler herkes de uyandırdığı farklı duygular farklı hayaller ne kadar aynı kitapları, aynı satırları, aynı cümleleri okursak okuyalım herkesiz çıkarttığı anlam faklıydı. Kitapları eşsiz ve özel kılan bu değil miydi her şey bizim zihnimize ve algımıza göre şekil alıyordu baştan sona karakterleri kendimize göre yorumluyor bazen kendimizi onların yerine koyuyor, onlarla gülüyor, ağlıyor ve bazen kızıyorduk. Kaç kere bir karaktere sanki beni duya bilirmiş gibi kızıp bağırıp çağırdığımı bile hatırlamıyordum. Düşüncelerimle yine zihnimde bir ayrıma girmişken kapının çalınması daha doğrusu yumruklanmasıyla hafifçe oturduğum yerden doğruldum kaldığım paragrafa postitimi yapıştırdım ve ayracımı yerleştirdim kitabımı kapatıp önümdeki koyu yeşil küçük masamın üzerine bıraktım. Kulağıma tekrar ilişen kapının sesiyle iç çekerek yerimden hızla doğrulup kapıya ilerledim kapıyı hafif çe aralamamla hizla itilip açılmaması eş zamanlı oldu.

''Kızım nerdesin ya ağaç oldum bur da'' diyerek içeriye hızla giren arkadaşımın ceketini çıkartıp yanında duran askıya fırlatışını izledim.

'Sana da merhaba Sanem' alaycı yüzümle birlikte sesime de eklediğim kinayeyle yüzüne baktım.

''Merhaba merhaba kankacım da nerdesin hakikaten sen'' dedi hızlı adımlarla ilerleyerek koltuğa oturdu ve yayıldı

'Kitap okuyordum' dedim yavaş adımlarla koltuğa ilerledim bir kaç dakika önce kalktığım yerime yerleşirken

''Aaaa gerçekten mi ya baksennnn her yere kitapla gidip günde 600 sayfalık kitapları bitiren birinin kitap okuduğu için kapıyı geç açtığını hiç düşünememiştim oysaki ben'' gereksiz ve aşırı tepkili kurduğu cümleyle istemsizce gözlerimi devirdim.

'O zaman neden soruyorsun' dedim alaycılıkla

''O beni bekletme bir tepkiydi soru değil hala anlamadın mı yaaaaa!' kafamı sallamakla yetindim ''Neyse konumuz bu değil sen neden hala hazır dilsin baklalım'' dediğinde fark ettiğim programımızla içime bir bıkkınlık çöktü yavaşça yerimde huzursuzca kıpırdanıp kitabımı aradım.

'Ben gelmiyorum' dedim kaldığım sayfayı açarken olabildiğince göz temasından kaçınıyordum çünkü aniden gözlerini belertip sanki 'Bir gangısterden hamileyim' demişim gibi bir surat ifadesine bürüneceğini biliyordum.

''NE DEMEK GELMİYORUM KAYLA KAÇ GÜN ÖNCESİNDEN YAPTIK BU PROGRAMI BU GÜCE ÇIKICAZ DEDİK OKADAR SÜSLENDİM PÜSLENDİM HAZIRLANDIM SENİ ALMAYA GELDİM VE SEN GİTMİYCEZ DİYORSUN'' her bağırdığında olduğu gibi git gide cırtlaklaşan sesiyle koltuktan kalkmış aşırı el kol hareketleri yaparak beni azarlıyordu.

'Gitmiyoruz demedim gelmiyorum dedim' onun aksine en sakin halimle

''AYNI ŞEY''

'Değil'

''EVET CANIM AYNI ŞEY BİZ HANFENDİYİ KAPISINDAN ALMAYA GELELİM O GELMİYCEĞİNİ SÖYLESİN YOK YAAA''

'Birincisi en başından bu programa dahil olmadım sen olmuşum gibi davrandın ikincisi tek başına çıkmıyorsun Eliflerde geliyor üçüncüsü buraya beni almaya değil benimle gitmek için geldin çünkü araban yok' dedim konuşmanın başından beri kafamı kaldırmadığım kitabıma bakarken. Sanem tam dudaklarını aralayıp konuşacağı sırada çalan kapıyla duraksadı ve sinirle kendini koltuğa bıraktı bende yavaşça yerimden doğrulup kapıya ilerledim. Kapıyı açtığımda karşımda duran Elif bana kocaman bir gülümseme verdi açık kumral beline kadar uzanan saçlarının uçlarına bukleler yapmış üzerine toz pembe göğüs dekolteli hafif kabarık eteği olan mini bir elbise giymiş açık elaya çalan gözlerini ışıltılı bir makyajla süslemişti oldukça tatlı ama bir o kadarda çekici görünüyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 24 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İRTİHALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin