Eskiler

122 8 6
                                    


Hello Hello Hello my bost friends

İlk önce belirtmem gereken bir not var!
Öhöm öhöm!!!
Ben şahsen BTS-ten hiç bir üyeyi bir-biri ile shiplemiyorum. Aslında onların gay olduklarına bile çok fazla inanmıyorum. Bu kitabı yazmaktaki tek sebebim keyfim ve kahyası. Yani şakasına yazıyorum.
İnşAllah beğenirsiniz.
Love love love you!!!!

/////////////////////////////////////////////////

"Neden gidiyorsun Hosu? Kalsan. Bizde de kala bilirsin annem de mutlu olur."

"Ben de seninle kalmayı çok isterim ama gitmem gerek."

"Nereye gidiyorsun peki?"

"Ben de bilmiyorum Yoongi. Halamlara her halde. Biliyorsun ondan başka kimsemin kalmadığını"

Hoseokun büzüşmekte olan dudağı küçük Yoongi için ızdırap gibiydi. En iyi arkadaşı gidiyordu ve o birşey yapamıyordu. Ondan başka bir arkadaşı da yoktu. Ne yapacaktı, nasıl katlanacaktı onsuzluğa? Hoseokun annesine ilk o gün nefret etti işte. Ama arkadaşını üzmemek için de birşey diyememişti. O kadın gitmeseydi arkadaşı da onun yanında kalacaktı.

"Okulun da değişecek öyle mi?"  Yoonginin sorusuna Hoseok sadece başını sallayarak cevap vermişti. Şu an onu bırakıp kayıplara karışan annesinin yokluğ için değil de biricik arkadaşından ayrılacağı için dolmuştu gözleri.

"Belki çok uzağa gitmezsin. Yine görüşürüz?" 

Hoseok çocuklar evine gittiğini çok iyi biliyordu ama arkadaşını üzmemek için birşey diyemiyordu. Başka şehre, ondan çok uzağa, başka çocuklarla dolu bir yere gidecekti. Belki yeni arkadaşları olacaktı. Ama Yoongi onun tek en iyi arkadaşı olarak kalacaktı. Kendine söz vermişti. Korkarak dudaklarını araladığında titrek sesi duyulmuştu:

"Bilmiyorum Yoon. Belki bir gün.." Devamını getirememişti işte. Yaşlar gözünden firar edince Yoonginin kollarını bedeninde hiss etmişti. Sadece 8 ve 7 yaşındakı bu iki çocuk bu gün ayrılacaktı ve buna engel ola bilecek hiçkimseleri de yoktu.

Biraz daha orada oturduktan sonra vedalaştılar. İkisinin de gözyaşları sel olurken kalpleri de alev alıyordu. Bir-birilerini bir daha göremeyeceklerine eminlerdi. Ve bu eminlik onları mahvediyordu.

Araba evlerinden uzaklaşırken arkasını dönüp gözü yaşlı Yoongiye bakamamıştı bile. Çünki biliyordu tek arkadaşının ne denli yıprandığını. Onu öyle görmeye dayanamazdı. Bakamadı. Yaşlı gözlerini cama çevirerek olanları hatırladı. Annesinin onu bırakıp yokluğa karıştığını.

Babası daha Hoseok doğmadan ölmüştü. Trafik kazası diyorlardı ama intihar gibi de görünüyordu. Hoseok asla babasının intihar ettiğine inanmak istemeyecekti. Onu 7 yıl tek büyüten annesi de bir kaç gün önce tanımadığı bir adamla kaçmıştı. Sabah uyandığında akşama kadar evde aç annesini beklemiş, en son annesinin yastığının altındakı veda mektubunu bulmuştu.

Mektupda annesinin dediğine göre onu çok seviyormuş. Gitmek zorundaymış. Dönecekmiş. O zamana kadarsa tek akrabası olan halasına gitmesini istemiş. Mektubun altına bıraktığı numarayı aradığında halası gelmiş. Bir kaç gün evde ona bakmış, ama kendi evine götürmesine de eşin izin vermeyince yurda bırakmaya karar vermiş. Ve bu karar Hoseoku en iyi arkadaşından ayırmıştı. İki kadın tarfından darbe alan Hoseok gelecekte kadınlara asla güvenemez hale gelecekti işte. Ahh ne de saçmaydı yaşadıkları. Ne de bencilce ve ne de acımasız.

Camdan dışarı baktığında gördüğü her yerde annesiyle olan anıları zihnine hucum edince ona nefret etmeye başladığını anladı. Ama bu nefretin ne denli büyüyeceğinden 7 yaşlı Hoseokun haberi dahi yoktu.

O, o gün aslında her şeyin fitilini yakmış, patlamasını bekleyecekti. Ama yaşadığı bu şeyler de geleceğine ayna tutacaktı işte.

SENSİZ_İM (SOPE 18+)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin