Katliyam

23 4 2
                                    

Tik tak!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tik tak!

Tik tak!

Tik tak!

Dizlerim karnıma doğru çekili ,ellerim kulaklarımda, demin yaşanan katliyamın izlerine bakıyordum.
Hemen kafamın üzerinde, saatin aktığını bildiren bir guguklu saatin sesi , kan göletine dönen evin içinde, yankılanmaya devam ediyorken, yaşanan katliyamın idrakını yeni yeni ediniyordum.
Gözlerim usulca hemen ilerimde, yere yığılmış iki cesede kaydı.
Vücudunda yüzlerce çizik ve kesik olan üvey annem, hemen çaprazında da benzer yaralırı olan üvey babam vardı. İkisin de yüzü bembeyaz porselen gibi olmuş, yüzlerinde ince çatlak görünümlü çizgiler oluşmuştu.
Saniyeler dakikallara evrilirken beynim yaşanan olayları tekrar tekrar oynatıyordu.

4 Saat önce:

Bindiğim balık istifi otobüsün kapasitesi dolmuş olmasına rağmen yeni kişiler binmeye devam ediyordu.
Gün bitmek bilmemiş, saniye dakika dakika saat olmamıştı ,sevdiğim hava durumu bile beni bunaltmış , gün ortasından beri  kafamdaki tek düşünce bir an önce eve gitmekti.
Binen son insanla otobüs büyük bir sarsıntıyla kalkarak yoluna devam etti. Kulağımda evlerine ulaşmak isteyen bir otobüs dolusu insanın curcunasını duymamı engelleyen öylesine bir şeyler çalıyordu. Telefonun üst tuşuna basarak sesi biraz daha yükselttim , şarkının sesi yükselirken içimden sağ  tarafa bakmak için bir dürtü oluştu. Kapşonlumun şapkasını düzeltir gibi biraz daha aşağıya çekerken elimin altından sağ tarafa bir bakış attım.
Körüklü otobüsün en sonunda boş ve rahatsız edecek türden bakışlarıyla sırıtan bir adam duruyordu bakışları olduğum orta bölme  kitlenmişti. Gözlerim bir süre adamın üzerinde oyalandıktan sonra şapkamı bırakarak gözlerimi yansımam olan camdan yola sabitledim. Yol akarken hissetiğim dürtü şekil değiştirir gibi , içime yavaş yavaş sinsi bir yılan gibi çöktü. Otobüs aĝır ve sarsılarak yoluna devam ederken camdan yansıyam görüntümle göz göze geldim . O an yansımamda göz bebeklerimin olduğu renkten  farklı bir renkmiş gibi yansımıştı , gözüm yansımamdan kayarken, yolun kenarındaki büyük puntolar ile yazılı mavi yer yer pas içinde olan durak tabelası görüş açıma girdi . Duraĝı kaçırmamak için tutunduğum demirin üzerindeki ,dur düĝmesine bastım.
Büyük otobüs durağın önünde sarsılarak durduğunda ,kapılar kapanmadan insanları yararak çıkış kapısından kendimi dışarı attım.
Hava kapalı ve nemliydi sert bir yağmur yağacak gibi dursa da hafif çiseleyip yerleri ıslatmaktan başka bir işe yaramıyordu.
Neyse ki bu havaları, yaz ayının güneşli ve kavurucu sıcağına tercih ederdim.
Gözlerimi yavaşça cadde üzerinde gezdirdim, benimle birlikte inen insanlar çoktan cadde üzerinden dağılmaya başlamışlardı . Hava  sertleşmiş, esmeye başlamıştı rüzgar şapkamı geriye kaydırırken bende eve gitmek için durağın çaprazında olan ara sokağa adımımı attım.
Çoktan gecenin ayazını kemiklerime kadar hissetmye başlamıştım , bir an önce eve gidip ,sıcak yatağımda gömülüp günü bitirmek istiyordum. Sokak ışıklarının aydınlattığı  ara sokakta adımlarımı acele etmeden bir biri ardına atıyordum. Rüzgardan biraz daha kayan şapkam ,kulaklığımın oynamasına sebep olurken,ıssız sokakta  yankılanan ses korkmama sebep oldu. Refleks ile sağıma soluma bakarken  oynayan kulağım kayarak yerle buluştu. Ta ki korkutucu gelen sesin sol tarafımdan gelen kedi ciyaklamalarıyla bir anlam kazanması uzun sürmedi.
İçimdeki aĝırlığı atmak istercesine, gecenin ayazından koca bir nefes çektim. Bu nefes ne içimdeki ağırlığı götürdü ne de ,ciĝerlerimi doldurdu. Aldığım havayı koca bir oflamayla geri verirken kulaklığımı almak için yere eğildim. Bu seferde sırt çantam sırtımdan kafamın üzerine itinayla kayarak düştü. Olayın şokuyla ağzımdan  koca bir ağız dolusu siktir çıktı. kafam öne doğru eğik dururken gözlerim kapalı tanrıya bana sabır vermesi için dua ediyordum. Gözlerim yavaşça açılırken bacaklarımın arasından bir karartıya daha doğrusu sokağın girişine gözüm takıldı. Sokağı ortalamış bir insan süliyeti vardı. Tanrı duamı yanlış anlamış ve bana korku tohumları vermişti . İçimdeki ağırlık artarken beynim harekete geçmem için sinyaller yakmaya başladı. Ve ben nerden geldiĝini bilmediğim bu  hissime güvendim . Alel acele çantamı düzlterek adımlarımı atmaya başladım. Olası bir durumda, sesleri duymak için diğer kulağımda duran kulaklığı da çıkararak cebime attım . Ne kadar gençliğin verdiği adrenalin ile kavgalara bulaşmış sokak kavgalarına girmiş olsam da ,sapık kafayı çekmiş manyak bir adamla baş edemezdim.
Arayı açmak için adımlarım hızlandırdım. Evimin olduĝu sokağa girmem için bir kaç metre kalmıştı . Nefesimi düzene sokmak için kendimi sakinleştirmeye çalıştım, sonuçta evine giden benden  başka insanlar da olabilirdi, bir tek ben değilimdir kuruntu yapmama gerek yok sakin sakin evimize gidelim ,adlı yalanımla sakinleşmeye çalışırken , bu beyaz yalan o an için mantıklı gelmişti, taki hızlanan adımlarıma senkronize bir şekilde hızlanan bir başka adım seslerinin sokakta yankılandığını duyana kadar.
Artan korkumla adımlarım daha da hızlanırken artık yarı koşar vaziyetteydim. Hemen ilerimde yol üçe ayrılıyordu evin olduğu sokakağa dönmeden önce yolu ortalamalıydım, böylelikle sokağa girdiğimde aynı kişi mi diye göz ucuyla arkama bakabilirdim. Korku bütün vücudumu sararken o an arkaya bakmanın çokta doğru bir karar olmadığını farkettim, çünkü bir olan süliyet artık iki süliyet olmuştu, bu da sakinleştiremediğim korkumu doruklara çıkarmıştı.
Bir biri ardına attığım hızlı adımlar köşey döndüğüm an koşmaya evrilmişti. Bir kaç metre koştuktan sonra, hemen sokağın ortalarında olan küçük bahçeli evim gözüme çarptı , bu esnada nefesim kesilmeye başlamıştı, kendimi zorlayarak bir kaç adım daha attım.  Hızla bahçe kapısını açarak, evin açık kahve rengi kapısına yapıştım. Elim ardı ardına kapıya vururken gözüm sokağın hemen başında sabit duran iki süliet şeklindeki insanlardaydı ve onlarda beni izliyormuşcasına hareket etmeden bekliyorlardı. Bakışlarım üzerlerindeyken, bir an elim boşluğa düştü ,kapı açılmış içeriden sol tarafım doğru sıcaklık vuruyordu,  gözlerim annemin daha doğrusu üvey annemin burnuna kadar çattığı kaşlarına çevrildi saniyeler içinde sadece saniyeler içinde gözlerim geri sokaga çevirdiğimde orda değillerdi.
Nefesimi hala düzene girmemiş , derin nefes alış verişler ile düzene sokmaya çalışıyordum. Bir anda kemikli bir el  aynı bir mengene gibi sıkıca kolumdan tutulmuş evin girişinden hemen salona açılan kolonun yanında atılmıştım. Kapı son hızla arkamdan çarparak kapanırken, korkudan duran beynim çarpma ses ile aktifleşti asıl korku seyansı yeni başlıyordu.
Evdeki sesizliği bozan sadece saatten gelen tik tak sesleriydi , annem yanımdan geçerek hemen karşımda, bacak bacak üstüne  atmış ,kollarını koltuk sırtına genişce yerleştiren babamın yanına kendini atarcasına oturdu ve aynı onun gibi bacak bacak üzerine attı . Saniyeler sonra ikisi de gözlerini iĝrenir gibi üzerime diktiler ,  ben bu oturuşu biliyordum. Büyük bir ihtimalle beni aldıklarına bin pişman oldukları, şimdiki akılları olsa asla yüzüme bakmayı geç ,yetimhanenin önünden geçmeyeceklerini vesaire vesaire.  Her hafta en az dört gün dinlediĝim senfoni ,ben bunları düşünürken arkada çalıyordu . Genelde bu konuşmanın sonunda, onlar gibi bir ailem olduğu için onlar şükretmem istenilir ve ben söyleyene kadar bekletilirdim, söyledikten sonra beni salarlar  bende böylece odama geçip uyudurm, en azından önceden böyleydi.
Ben bu eve geldiğimde altı yaşlarındaydım ,yıkık dökük kimsenin doğru dürüt saygı görmediği ,bakılmadığı bir yetimaneden gelmiştim. En başından belirtmişlerdi, beni sevmediklerini bir durumdan mecbur kaldıkları için aldıklarını ki yıllardır bu mecburiyeti defalarca sormama rağmen öğrenememiştim.
Yanisi ölsem pek umurlarında olmazdı, doğrusu onlardan bir şey beklemeyi uzun zaman önce bırakmıştım. Düşüncelerimin arasında boğuşurken karşımda oturan çift televizyona dalmıştı bile, bence birbirleri ile uyumlulardı tencere kapak misali
Sakinleştikden sonra derin nefes aldım ve gözlerimi devirmemeye çalışırken konuştum.

   " kesinlikle haklısınız sizin gibi bir ailem olduğu için çok şanslıyım, odama gidebilirmiyim artık "

Sesimden yorgunluk bıkkınlık ve bir çok şey belli oluyordu.
İkisi de kafalarını çevirme zahmetine girmeyi bırak ,konuşmadan sadece kafalarını salladılar. İşte bu hareketlerine gözlerimi devirirken hızla arkamı döndüm, attığım adımların gıcırtısına ek, yere yaptığım baskının sesi evin içinde yankılanıyordu . Merdivenlerin ortasına geldiĝimde sırt çantamın bir kolunu çıkarmıştım ,diğer kolu kayıp düşerken son anda elimle tutum, bu sefer merdivende her adım attığımda yere sürtme sesi çıkmaya başlamıtı. Çıkan seslerin arasında aşağıdan bir bağrış yükseldi.

     "Yavaş ol ! Ve sakın ses çıkarma!"

Evet evet buna bile tahamül edemiyorlardı. Odama adım attığımda bej duvarlarla eski püskü bir dolap ve yatak karşıladı beni , adımlarımı hızlandırarak çantamı odanın bir köşesine fırlattım kapşonlunun ensesinden tutara onu da üzerimden sıyırmaya bir yandan da ayakkabımın arkasına basarak çıkarmaya uğraşıyordum ,bir iki sendeleme sonunda ikisinden de kutulmuştum, ve sonrasında bir kedi misali yorganın altına girerek kıvrıldım.

Gözlerimi açtığımda etraf zifiriydi kulaklarımda bir çınlama vardı. Sokak ışıkları dahi sönmüştü bulanık gözlerim biraz daha netleştiğinde kulaklarımdaki uğuldama azalmaştı . Evin içinde birden fazla kişinin uğultusu vardı
Ò birileri bir şeyler  diyordu algılarım tam açılmamışken odamın kapısını hafifçe açtım ,aşağıdan konuşma sesleri yükselmeye başladığında, iki metalin birbirine temasından çıkan bir tın sesi duydum. Merakım çoğalırken merdivenin başındaki çıkıntıya saklandım.
Evin içinde annemler dışında üç farklı kişinin sesi vardı bir tartışma içinde oldukları kesindi kafamı biraz daha topladığımda sesler bir anlam kazandı
O sırada babam konuşuyordu.

  "Ona sizin yüzünüzden yıllardır bakıyoruz artık saklayabileceğimiz kadar küçük değil onu bastıramıyoruz."

Anladığım tek şey konunun ben olduğumdu. O esnada kadın konuşmaya başlamıştı

    "Size bu kadar rahat yaşantıyı onu etkisiz hale getirmeniz için verdik ve siz bunu beceremediniz bile. Onu buldular gelmeleri an meselesi."

    "Bu imkansız yapılan tılsım bunu engellemesi lazımdı yeterince önlem aldık tılsımı yaparken kullandığım güç yüzünden haftalarca kalka-"

        "Haftalarca kalkamadın mı güldürme beni küçük yılan ,saatler önce bir adamım kızı izlerken öldürüldü. Sizin yaptığınız tılsımın uzak tutması gereken kişiler tarafından."

   " Ama bu imkan-"

Aynı anda annemin acı çığlı evi doldurdu kadın konuşmaya devam ederken babamın sesi karıştı

     " Yaptığınız beceriksizliğin bir sonucu olacak"

    "  Bunu yapamazsınız asırlardır tüm sadakatimizle size bağlıyı-"

Evin içinde yankılanan annemin çıglıklarına babamın acı sesi eşlik etti oldugum yerde donarken kalbimin gırtlağımda atmaya başladığını hissettim. Bu gün daha fazla korkamam derken ,duyduğum sesle daha fazla korkabileceğimi keşfetmiş oldum.

     " Demek küçük faremiz burda gel bakalım."

Sesindeki sadist tını beynimi uyuşturmuştu, kolumu tutan adam beni çuval gibi merdivenlerden sürüklerken yuvarlanmama sebep oldu. Sonunda ayaklarımın üzerinde durduğumda çoraplarımın ıslandığını hissettim, adamdaki bakışlarım yere indiğinde beyaz olan çoraplarımda kırmızi lekeler oluşmaya başlamıştı. Kafam kalkmaya başladığın kolumdan tutan adam beni iterek ki o an fırlatmış da olabilir, salonun köşesinde bulmuştum kendimi. Hemen karşımda siyahlar içinde üç kişi vardı, baskışları içimdeki korkuyu körüklerken ikisinin elinde katana tutuğunu gördüm bir dakika katanamı ?olayın şoku devam ederken çaprazımda göğsünde kocaman iki yara olan babam onun başında kolu boydan boya kan olan annem yardı, saniyeler içinde öldür komutuyla beraber elinde katana tutan iki adam karşımda kanlar içinde duran üvey aileme saldırdı saliseler içinde olan saldırı sonrasında ikisinin de kum torbası gibi yere yığıldığını gördüm. Nefesim gittikçe sıklaşırken, kendimi duvar iterek biraz daha küçüldüm. Ortam buz gibi olurken hepsinin gözü bendeydi ,o saniyeyelerde kapıdan giren dört kişiyle soğuk olan ortam dahada soğudu. Saniyeler içinde gelenler, kafanalı manyakların dikkatini benden çekmişti ,kulaklarım boğuklaşmaya başlamıştı bacaklarımı daha çok kendime çekerek kulaklarıma ellerimi daha çok bastırdım. Gözlerim kapalı kulaklarımı sıkıca kapamış olmama  rağmen içerde olan kargaşanın  sesleri uğultu gibi geliyordu saniyeler belki de dakikalar geçtiğinde gözlerimi araladın o an birilerinin bir şeyler diyerek kapıdan koşarak çıktığını gördüm. Dokunmamışlardı hayattaydım beynim tehlike sinyalleri vermeye devam ediyordu ve yine evin sesizliğini bozan saatin tik tak sesleriydi.

Merhabaaa😅bu benim ilk kitabım ve çok fazla yazım hataları olabilir .
Mazur görün lütfen şimdiden iyi okumalar dilerim 🫡

ELEMENTAL: Karanlığın ÇöküşüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin