Okul çıkışı jeonghan ve joshua ikilisi piknik için hazırlık yapmak üzere evlere doğru yol aldılar.
Jeonghan Joshua'ya işini bitirdiğinde evde beklemesini, kendisinin gelip onu alacağını söylemişti. Bunun üzerine joshua yiyecek birşeyler hazırlamaya başladı.
Pek vakti yoktu bu yüzden birkaç tost yapıp tost makinesine attı ve dün akşam yaptığı cheesecake'i dolaptan çıkardı. Jeonghan favorisi olan limonlu cheesecake'in onu mutlu edeceğini biliyordu.İşini bitirdiğinde Jeonghan'ın gelmesini bekledi. Dışarıdan bir korna sesi geldiğinde pencereden dışarı baktı. Jeonghan'ın geldiğini görünce gülümsedi ve yiyecekleri koyduğu sepeti alıp dışarı çıktı.
Jeonghan'ın yanına vardığında gülümseyerek yüzüne baktı. Jeonghan da aynı şekilde karşılık verdi.
"Selam güzelim, görüşmeyeli nasılsın?"
Joshua duyduğu şey ile kızardı. İlk kez sesli duyuyordu, yanaklarının yandığını hissedebiliyordu.
"İyiyim Yoon, sen nasılsın"
"Seni görünce daha iyi oldum, hadi atla bakalım"
İkiletmeden arabaya yöneldi ve kapıyı açıp oturdu. Merakla Jeonghan'a dönüp konuştu.
"Nereye gidiyoruz Yoon"
"Sürpriz"
"Yah! Saymam"
"Sabret bebeğim, gidince görürsün"
Daha fazla üstüne gitmedi Joshua, eninde sonunda görecekti. Elini radyoya atıp şarkı açtı fakat hiçbiri onun tarzı değildi.
Memnuniyetsiz bir şekilde önüne döndü.Jeonghan bunu farketmiş olacak ki göz ucuyla Joshua'ya baktı.
"Noldu shua?"
"Hiç güzel şarkılar yok"
Jeonghan joshua'nın dediği ile kıkırdadı.
"Kendi telefonunu bağla shua"
"Tamamm"
"Ne açacaksın"
"Bilmem"
Telefonu bağlandıktan sonra rastgele bir şarkı açtı ve mutlulukla geriye yaslandı, işte aradığı hava buydu.
Öylece şarkılara eşlik ederek yola bakmaya başladı. Sonunda vardıklarında joshua bir papatya bahçesine geldiklerini anladı.
Hızlıca Jeonghan'a döndü
"Yoon"
"Hm?"
"Burası çok güzel"
"Senin gibi bebeğim"
Şuan Jeonghan'ın dediği şey ile utanırdı normalde ama şuan o kadar odaklanmıştı ki Jeonghan'ı duymamıştı bile.
Jeonghan arabayı durdurduğu gibi Joshua hızlıca arabadan inip papatyaların yanına ilerledi. Eğilip papatya kokusunu içine çekti.
Joshua, papatyalara bir kez daha aşık olmuştu.
"Yoon şunların güzelliğine bak"
"Fotoğrafını çekmemi ister misin?"
"Neden olmasın"
Jeonghan başını sallayıp telefonunu çıkardı. Kamerayı açıp Joshua'ya doğru tuttu.
"Gülümse Hong Jisoo"
Jeonghan'ın dediği ile gülümsedi joshua.
"Ya"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beautiful Like a Daisy - Jihan
Short StoryBir sen, bir de papatyalar Yoon Jeonghan...