VIII. Ta Uzak Yollardan

3.4K 202 94
                                    


Merhabalar! Son kez TK1923 :)

Önce one-shot olacaktı. Sonra 5 bölüm olacak dedim. Bugün 8. bölüm paylaşıyorum. Kurguyu yazmaya 25 Şubat'ta başlamışım. TK Asi'si ve Alaz'ıyla aylar devirmişim. O günden bugüne 54.000 kelime olmuş, 190 sayfa. Aynen Selin, one-shot cidden. 

Bu kurguya ortak olduğunuz için, beni yazmaya motive ettiğiniz için, güzel yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Ben yazarken çok keyif aldım. Ve bu hikayeyi güzelce noktalandırmanın mutluluğunu yaşıyorum. 

Asi'yle Alaz sonunda ta uzak yollardan koştular geldiler birbirlerinin kollarına...

Başka hikayelerde görüşmek dileğiyle...

İyi okumalar ^^



Merdivenlerden zıplayarak inip bir saniye bile düşünmeden, artık düşünecek ne kalmıştı ki zaten, onun kollarına atıldı Asi. Alaz'ın elleri sıkıca onun belini sararken Asi onun boynuna sıkıca asıldı. Gerçek olduğunu, burada olduğunu, yanında olduğunu, gitmediğini, onu bırakmadığını hissedebilmek için olabildiğince gücüyle, sıkıca kollarını sardı boynuna. Eliyle yanağını kendi yanağına bastırdı. Diğer eli ise Alaz'ın çoktan yağmurdan sırılsıklam olmuş saçlarındaydı.

Yanaklarını birbirine sürterken kulağına tekrar "Gitmemişsin," dedi. "Seni kaybettim sandım," Bu düşünceyle tekrar sarsılan Asi Alaz'ın yanağını öpmeye başladı. Yüzünü ellerinin arasına aldı. Dudakları ıslanan teninde kayar gibi kolaylıkla ilerliyordu. Dudaklarının ulaştığı yüzündeki her noktaya öpücükler kondururken konuşmaya devam etti. "Havaalanına geldim. Seni durdurmak için... Ama geç kaldım sandım. Çoktan gittin sandım."

Bunun üzerine Alaz yüzünü döndürüp açlıkla dudaklarına uzandı. Ancak onu öptükten sonra "Gitmedim," dedi. "Havaalanına hiç gitmedim ki. Eşyalarımı bile toplamadım. O gün sen gittikten sonra da annemle konuştum zaten. Sabahtan beri yurttan çıkmanı bekliyorum ki seninle konuşayım."

Asi Alaz'ın boynundaki kollarını çözdü. Günlerdir yaşadığı duygu karmaşası artık en tepe noktasına ulaşmıştı. Şimdi de sinirle "Neredeydin peki?" diye sordu. Hafifçe göğsünü itekledi. Sonra da kurduğu her cümleyle birlikte iteklemeye devam etti. "Sabahtan beri seni arıyorum, Alaz. Niye açmadın telefonu? Uçakta olduğunu sanmamı mı istedin? Bana inat mı yaptın? Hı? Ben günlerdir ne yaşıyorum sen biliyor musun?"

Alaz Asi'yi bileklerinden tutup durdurdu.

"Telefonda olmazdı Asi. Seni görmem lazımdı. O yüzden de yanına geldim. Zaten telefonumun da şarjı bitmişti."

Asi yine sinirle bileklerini ondan çekti ve bu kez daha sert bir şekilde göğsüne vurarak "Sana.kaç.kere.demem.lazım.Alaz!" diye bağırdı. "Şu telefonunun şarjını kontrol et artık! Yıllar önce... kar yağmıştı... yolda kalmıştınız. Ulaşamadım sana. Yine şarjın bitmişti. Yine korkmuştum. Hep aynısını yapıyorsun! Beni hep böyle korkutuyorsun. Seni kaybedeceğim diye... korkuyorum."

Alaz tekrar bileklerini kavradı ve onu kendisine doğru çekip sarıldı. Eliyle başını kendine doğru yasladı ve "Kaybetmeyeceksin." dedi.

Asi geri çekildi ve Alaz'ın gözlerine bakarak konuşmaya başladı.

"Ama o zaman neden gitmeye kalktın, Alaz? Ben de bunu anlamıyorum. Nasıl? Gitmeyecektim diyorsun tamam ama... en başta neden gitmek istedin? Bana neden bir şey demedin? Hı?"

"O gün bana ilk kez sarılmıştın."

"Ne?"

"Karda kaybolduğumuz gün."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 24 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

TK1923Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin