Lobiye indiğimde Ezgi'yi gördüm. Kıvırcık saçlarını balıksırtı şeklinde örmüş, siyah eşofman giymişti. Üstünde de beyaz tişört vardı. Beni görünce gülümseyerek el salladı. Ben de gülümseyerek yanına gittiğimde aynı anda, "Merhaba!" dedik.
"Hadi gel, yürüyelim." Otelden dışarı çıkıp sahil kıyısına gittik. Yürürken ayaklarımıza kısmen kum girdi ama dert etmedik.
"Ben de sana bir şey söyleyebilir miyim?" Ezgi böyle bir soru sorunca merakla ona baktım. "Efendim?"
"Benim içimde çok kötü bir his var Alena, çok kötü bir his." dedi.
"Nasıl bir histen bahsediyorsun?"
"Çok garip. Daha önceden hiç hissetmediğim bir his. Ayrıca iki yerde hissediyorum: Kalbimde ve onun altında."
Ona döndüğümde, "Bana bir şeyi çağrıştırıyor ama neyi?" dedi. "Çok tuhaf."
"Allah Allah," dedim, "Neden öyle bir şey oldu ki?"
"Bilmiyorum," diye üzgünce mırıldandı.
"Peki, ne zamandan beri hissediyorsun?"
"Buraya geldiğimizden beri."
"Nasıl hissettiriyor?"
"Sanki kalbimden bıçak yemişim gibi."
"Nasıl bir bıçak yarası?"
"Sanki birisi eline bıçak almış ve hiçbir günahım yokken bıçağı kalbime saplamış."
"Anladım," diyerek önüme döndüm. "Bir psikologdan yardım almayı düşündün mü hiç?"
"Psikolog falan sevmem ben. İstemiyorum."
"Neden ki?"
"Korkuyorum."
"Korkuyor musun?"
"Kızlar. Ezgi."
Aniden arkamıza döndüğümüzde Servet'i gördük. Doğrudan Ezgi'ye bakıyordu. Ezgi de ona baktı ama şaşkınca. Sonra Servet bana baktı. "Biraz konuşmamıza izin verir misin?"
"Tabii," dedim çatık kaşlarımla. Oradan uzaklaştım. Rastgele banklardan birisine oturup telefonumu çıkarttım. Acaba ne konuşacaklardı? Tabii ki de bunları öğrenmek haddime değildi ama içimdeki kurt merak ediyordu işte.
Dikkatimi dağıtmak için WhatsApp'a girdim. O an aklıma gelen şeyle grubumuza girdim ve Özgür'ü, Deniz'i ve Akdeniz'i teker teker kaydettim. O sırada soyadlarını da öğrenmiş oldum.
Özgür Aksel
Deniz Atasoy
Akdeniz Ulusoy
Kaydettikten sonra Ezgi'nin bana doğru geldiğini gördüm. Yanıma geldi ve "Hadi, devam edelim," dedi. Yüz ifadesine baktığımda ifadesiz olduğunu gördüm. Ona bu konuyla soru sormamak için kendimi zor tutarken ayağa kalkıp telefonumu cebime koydum ve ayağa kalktım.
"Psikologlardan neden korkuyorsun Ezgi?" Konuya kaldığım yerden devam ettim.
"Sanki sıkıntılarımı küçümseyeceklermiş gibi geliyor. Ya da 'Bu muydu derdin?' diyeceklermiş gibi geliyor."
"Tam tersi, tüm herkes dertlerimizi küçümseyebilecekken psikologlar asıl önemserler. Asıl onlar derdimizi anlarlar." dedim.
Aklıma gelen fikirle Ezgi'ye döndüm. "Aa bak benim psikolog arkadaşım var. Melda Dursun. İstersen tatil dönüşü onunla konuşurum ve sana randevu hazırlatırım."
"Ciddi misin?" Ezgi gözleri irice açarak bana bakıyordu. "O-Olur."
"Tamam o zaman. Tatil dönüşü."
![](https://img.wattpad.com/cover/364018649-288-k337300.jpg)