(Ufuk x Barlas)_ufuktan_
Barlas babamın kucağında odasına doğru ilerliyorduk fakat bu sırada başımı omuzuna gömüp odasına daha çabuk gitmesini bekliyordum
Şirkete gidince Barlas babam patron olduğu için büyük bir öz güvenle giriş yapacağımı düşünüyordum ama bebek olarak ağzımda emzik ve altımda bez ile giriş yapınca ister istemez utanmıştım
/+/ Yn: bu arada bazı şeyleri atlıyormuş gibi hissediyorum eğer unuttuğum bir şey varsa söyler misiniz? /+/
Sonunda onun odasına vardığımızda odayı incelemek için başımı Barlas babamın omuzundan kaldırıp etarafa bakıyordum
Gri duvarları ve büyük çalışma masası, siyah bir koltuk ve dolapları, birkaç tablosu, koca bir duvarı kapsayan manzaralı cam ile çoğu dizi veya kitaplardaki gibi sıradan gelse de aslında havalı ve mükemmel bir odaydı.
Ben ağzım açık bir şekilde kocaman odaya bakarken o masasının başına oturup beni de kendine bakacak şekilde masanın üzerine bırakmıştı
"Ee babanın şirketini nasıl buldun bebeğim?" Saçlarımı geriye tarayıp konuşması ile kıkırdadım
"Kojaman" (kocaman) ellerimi iki yana açıp ayaklarımı sallayarak konuştum
"Babajım meni koytua koyay mısın?" (Babacığım beni koltuğa koyar mısın?) Elleimle oturduğu koltuğu gösterdiğimde kalkmasını bekledim fakat o sırıtarak bana bakıyordu
"Peki ya benim bundan ne kârım olacak, küçük bey?" bana bakarak konuşması ile ona boş boş bakmaya başladım
Benim bebek olduğumu unutmuştu sanırım
En büyük avantajımı kullanıp başta yüzümü astım.Ve ardından gözlerimi doldurup ağlamaya başladım
Barlas babam bu tepkiyi beklemiyor olacak ki eli ayağı birbirine dolanmıştı, hemen koltuğundan kalkıp beni oturtması ile göz yaşlarımı silip gülümsemeye başladım
Eğer bebek olucaksam istediğimi almam gerekti, değil mi?
O ise tek kaşını kaldırıp bana bakması ile bi an yüz ifadesi komik gelip gülmeye başlamıştım
"Sen....sen çok fena bir bebeksin, biliyorsun değil mi?" Elini burnuma atıp sıkması ile elinden kurtulmaya çalıştım
"Yaa babajım bıyak, ajiyoo" (ya babacığım bırak, acıyor) elerini itmeye çalışmıştım fakat hayvan gibi güçlü olduğu için kıpırdatamıyordum bile
En sonunda burnumu bıraktığında rahat bir nefes verip kötü kötü yüzüne bakmaya başladım
O ise bu sefer yanağımı sıkıp konuştu
"Öyle tatlı tatlı bakma bana, seveyim derken yerim bitiririm seni yoksa" elini çekip bu sefer de yanağımı ısırması ile şok olmuş bir şekilde yüzüne bakmaya başladım
Bu adam deliydi resmen, beni yeme ihtimali vardı yani....
Sonunda yüzümü bırakması ile rahat bir nefes almışken duyduğum şeyle daha da gerilmiştim
"Bu arada ufuk, alışman için bezine yapmamana birşey demedim"
" Ama o bez dolacak"
/+/ Yn: sanırım bez olayını eklemeyi unutmuşum 🙃/+/
Unuttuğum detay ile derince yutkundum
Ne zamandır tuvaletim gelse de altıma yapmak -her ne kadar bez olsa da- utanç vericiydi
Fakat inat degilmiydi bokum içime kaçsa da tutacaktım, hem bir kere altıma yapsam adamın yüzüne ömrüm boyu bakamazdım
"Ama babajım" (ama babacığım) yüzüne yalvarırcasına baktığımda kaşlarını çatmıştı
"Hayır ufuk" keskin ve itiraz istemeyen sesini duyduğumda somurttum
Ve heyecan ile başladığım gün ve şirket ziyareti bozulan moralim ile beraber somurtarak geçmişti
Bütün hevesim kursağımda kalmıştı
Yazım yanlışlarım varsa üzgünüm
Daha da uzatacakdım ama
Boşlayıp birkaç hafta bölüm atmama
Huyumu bildiğim için kısa yazdımUmarım beğenimişsinizdir
Bu hikaye hiç içime sinmedi
Normalde age-play kitabı okuyarak başlamıştım ama birmal bl kitapları
Okuyunca age-play İlhamım gitti
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİTTLE BOY
Fanfictionİşe ihtiyacı olan ufuk hiç düşünmeden imzaladığı belgenin 'age-play' belgesi olduğunu fark ettiğinde kabullenmekten başka şansı kalmamıştı Age-play B×b