Yn
Sabah her zaman ki gibi uyanıyorum. Bugün izin günümdü bu yüzden revire gitmeyecektim. İznimin tadını çıkararak uyurken kapım çalındı.
Kapıya doğru ilerledim gelen kişi Ghost'du.
G: Günaydın, sevgilim.
Dün ona sevgilim dediğim için büyük ihtimal beni taklit ediyordu. Gülümsedim ve sırıtarak ona baktım.
Yn: Sanada günaydın sevgilim, erkencisin bakıyorum.
G: Bugün görevim baya erkendi. Dönerken sana uğrayım dedim.
Yn: Bende bugün izinliyim istersen beraber dolaşabiliriz.
G: Elbette olur.
Yn: İyi o zaman sen bekle hazırlanıp geliyorum.
Hızlıca dolabıma gittim. Sonunda resmi giyinmeme gerek yoktu. Üstüme beyaz bir tişört altıma ise kısa bir şort giyindim. Saçımı topladım ardından parfüm sıktım.
İyi göründüğüme emin olunca kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açtım Ghost hâlâ beni bekliyordu.
Yn: Biraz beklettim üzgünüm.
Ghost dikkatlice beni inceliyor. Gözleri beni süzüyor. Sanki yiyecekmiş gibi bakıyor.
Yn: Simon?
G: Şort biraz kısa değil mi?
Şortuma bakıyorum. Geri gözlerimi Ghost'a döndürüyorum.
Yn: Kötü mü gözüküyor?
G: Hayır gayet iyi ama.. yada boşver bakan olursa onlara ben giydiririm.
Ghost sahiplenici bir şekilde elimi tuttu. Onun sözleri gülümsememe sebep olmuştu. Ghost'un arabasına ilerledik. Arabaya binince Ghost'a baktım.
Yn: Arabaya neden bindik? Çok mu uzağa gideceğiz.
G: Askeriyeden çıkacağız seni bir yere götürmek istiyorum.
Yn: Neresi?
Heyecanla ona bakıp soruyorum. Ghost yüzümde ki heyacanı fark edince gülümsüyor. Parmağı ile yanağımı okşuyor.
G: Birazdan görürsün, prenses.
Sözlerini duyunca dudağımı büzüyorum. Fakat bana sesleniş şekli hoşuma gidince gülümsüyorum.
Yol boyunca Ghost'un eli bacağımda duruyor. Büyük elleri olduğu için tüm bacağımı kaplıyor. Trafik ışıklarındayken elini arada haraket ettiriyor. Bu his hoşuma gittiği için hiç bir şey demiyorum.
En sonunda gideceğimiz yere varıyoruz. Ghost beni bir lunaparka getirmişti.
Ghost kapımı açıyor ve arabadan iniyorum. Heyecanla etrafa bakıyorum. Lunaparka gelmeyeli baya uzun bir zaman olmuştu.
Yn: Gerçekten mi?
G: Evet gerçekten.
Ona sarılıyorum ve kafamı kaldırıyorum.
Yn: Buraya en son seninle gelmiştim. Yeniden seninle geldim.
G: Evet o zaman arkadaştık. Şimdi ise sevgili.
Gülümsüyorum ve yanağına küçük bir öpücük bırakıyorum.
Beraber lunaparka giriyoruz. Heyecanla etrafa bakıyorum. Neye binsek diye düşünüyorum.
Yn: Hız trenine binelim mi?
G: Korkmaz mısın?
Yn: Yok ya korkmam ben.
G: Binelim o zaman, prenses.
Elimi tutuyor ve beraber bilet alıyoruz. Bilet aldıktan sonra trene biniyoruz. Yanyana oturuyoruz ve Ghost'un elini sıkıca tutuyorum.
G: Korkarsan bana sarıl.
Yn: Tamam, sevgilim.
Aniden tren çalışıyor. Yukarı çıkmaya başlıyor. Tren yukarı çıktıkça geriliyorum. Ghost'un elini daha sıkı tutuyorum. Tren yukarı gelince bir anda aşağıya iniyorum. Çığlık atmamak için kendimi zor tutuyorum. Gözlerimi kapatıp Ghost'a sıkıca tutunuyorum.
Yavaşça gözümü açıyorum. Tren hâlâ hızlı bir şekilde ilerliyordu. Fakat yanımda Simon varken pek korkmuyordum. Simon'un bana baktığını fark edince kafamı ona çeviriyorum.
G: Korkuyor musun?
Yn: Hayır hiçte bile-
Tren tekrardan hızlanınca ağzımdan ufak bir çığlık kaçıyor. Kafamı eğiyorum ve Simon'a tutunuyorum.
Simon kolunu etrafıma doluyor.
G: Baya korkmuyormuşsun.
Tren durduktan sonra iniyoruz. Ghost'un kolu hâlâ belimde duruyor. Aniden pamuk şeker satan bir yer fark ediyorum.
Ghost o tarafa baktığımı fark ediyor.
G: Bekle alıp geleyim, prenses.
Yn: Hmm tamam.
Alnıma küçük bir öpücük bırakıyor. Ardından pamuk şekeri almaya gidiyor. Pamuk şekeri aldıktan sonra bana uzatıyor.
Yn: Teşekkürler, sevgilimm.
G: Rica ederim, prenses.
Pamuk şekeri yedikten sonra Ghost elimi tutuyor ve bizi dönme dolaba götürüyor.
Dönme dolap için bilet alıyoruz ve biniyoruz. Küçükken hep bunu sıkıcı bulurdum. Fakat yukarı çıktıkça etrafta ki manzara güzelleşiyordu.
Ghost tam yanımda oturuyordu. Ona parmağımla manzarayı gösterdim.
Yn: Çok güzel değil mi?
Ghost biraz durakladı. O sessizleşince ona baktım. Gözleri anlamlı bir ifade ile bana bakıyordu.
G: Evet çok güzel, senin gibi.
Ani iltifattan dolayı yanağım kızarıyor. Kızardığımı belli etmemek için kafamı başka tarafa çeviriyorum.
Aniden Ghost parmağı ile nazikçe çenemi tutuyor. Kafamı kendine çeviriyor.
Yüzlerimiz birbirine çok yakın duruyor. Nefesimiz birbirine değiyor. Ghost kafasını dahada yaklaştırıyor. Gözlerini kapatıp dudaklarını dudaklarıma nazikçe değdiriyor. Eli yavaşça belime kayıyor.
Öpücüğü derinleştiriyor. Dudaklarımız birbirine daha fazla temas ediyor. Dili ağzıma giriyor. Çaresizce kollarına tutunuyorum.
Öpücüğe karşılık veriyorum. Bu uzun öpücükten sonra ikimizde birbirimizden ayrılıyoruz. Dudaklarımız birbirinden ayrılırken yumuşak bir ses çıkıyor.
Ghost'un delici gözleri tekrar bana bakıyor. Sanki gözleri alev içinde yanıyor ve benim onu söndürmemi istiyor gibiydi.
Ghost: Sen benim başıma gelen en iyi şeysin Yn.
Yn: Sende benim için öylesin, Simon.