VI. Esmer Günler

7K 234 246
                                    



Merhabalar! Öncelikle... 20K mı? Aman Tanrım dedim! Güzel yorumlarınız için çooook teşekkür ederim. Her zaman dediğim gibi bu kadar hızlı yazmayı becerebiliyorsam yorumlarınız sayesinde. Bu bölümde daha kurgunun ennn başından planladığım sahneleri yazdım, o yüzden ayrı heyecanlıyım sonunda o sahneleri yazılmış gördüğüm için. Umarım siz de beğenirsiniz... İyi okumalar ^^



Uçuyor muydu? Yoksa düşüyor muydu?

Peki hangisi olduğu umurunda mıydı?

Hayır. Değildi.

Her ihtimale karşı Alaz'ın omuzlarına sıkıca tutunmuş, tırnaklarını biraz da olsa tenine geçirmişti. Gömleğini ne ara çıkarıp fırlattığının farkında değildi. Bir ara olmuştu işte. Alaz'ın dudakları dudaklarından çenesine, çenesinden boynuna kaymıştı. Boynunda oldukça fazla oyalanmışlardı, neredeyse her noktasında... Sonra da ağır ağır göğsüne doğru kaymaya başladılar. Asi Alaz'ın içine çektiği nefesleri de verdiği nefesleri de teninde hissedebiliyordu. Bu sırada o da bacaklarını Alaz'ın beline sarmış, ayak bileklerini Alaz'ın belinde birbirlerine düğümlemişti. Ellerini omuzlarında, sırtında, boynunda, saçlarında gezdiriyor; asla sabit duramıyordu. Her santimine tek tek dokunması gerekiyordu, eksik bırakmadan... En çok o tanıyacaktı Alaz'ı, en çok o bilecekti. Her santimini, tek tek...

Alaz'ın göğsünde dolaşan dudakları elbisesinin kumaşına takıldı. Alaz parmaklarını Asi'nin elbisesinin askısına getirdi ama hiçbir şey yapmadı. Sadece dokundu ve durdu. Asi'nin gözlerine baktı. Asi ise onun yerine parmaklarını elbisesinin askılarına geçirdi ve omuzlarından aşağıya indirip geri kalanını Alaz'ın halletmesini bekledi. Alaz elbiseyi beline kadar çıkardı ve sonra ona yeni açılan alanı önce gözleriyle sonra da dudaklarının ve parmaklarının dokunuşlarıyla değerlendirmeye başladı.

Bu sırada telefonun sesi duyuldu.

Bir anda gözlerini açan Asi "Yine mi ya..." diye söylendi. Ama gözlerini açtığında bu kez Alaz'ın ona bakan gözleriyle karşılaştı.

"Ne?" dedi Alaz.

Bu sırada telefon ısrarla çalmaya devam ediyordu.

Asi "Açma." dedi kısaca.

Alaz tebessüm edip "Öyle bir niyetim yok." dedi ve tekrar Asi'ye yöneldi.

Alaz'ın dudakları Asi'nin vücudunda dolaşırken telefonu birkaç kez daha ısrarla çaldı. Ve her seferinde Asi işini garantiye almak için "Alaz, devam et." dedi ama Alaz'ın zaten telefona ulaşmak için kılını kıpırdattığı yoktu. Aksine giderek daha da çok Asi'ye yaklaşıyordu. Asi'nin eli Alaz'ın kemerine doğru gitti.

Tam bu sırada kapılarının oldukça şiddetle yumruklandığını duydular.

"Asiiiii!!!! İçeride misin?"

Asi Alaz'a bakıp "Çağla!" dedi.

Alaz dudaklarını ısırıp sonra dayanamayıp bir küfür savurdu. Sonra da Asi'ye dönüp "Sesini çıkarma. Bağırır bağırır gider." diye fısıldadı.

"Çağla'nın da geldiğini niye söylemedin?"

"Cesur da var."

Bunu tasdiklercesine Cesur da "Asi!!!" diye bağırdı dışarıdan.

"Niye söylemedin?"

"Unuttum! Nereden hatırlayacağım ya?" dedi Alaz sanki bu unutması çok kolay bir şeymiş gibi!

TK1923Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin