2-Ayrılık

2.6K 81 2
                                    

3 HAFTA SONRA

O gecenin üstünden 2 hafta geçmişti Ayazla aramız günden güne iyiye gitse de onda bir tuhaflık vardı. Benden sıkılmış olabilir miydi? Ama öyle olsa bana bu kadar iyi davranmazdı bence. Acaba o geceyi mi sevmemişti?

"Kuzum yine gözlerin dolmuş, ne oldu sana?"
"Mina sence Ayaz beni sevmiyor mu?"
"O nerden çıktı? Ayaz sana aşkla bakıyor sen nerden çıkartıyorsun böyle şeyleri?"
"Ne bileyim Mina ya sanki bir soğuk gibi."
"Badecim bence sen alınganlık dönemindesin sen."

Belki de haklıydı, belki de dediği doğruydu ben her şeye alınıyordum bilmiyorum ki. Bugün günlerden cumartesiydi hem Mina hem de ben çalışmıyordum. En iyisi biraz dışarı çıkıp kafa dağıtmaktı.

"Mina dışarı çıksak bugün nasıl olur?"
"Güzel olur kuşum, hatta kalk kahvaltıya gidelim."

Evde yemek yapmak bana zulüm gibi geliyordu. Normalde çok severdim ama 1 haftadır kokusuna tahammül edemiyordum. O yüzden ya dışarda yiyorduk ya da Mina hallediyordu o işleri.

Odaya girdim. Gardolabımın kapağında nişanda giyeceğim elbise vardı. Odaya girince karşıma hemen o çıkıyordu. Bu arada, 3 gün kalmıştı nişana. Heyecandan geceleri uyuyamıyordum bile.

Üzerime bir tulum giydim. Saçlarıma at kuyruğu yaptım. Rimel ve ruj sürdüm artık hazırdım. Tam odadan çıkınca başım döndü, sanki yer ayağımın altından kayıyor gibi hissettim. İlk bulduğum yerden destek aldım, bir süre kendime gelmeyi bekledim. Tam olarak kendime gelemesem bile biraz önceye göre iyiydim. Odadan çıkıp Mina'nın yanına gittim.

"İyi misin? Rengin solmuş gibi geldi bana."
"İyiyim iyiyim. Tansiyonum düştü herhalde açlıktan."
"Tamam Badecim hazırsan çıkalım da sende bir an önce kendine gel."

Mina'yla beraber evden çıktık. Sahilde çok sevdiğimiz bir mekan vardı oraya gittik, deniz kenarında olan bir masaya oturduk. Mina siparişlerimiz verdi ve beklemeye başladık.

~

Saat 15.10 olmuştu Mina'yla beraber biraz alışveriş yapmıştık. Eve geçeceğimiz sırada Ayaz beni aramış ve acil bir konu hakkında konuşmamız gerektini söylemişti. Onun isteği üzerine kayalıklara gelmiş oturmuş onun gelmesini bekliyordum.

Kendi içimde bir sıkıntı vardı. Ama bu sıkıntının nedeni neydi hiç bilmiyordum. Ayaza ihtiyacım vardı, benim için huzur da mutluluk da Ayazın yanında mümkündü. O gelince bu kötü histen kurtulacağımı biliyordum.

Bir süre sonra Ayaz geldi. Ama yüzü asıktı, galiba gerçekten bir sorunumuz vardı.

"Bir şey mi oldu sevgilim."
"Oldu Bade."

Bana Bade diye başladığı zaman geriliyordum. Ben onun bebeğiydim şimdi neden Bade olmuştum k?

"Tamam söyle de çözelim."
"Ben gidiyorum."
"Nereye?"
"Amerikaya."

Bu çocuk benimle kafamı buluyordu? Ne Amerika'sı ne diyordu? 3 gün sonra nişanımız vardı. Ben ne olacaktım.

"Nasıl?"
"Bade, güzelim. Ben yapamıyorum. Şuan kendimi nişana düğüne hazır hissetmiyorum. Amerika'dan çok iyi bir iş teklifi geldi, sana da bahsetmiştim ya. Ben onu kabul ettim, yarın ilk uçakla gidiyorum."

Elleri ellerimi buldu ve konuşmaya devam etti.

"Bebeğim. Biraz kendimi toparlayayım, her şeyi düzelteyim söz veriyorum geleceğim. Ama ben bu şekilde sana ve bize zarar veririm. Hatta işi büyütünce seni alırım yanıma, orda daha mutlu oluruz. Ama biraz ara versek, dinlensek ilişkimiz için daha sağlıklı olur."

Ellerimi ondan çektim gözüm kararıyordu. Sanki o an dünya her zamankinden daha hızlı dönüyordu. Kafamı tutmakta zorlanıyordum.

"İyi misin? Bade. Cevap versene."

Dediklerini anlıyor ama cevap verecek gücü bulamıyordum kendimde.

"Ne diyeyim ki? Sen benim yerime çoktan kararı vermişsin. Ama keşke bunu önceden söyleseydin nişan için o kadar uğraşmazdım."

Zorlukla ayağa kalktım. Başım dönüyordu, kafam yerinde değildi ama burada durmak bana zara verecekti.

"Bade dur! Bu halde nereye gideceksin?"

Arkama bakmadım. Baş dönmesi ile ne kadar hızlı yürüyebiliyorsam o kadar hızlı yürüdüm. Ana yola çıktım. Gelen ilk taksiyi durdurdum, ona bindim ve evin adresini söyledim. Eve gidene kadar sadece camdan dışarıyı izledim. Düşündükçe gözlerim doluyordu o yüzden düşünmedim.

Eve gelince taksinin parasını ödedim ve arabadan indim. Evimiz 2. Kattaydı ve asansör yoktu. Başım hâlâ dönüyordu, zorlukla yukarı çıktım. Zile bastım, Mina 1 dakika içinde kapıyı açtı.

Mina'yı görmemle beraber yere yığıldım. Göz yaşlarım buraya kadar akmamıştı ama artık dinmiyordu.

"Bade ne oldu? Bade? Bade kalk!"

Mina'nın endişeli sesini duydum ama kalkmaya gücüm yoktu.

"Mina."
"Söyle güzelim, söyle ne oldu? Anlat bana hadi."
"Ayaz gitti Mina. Ayaz beni terk etti."

Göz yaşlarım daha da şiddetlendi. Mina koluma girdi beni zorlukla yerden kaldırdı. Odama götürdü ve yatağıma oturturdu, sonra hemen gitti evin kapısını kapattı geri geldi.

"Ne oldu güzelim. Sakince anlat bana."
"Yanına gittim ya ben onun. Kendini hazır hissetmediğini, Amerika'ya gideceğini ve hazır olduğunda geri döneceğini söyledi. Ya da ben onun yanına gidermişim öyle söyledi."

Her kelimemde ağlamam daha da arttı. Ve her seferinde Mina bana daha sıkı sarıldı.

"Vay şerefize bak ya. Bir de utanmadan bekle beni demiş."

O gece Mina ile beraber sarıldık, uyuduk. Benim ağlama krizlerim oldu her seferinde Mina beni sakinleştirdi. Bu kız bir arkadaştan daha fazlasıydı. O benim sığınacağım tek limanımdı.

Güzel KızımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin