SENSEDİM

30 - Nikah

Biten sigarasını atıp yenisini yaktı. Karşısında oturan adamı izledi. Hayatını karartan adamı.

"Açın gözlerini"

Otoriter sesini duyan adam, hemen sandalyede eli, kolu bağlı adamın gözlerini açtı. Uzun zamandır karanlığa alışan gözleri ışıkla buluşunca istemsizce kapattı gözlerini.

"Nasılsın? Bak yollarımız yine kesişti. Ben senin kaderinim diyorum anlamıyorsun."

"Ne istiyorsun benden?"

"Pek birşey değil, senin ve oğlunun canını istiyorum."

"Zaten bir oğlumun canını aldın! Yetmedi mi?"

Ona özel getirilen kırmızı koltuğa uzandı. "Yok yetmedi. Büyük oğlunu öldürmek sandığım kadar haz vermedi, sıra küçükte."

"Yakaladın beni, öldür işte. Oğlum ve karımı bırak."

"Karını öldürmeme gerek yok zaten. İki oğlunu ve kocasını kaybedince kahrından ölür kadıncağız."

Parmağını şıklattı ve anında içkisi geldi. Bardaktan büyük bir yudum aldı. "Sana da ikram etmedim, darılmazsın umarım?"

"Anlaşma yapalım. Ne istiyorsun?"

Adam kahkaha attı. Yanındaki korumasına söyledi, "duydun mu? Benim gibi birine para teklif etti az önce."

"Ne istiyorsun o zaman? Beni al, paramı al-"

"Seni ve oğlunu öldürünce otomatikman paran bende olacak zaten?"

"Bak-"

"Neyse çok konuştun ihtiyar, bağlayın şunun ağzını."

En büyük düşmanı elindeydi. Onun gözleri önünde oğlunu öldürmek ona olacak en büyük eziyetti. Ve bu adam bunu pekâlâ yapacaktı.

"Efendim, telefon size."

Telefonu uzatan adamın elinden aldı, "Alo?"

"Ne zaman geleceksin? Sahne hazır. Yarım saate başlar."

"Herşey tamam mı?"

"Evet. Adamlar da gelirler birazdan."

"Misafirlerimizi iyi ağırlayın. Zira son gecelerinde onları üzmek istemeyiz öyle değil mi?"

...

Berru'dan

Telefonu kapattığım anda mutfağın kapısı açıldı. İrkilerek arkamı döndüm, gelen kardeşimdi. Elinden tutarak odaya götürdüm. Kapıyı kilitledim.

"Mehmet, bugün Aysel ablan gelecek ve biz buradan gideceğiz."

Kardeşim gülerek bana sarıldığında bende ona sarıldım. "Acıktın mı?"

"Peki. Bekle burada, kimse uyanmamış ses çıkartma. Ben sana birşeyler hazırlayayım."

Mutfaktan çıktığımda amcamların odasında konuşma sesleri duydum. Kapıya yaklaştım,

"Bu kızı ne yapacağız?"

"Ne demek o? Geliyorlar işte bugün."

"Yine fevri davranacak. Nikah kıyılırken hocaya ne deriz bu böyle davranırsa?"

"Davranmayacak."

"Senden, benden korktuğu yok. Canı ne isterse onu yapıyor-"

"Yapmayacak işte! Ona hayatında yaşayabileceği en iyi hayatı sunuyorum. Bunun gibi adamı bir daha nerede bulur? Yaşlı zaten, ölür gider. Parası ona kalır, evi ona kalır. Azıcık akıl olsa gelip teşekkür ederdi bana."