18. BÖLÜM

309 33 21
                                    


     Gelin ve damadı sandalyelere oturtmuş alkışlar eşliğinde klamlar söylüyorlardı.

Sosın'ın ise gözü sürekli Zelal'i arıyordu. Yanında huzursuzca oturan adama göz ucuyla baktı.
Sorup sormama konusunda hem kararsız hem de cesaretsizdi.

Evde yaşananlar Berat'ın da aklından bir türlü çıkmıyordu. Vicdan azabı onu yiyip bitiriyordu.

Zelal derin bir nefes alıp kısık  sesle,
"Zelal nerede? Onu göremedim de." dedi.

Berat tersleyen bir tavırla,
"Ben nereden bileyim. Kardeşinin bekçisi değilim ya." dedi.

Sosın adamın bu tavrı karşısında ağlamamak için kendini zor tuttu. Başını önüne eğip kardeşi için endişelenmeye devam etti. Onun kardeşi dik başlıydı. Ya başını derde sokmuşsa diye düşünüp durdu.

Neyse ki bu endişesi çok uzun sürmedi. Yengesi Nazê hanım da onunla aynı fikirde olacak ki Zelal'i sordu.

"Gewrê, Zelal'i getirmediniz mi?"

"Şey... Bawer..."

Bejna hanım araya girip,
"Bawer'in şehir dışında işi vardı. Karısını da alıp gitti." dedi.

Seve hanım kaşlarını çatarak,
"Kardeşlerinin nişanı var ve onlar ikisi de birlikte gittiler. Siz demediniz mi bari biriniz kalın diye." dedi.

Bejna hanım umursamazca,
"Karısını da alıp gitti. Ben neden söyleyeyim ki. Kızın bilmiyor muydu o deseydi kocasına." dedi.

Gewrê hanım hayretle ablasına bakakalmıştı. Nasıl bu kadar kolay yalan söyleye bilmişti anlayamıyordu.

Newroz kahkaha atmamak için kendini zor tutuyordu. Olanları halasından duyunca keyfi yerine gelmişti. Bawer ve Zelal'in daha ilk günlerde böyle büyük kavgalar etmesi onun ekmeğine yağ sürüyordu.

Bahoz ağa içeri girince herkes ayağa kalktı. Pelda koşup nişan tepsisini getirdi.

Yüzükler takılıp kurdele kesildikten sonra gelin ve damadı kısa bir süre için yanlız bıraktılar.

Sosın odadan kaçmamak için kendini zor tutuyordu. Berat ise telefonuyla meşguldü. Sosın kısa bir süre sonra odadan çıkmak için kalkınca Berat göz ucuyla ona baktı.

Sakin bir şekilde,
"Ne oldu?" dedi.

Uzun sessizliğin ardından Sosın duyduğu sesle irkildi. Çekingen bakışlarla baktı kocasına.

Berat soran gözlerle ona bakmaya devam ediyordu.

"Şey... Ben, çıkacaktım."

Berat bakışlarını tekrar elindeki telefona çevirip,
"Bekle, çıkma. Eğer şimdi çıkarsan her kes neden bu kadar erken çıktığını sorup sık boğaz edecek." dedi.

Berat gözlerini kızın mavi gözlerine dikti. Ardından parmağında ki yüzüğe baktı.

"Parmağındakini çıkartma. Böylece kimseye medeni durumunu açıklamak zorunda kalmazsın."

Sosın utanarak,
"Özür dilerim. O gün boşluğuma denk geldi. Yemin ederim bilerek yapmadım." dedi.

Berat tekrar kızın gözlerine bakarak ona doğru birkaç adım attı. Sosın geriye bir adım atınca
Berat'ın yüzünde yorgun bir tebessüm belirdi.

"Bak Sosın olanlar artık umrumda bile değil. Sadece seninle aklıselim bir şekilde konuşmak istiyorum. Ben bazen..." Başını sağa sola sallayıp, "Aslında genel olarak asabi biriyimdir. Bu yüzden benim sınırlarımı zorlamamanı tavsiye ediyorum."

URFA ÇİÇEĞİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin