3- yemek

258 21 75
                                    

Öğlen yaşadığımız rezillikten sonra Alp annesiyle kavga etmişti. Ama kavga nedeni rezillik çıkarmasından çok bana attığı tokattı Alev hanımda bu kadar şeyi gururuna yediremeyip söylenerek gitmişti.

O gidince bizde çok durmayıp eve geçtik Alp o günkü tüm randevuları iptal ettirdiği için yol boyu onunla konuşmayıp randevularla ilgilendim.

Açıkçası pekte konuşma havanda olduğum söylenemezdi. Alev Hanım'ın dediklerini her ne kadar umursamamaya çalışsam bile canımı yakmıştı.

Sonunda eve vardığımızda korumalar bizi görür görmez kapıyı açmıştı.

Bu sefer arabayı ben değil Alp kullanıyordu. Çok sinirli olduğu için teklif etmeye çekilmiştim.

Alp arabayı park eder etmez hızlıca inip benim tarafıma dolandı. Kapımı açmasıyla şaşırırken onu bekletmemek için arabadan çıktım arabadan çıkmamla yanağımda bı el hissedince vücudum kasılmış yanağımsa hafif sızlamıştı.

Alp Alev Hanım'ın dokunduğu yere elini koymuş hafifçe seviyor canımın yanmaması için özen gösteriyordu.

Suratına baktığımda bakışlarındaki suçluluk, pişmanlık ve öfke belli oluyordu. Ama asıl ön planda olan duygu kesinlikle hüzündü. Sanki canı acıyor gibi duruyordu ve bu bakışlar canımı kesinlikle Alev Hanım'ın tokadından daha çok acıtıyordu.

"Canın acıyor mu?"

Yüzümdeki elinin üstüne elimi koyup gözlerine bakarak kafamı olumsuz anlamda salladım.

O varken böyle dokunurken canım acımıyordu.

"Hayır sen yanımdayken hiçbir şey canımı acıtamaz."

Dudağının kenarı hafif kıvrılsa bile yinede gözlerindeki o acı gitmemişti ve hâla gözlerime bakmıyordu.

İki elimle yüzünü tutup gözlerimizi buluşturdum

"Ben iyiyim. Merak etme."

Onu öpmek için parmak ucunda yükselmeme gülüp niyetimi anladığı için bana yardımcı olmak için eğildi.

Bir süre birbirimizi sanki ilk defa keşfediyormuşcasına öptükten sonra ilk ayrılan o oldu.

Ama anında beni eve sokup kapıya yaşadığı gibi bu keşfine devam etti.

Bu adam kesinlikle bi gün benim ölüm sebebim olacak.

•••

Akşama kadar yiyişip beraber film izlemiş, banyoya girip bahçede oturmuştuk.

Şimdiyse ikimizde yatakta yarı çıplak yatıp birbirimizi izliyorduk.

"Hiç gitmesek mi hmm? Hem burda baş başa kalmak çok daha eğlenceli."

Mayışmış sesi, koluma sürtüğü uzun parmaklarıyla söyledikleri ne kadar cazip gelsede kıkırdayıp kafamı iki yana salladım.

Cevabım onu tatmin etmemiş olacak ki anı bı hareketle üstüme çıkıp dudaklarıma kapandı. Elleri iki yanımda vücudunun tüm ağırlığı olmasa bile bı kismi ise üstümdeydi. Bende boş durmayıp ellerimi boynuna götürüp öpüşüne karşılık vermeye başladım.

Sonunda dudaklarımdan soluk soluğa ayrıldığında tekrar aynı soruyu sormasıyla yataktaki dağılmış halime aldırmadan küçük bi kahkaha atıp bu sefer ben yerlerimizi değiştirerek onu altıma aldım.

Kalçamda hissettiğim karın kasları gerçekten şahaneydi o yüzden en sevdiğim aktivitelerden biri olan kaslarını elleme işime geçtim. Her ne kadar üstte olan ben olsamda vicuduna tamamen yayılmış kaslarıyla oynadığım için kafasını kaldıran Alp'i görmek için kafamı hafif kaldırmam gerekiyordu.

karışıklık (bxi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin