6-Yüzleşme

3.2K 77 4
                                    

Arveni öğrendiğim ilk andan itibaren onun peşine düşmüş, onu aramıştım. Her olumsuz cevapla karşılaştığımda daha da hırslandım daha da bulmak istedim. En sonunda vazgeçtim ama o beni bulur geri döner diye hep bir umutla bekledim.

Artık umudum yoktu. Neden şuan karşıma çıkmıştı ki, ben zorda olsa alışmıştım bu duruma.

Onu görene kadar gelse affederim kızım için diyordum. Ama yüzüne bakınca anladım ki benim ona karşı kırgınlığım vardı. Her anı yalnız geçirmemin, her şeyin zorlu geçmesinin tek sorumlusu oydu. İçim özlem yerine büyük bir öfke kapladı.

Adanın bana seslenmesiyle beraber gerçek dünyaya dönmüştüm.

"Bade hadiii."
"Ada sen yüz ben odaya geçiyorum."

Ada arkamdan seslendi ama cevap vermedim. Hızlı adımlarla eşyalarımı topladım ve otele doğru yürümeye başladım. Başım dönüyor düşecek gibi hissediyordum ama durmadım. Gözlerim doldu fakat ağlamam gerekiyordu.

Arkamdan gelen adım seslerini duydum. Ada geliyordur diye bakmadım. Beni bu halde görsün istemedim o yüzden daha da hızlandım.

"Bade. Dur konuşmamız lazım."

İşte o korktuğum sesi duymuştum. Arkamdan gelen kişi Ada değil Ayazdı.
Durmadım daha da hızlandım ama sanki ben hızlandıkça yol uzadı.

"Bade dur diyorum. Konuşacağız sadece bekle beni."

Ben durmadım o da peşimden gelmeye başladı.

"Bade dur yoksa ben kendim durduracağım."

Dinlemedim, 2 dakikalık yol sanki 2 saatmiş gibi geliyordu o an. Ayazın hâlâ arkamdan bağırdığını duydum.
Sonra bir anda kendimi havada buldum neye uğradığımı anlayamamıştım. Beni kucağına almış otelin tersi yönünde ilerliyorduk.

"Ne yapıyorsun be sen? Deli misin? Bırak beni ya, nereye gidiyorsun? Ya kime diyorum bırak beni!"

Ardı ardına konuşuyordum ama yok ne bana cevap veriyor ne de beni bırakıyordu. Omuzlarına vurmaya başladım. Diğer yandan da bacaklarımı sallıyordum belki dengesini kaybederse bırakır diye.

"Bade istediğini yap, ama bırakamayacağım seni."
"Ya bırak! Ne istiyorsun benden bu kadar zaman sonra."
"Tamam Badecim bunları konuşmak için götürüyorum seni."

Yol boyu kucağından kendimi atmaya çalıştım. İstemiyorum bırak diye bağırdım bütün yol. Onu ittirdim ama o hiç kendini bozmadı, daha sıkı tuttu beni.
Ben ne konuşacaktım bu öküz adamla. Hiçbir şeyimiz kalmamıştı bizim.

En sonunda beni sahilin boş kısmına getirdi. Gerçekten bizden başka kimse yoktu. Bana bir şey yapsa kimse bulamazdı valla beni. Tövbe tövbe ben ne düşünüyordum, böyle ne yapsın adam bana ya . Of Bade iyice saçmaladın yine.

"Şimdi sakin ol bırakıyorum seni."

Beni kumların üzerine sakince oturtmuştu.

"Ne konuşacağız ya. Ne diye getirdin beni buraya."
"Bir sakin ol Bade."
"Ne sakini ya. Hiçbir neden yokken beni bıraktın gittin, aradan geçmiş 2-3 sene bir de seninle sakince konuşacak mıyım."
"Evet konuşacağız. Aslında bu konuşma daha erken olacaktı ama sana ulaşamadım bir türlü."

Bu çocuk neyden bahsediyordu o bana ulaşsın diye ben her kapıyı açık bırakmıştım ona. Bana nasıl ulaşamazdı. Konuşmasına kaldığı yerden devam etti.

"Bade, ben oraya gittikten sonra seni çok özledim sensiz yapamadığımı fark ettim. Ama her şey kötüydü kalacak bir evim bile yoktı. Bende bir süre çalışayım rahata çıkınca seni de alayım yanıma diye düşündüm."

Bak bak paşama sen benim adıma kararlarda vermiş.

"Amerikaya gittikten tam 6 ay sonra, her şey düzene girdi ben bizim için 2 katlı kocaman bahçesi olan bir ev aldım. Sen gelince rahat et istedim. Sonra seni aradım ama ulaşılamıyordu. Beni engellediğini anladım."

Bir kere ben onu değil o beni engellemişti ama lafını kesmedim, konuşmasına devam etsin istedim.

"Ama pes etmedim. O ay içinden çıktım Türkiye'ye geldim. Evinize geldim ama 1 ay önce taşındığınızı söylediler bana. Yeriniz sordum herkes bilmiyoruz dedi. Ben ne yapacağımı nereye gidereceğimi bilemedim."

Evet taşınmıştık. Çünkü ev eski ve kışın soğuk oluyordu. Mina, Arven doğunca zor olur demiş ve yeni bir ev bulmuştu bize. Ama herkes yeni evimizi biliyordu ve kaç kere ziyarete gelmişlerdi.

"1 hafta İstanbul'da kaldım. Senin peşindeydim. Ama hiç ulaşamadım. Sonra çalıştığın yer aklıma geldi. Oraya gittim fakat bana işten çıktığını söylediler. Kendimi çıkmazda hissettim."

Çalışma şartları zor diye işten çıkmıştım. Şöyle bir düşününce aslında ona çok açık kapı bırakmamıştım. Ama yine de çabalasa ulaşırdı.

"Sonra artık izin hakkım bittiği için Amerika'ya geri dönüm. Ama peşini bırakmadım. Hatta annem de bana yardım etti ama yok sanki yer yarılmıştı da sen içine girmiştin."

Gözleri doluyor, konuşması zorlaşıyordu. Ama buna rağmen zorlukla devam etti.

"Tam 1 senenin sonunda annenin numarasına ulaştım. Onu aradım ve bana dedi ki, kızım kendi hayatını kurdu. O sensiz daha mutlu onun peşini bırak dedi. Aslında senin mutlu olmama çok sevindim. Çünkü bunu en çok sen hak ediyordun. Ama ister istemez üzüldüm, ben seni o kadar beklerken senin için çabalarken senin bu kadar çabuk vazgeçmen üzmüştü beni."

Annem neden böyle yapmıştı. Ayaza ulaşmak için ne kadar çabaladığımı o da biliyordu. Neden buna engel olmuştu. Ne dönüyordu buralarda.

Ayazın yüzüne baktım. Gözlerinden yaşlar dökülüyordu. O an yüzünü inceleme fırsatı buldum. Sanki aradan geçen o 3 sene de daha da yakışıklı olmuştu. O an fark ettim ki Arven de büyüdükçe aynı babasına benziyordu.

Ayaza doğru bir adım atıp göz yaşlarını silmek istedim. Tam ayağa kalkacağım anda telefonum çaldı, çantamdan telefonu alınca Mina'nın aradığını görünce ayağa kalktım ve ayazdan biraz uzaklaştım.

"Annemmm."
"Bebeğim, sen uyumadın mı?"
"Seni öjledim."
"Bende seni özledim bir tanem. Ama şimdi uyuman lazım."
"Şen uyut beni."
"Bugün Mina ablan ile uyu söz yarın beraberiz."
"Damam."
"Çok çok öpüyorum bebeğim. Dikkat et kendine."

Telefonu kapattım, derin bir nefes aldım. Kızımı çok özlemiştim.

"Bir sorun mu var."
"Y-yok."

Arkamda duran Ayazı görünce biraz irkildim. Konuşmaları duysun istemiyordum. Arveni ona söylemeyecektim. Ne olursa olsun o Amerika'ya gidecekti, o nedenle bilmesine gerek yoktu. Boş yere kızım umutlanacaktı.

"Sen neden buraya gelmiştin."
"Çalıştığım şirket burayla anlaşmış, Türkiye de olan işlere ben geliyorum. Belki seni görürüm diye. Aslına bakarsan burada olacağını düşünmüyordum ama iyi ki gelmişim."
"Anladım. Ben artık gitsem iyi olacak."
"Gitmesen, bu gece burada beraber kalsak."

Olmaz anlamında kafa sallamıştım. O benim arkamdan bakarken ben sahilden otele doğru ilerledim.

Güzel KızımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin