Ben Niran Bakırcı.12 yaşında bataklıktan kurtulmak için kan gölünden kurtulamayan o kızım.İntikam için savaştım.Yalnızca kendim için değil tüm kadınlar için.Madem adalet yetmiyor bende intikamla içimdeki ateşi söndürdüm.Ama sönmedi daha da alevlendi...
Meğer ne çok yanarmış canı insanın,baktığı yerde görmeyince görmek istediğini...(Alıntı ne alaka demeyin.)
-Cemal Süreyya
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
___Şimdi__
Katillerin insanları zevk için öldürdüğünü sanardım. Büyüdükten sonra anladım ki gerçektende öyleymiş. Şu an paraya ihtiyacım yok. Lakin yine para karşılığında adam öldürüyorum. Belki de çocukluğumda dönüştüğüm canavarın intikam ateşini söndürmeye çalışıyorumdur. Bilemiyorum.
Kahvem den bir yudum aldığımda şekerli ve sıcak tat boğazımı tatlan dırdı. Kahveyi asla şekersiz içmez dim. Çünkü çocukken babam bir keresinde çayı şekerli istediğimde sıcak çayı boğazıma boşaltarak günlerce yemek ve su içme me Engel olmuştu.
Artık uzaktan Ayşe'nin yaklaştığını gördüm. Mavi ince askılı mini elbise onu daha tatlı gösteriyordu. Yanındaki korumasıyla oldukça korumasız,masum görüne bilirdi lakin asla kanmamalıyımdım. Karakurt'lardan her şey beklenilir.
Tam karşımda durduğunda ince bir şekilde ayağa kalktım selam vermek için."Hello Miss Rose.(Merhaba Rose Hanım)Samimi görünmeye çalışıyordu. Ancak yüzüne takındığı gülümsemesi bile sahteydi."Ben türküm."dedim. Kaşları yukarı kalktığında şaşırdığı belliydi. Türk olduğum için şaşırma mıştı. Sürekli yurt dışına ait markaların yüzü olduğum için Türkçe bilmeme şaşırmıştı."Türk olduğunuzu biliyorum. Lakin siz davetlerde sürekli ingilizce konuştuğunuz için sandım ki türkçe bilmiyorsunuz."Kafamı anladım manasında aşağı yukarı salladım. İri siyah gözlerine baktığımda mahçupluk ifadesi vardı.
"Buyurun geçin."Elimle karşımdaki sandalyeyi gösterdim. Ayşe ile görüşmek için sıradan bir restoran seçmiştim. İlk önce aklımdan Aslan'ın restoranında görüşmeyi düşündüm ancak Ayşe'nin şüphesini çekmek istemezdim. Bu, benim için tehlikeye yol açardı.
Ayşe tam karşımda geçip oturduğun da korumalar da hemen Ayşe'nin arkasındaki masaya geçti. 2 koruması vardı.İriydiler lakin birini boğ mam 30 saniye mi alırdı.Karakurt'lar cüsseye bakıyordu sadece. Dayanıklık,dövüş tekniği,zeka gibi özelliklere bakmıyordu. Bu da onların en büyük yanlışlarından dı.
"Emin olun anlaşma için konuşmak istiyorum dediğinizde çok mutlu oldum."Dolgun dudaklarında yeniden gülücük yarandığın da ayıp olmasın diye bende sırıttım. Doğrusu yalandan gülmek ve ya sırıtmak benlik değildi. Çünkü çene kaslarım ağrıyordu.
"Siz daha kendinizi bana tanıtmadınız."Tabiki ismini bildiğimi biliyordu. Çünkü böyle işlerde her zaman insanlar bir birini araştırır."İsmim Ayşe. Ayşe Karakurt. Zaten biliyorsunuz dur.26 yaşım var."Kızım ben senin yaşını ne yapayım?!"3 yıldır markam üzerinde çalışıyorum ve 21 yaşımdan beri sizin hayranınızım."Yemin ediyorum bu kız salak. Dünyanın en gereksiz bilgilerini veriyor."Bana iş dünyanız hakında bilgi verirmisiniz. Mesela bu güne kadar hangi modellerle iş yaptınız?Hangi markalarla ortak oldunuz?Markanızın stilisti kim? Markanızın yüzü olmam için niye bana teklif gönderdiniz?"Kaşlarını kaldırdığın da aydınlanmış gibi görünüyordu. Dudaklarını araladığın da hangi soruma cevap vereceğini düşünüyordu galiba. Çok soru sormamıştım ve gayet basit sorulardı."Şöyle söyleyeyim bu güne kadar bir çok modelle iş yaptık ama markamızın 3 kişi yüzü oldu bunlardan biri Rus model Anastasia Antonova, Olya Pavlova ve İngiliz model Bell Curls la iş yaptık."
