Jeonghan evden çıkıp bir çiçekçi aramaya başladı. Umarım aradığım şeyi bulabilirim diye geçirdi içinden.
Bir yer bulmuştu ama aradığı şeyi bulamamıştı. İkinci yere geldiğinde yine bulamadığı için hayal kırıklığına uğradı. En son umutsuzca önüne geldiği çiçekçiye uğradı. Yavaşça içeri girdi ve etrafa bakındı.
İstediği şeyi bulamadı yine, bu yüzden çiçekçiye sormaya karar verdi.
"Bakabilir misiniz hanımefendi?"
"Ah, buyrun hoşgeldiniz, ne aramıştınız?"
"Ben bir demet papatya alacaktım"
Kadın konuşmadan tekrar konuştu jeonghan.
"Ama yapay var mıdır? Papatyalara karşı zaafı varda, canlı görürse kopardım diye beni dövebilir"
Söylediği şey ile kadın kıkırdadı.
"Naif birisi o zaman, böyle seven zor bulunur"
"Öyle, gerçekten öyle"
"Buralarda yok"
Jeonghan üzgünce kafasını eğdi. Kadın tekrar konuşunca kafasını kaldırıp ona baktı.
"Ama istersen senin için arkalara bakabilirim"
"Çok mutlu olurum efendim"
Kadın gülümseyerek başını salladı ve gitti. Tekrar geldiğinde elinde bir buket tutuyordu. Jeonghan genişçe gülümsedi.
"Şanslısın evlat"
"Çok teşekkür ederim efendim"
"Rica ederim, bunlarda benden olsun. Umarım karşındaki mutlu olur"
"Teşekkür ederim"
"Rica ederim, hadi git bakalım, başarılar"
Jeonghan gülümsedi ve dışarı çıktı, aradığı şeyi bulduğu için çok mutluydu. Ama mesele onun mutlu olması değildi. Joshua'nın beğenmesi idi. Jeonghan, yavaş yavaş joshua'nın evine doğru yol aldı, onunla konuşmayı düşünmüyordu. Sadece buketi verip gitmeyi planlıyordu.
Kapının önüne geldiğinde derin bir nefes aldı, heyecanlanmıştı. Bu eve en son ne zaman geldi hatırlamıyordu bile, ne acınası...
Sonunda gelen cesaret ile kapı ziline bastı. Açılmayan kapı ile zili tekrar çaldı.
İçeriden geliyorum diyen Joshua ile gülümsedi. Önünde Jeonghan'ı görünce hayal kırıklığı yaşayacaktı adı gibi emindi jeonghan.Joshua sonunda kapıyı açtığında yüzüne baktı. Şaşkınlıkla ona bakıyordu. Jeonghan yerinde dikleşti ve boğazını temizledi.
"Ihm, şey. Bunlar sana"
Joshua hiçbir şey demeden birkaç saniye bukete baktı, sonra da Jeonghan'a.
"Al hadi"
Joshua titreyen elleri ile yavaşça bukete uzandı. Eline aldığında Jeonghan'a kısa bir bakış atıp kapıyı Jeonghan'ın yüzüne kapattı. Utanmıştı.
Jeonghan kısa bir kahkaha atıp onu duyacağını bildiği için konuştu.
"Seviyorum seni Hong Jisoo"
Gülümseyerek oradan ayrıldı. Affetmemiş olabilirdi ama yine de bir gelişme vardı, jeonghan bu da birşey diyerek eve doğru ilerledi.
_____
Arkadaşlar bunlar çok tatlı ama 😔