1.Aranan Bulunur

586 75 3
                                    

Doğan Duru - Kafesine Uçan Kuş

---------------

"Gamóto! (Allah kahretsin!)" diye bağırdığını duydum annemin.
Ardından bir şeyin kırılma sesi geldi ama oturduğum merdivenin görüş açısından dolayı göremedim neyi fırlattığını. "Sáranan kyriolektiká to aftokínitó sou, ítan kai i kóri mou se aftó to aftokínito. Ki an tou synévaine káti, e? Ti tha ékana tóte?! (Resmen arabanı taradılar, o arabada benim kızım da vardı. Ya ona bir şey olsaydı, ha? Ne yapacaktım ben o zaman?!)

"Irémise, Devin. Entáxei, koíta, lypámai polý gia aftó pou synévi, allá xéreis óti ékana ó,ti kalýtero boroúsa. Noiázomai gia tin Duru óso kai esý, eínai kai i kóri mou. (Sakin ol Devin. Tamam, bak, olanlar için çok üzgünüm ama elimden geleni yaptığımı biliyorsun. Duru'ya senin kadar ben de önem veriyorum, o benim de kızım.)"

Fedon'un sözlerine burun kıvırırken aslında o kadar da samimiyetsiz olmadığını biliyordum ama bugün Yunan mafyasının arabamıza yaptığı saldırıdan dolayı her şeyine kulp bulup sataşasım geliyordu.

"An eínai kai kóri sou, tóte káne káti! Káne káti kai prostátepse tin kóri mou. Engýise mou, Fedon, óti aftoí oi ándres den tha epicheirísoun poté xaná na skotósoun tin kóri mou. Dós' to se ména alliós tha cháso to myaló mou.
(Madem o senin de kızın, öyleyse bir şey yap! Bir şey yap ve kızımı koru. Bana bu adamların bir daha kızımın canını kastetmeyceğinin garantisini ver Fedon. Ver yoksa ben aklımı kaçırağım.)"

Annemin öfkeli ve endişeli sesi evin içinde yankılanırken stresten dudaklarımı ısırdım. Özellikle son günlerde bu evde yaşanan gerginlik beni diken üstünde tutuyordu sürekli. Maalesef bu konuda etkisiz eleman olduğum için kendim hakkımda fikir bile belirtemiyordum. Halbuki sorsalardı eğitim hayatıma Türkiye'de devam etmek istediğimi söyleyip defolur giderdim bu ülkeden. Böylece burda canımın girdiği tehlikeyi de ardımda bırakmış olurdum ve annem de Fedon da rahatlarlardı.

Kısa bir sessizlikten sonra Fedon sakin ve kontrollü bir sesle yavaşça konuştu.
"Stin pragmatikótita, ypárchei trópos na kratísete to Duru asfalés. (Aslında Duru'yu güvende tutmanın bir yolu var.) "

Söyledikleriyle yerimde dikleşirken merakla kulak kabarttım.

"Gia ti prágma milás? (Neyden bahsediyorsun?) " diye düzgün Yunancasıyla konuşan annemin sesinde merak vardı.

"Boroúme na steíloume ton Duru stin Tourkía. (Duru'yu Türkiye'ye yollayabiliriz.) "

Fedon'un temkinle kurduğu cümleyle şaşkınlıktan dudaklarım açıldı. Acaba iç sesimi mi duydu da böyle bir teklif yaptı diye düşünürken annemin meraktan arınmış öfkeli sesini duydum bu sefer.

Beni Öp Sonra Koru BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin