Kalp kırıklığı

35 7 0
                                    

"Benimle gel Suga seni çağırıyor."

Mim-Jun duyduğu şeyle hızla Hoseok'a bakarken onun da şaşkınlıkla adama baktığını görmesiyle afallamıştı. Hoseok bir anda gözlerini Juna dikmiş sol elini yukarı kaldırıp yumuruk yaparken sağ elini açarak yumuruğun üzerine vurup "Nah sana" diyerek kahkahayı patlatmıştı. "Hadi hadi git bekletme" diye de eklerken Jun ona yalvarak bakmıştı.

Hoseok kulağına eğilip; "Sana söyledim ya şu sikme şeysi. Ben kendi lafımı asla çiğnemem. Bu defa hak ettin. Ve şey belki başka birşey için çağırıyordur?"

Jun yüzünü buruşturarak; "Senin eğri yatıp düz sikme olayını üzerimde deneyecek belki de ha?" Demesiyle Hoseok bir kahkaha daha patlarmıştı. Jun ona yargılar ve korkar şekilde baktığındaysa yüzünü cama çevirmişti.

Jun arkadaşının ona sırt çevirmesine dayanamayarak onu ne kadar arkadan dürtse de cevap alamamış yanındakı adamın kolundan tutmasıyla irkilip hızla ayağa kalkmıştı. "Keyfin ve kahyasını çok mu beklemem lazım? İşimiz var gücümüz var. Hadi düş önüme"

Jun son bir kes Hoseoka baktığında yüzü pencereye doğru oturmuş ve başını koluna koyarak uyumaya çalıştığını görmüştü. İçinden 'Gerçekten de tükürdüğünü yalamıyor. Ama bu gün bu seferlik yalasan be kardeşim.' Diye geçirdikten sonra öne düşmüştü.

Jun, yanındakı çocukla ünversitenin arkasına vardıklarında gözleri ağacın altında yaslanarak oturan Sugaya değinmişti. Elinde çubukla toprakta daireler çizen adam çok korkunç gözüküyordu. Jun ilk defa birinden korkup derince yutkunmuştu.

Yanındakı adam Jun'un kolundan tutup onu hızlandırarak Suganın tam dibine götürdüğünde Jun gözlerini hala toprağa bakan Sugadan kaçırmamıştı. Deli gibi korkuyordu ama bunu belli etmemeliydi. Cesur olmalıydı. 'Belki başka sebebten çağırdı? Olamaz mı? Olur ya niye olmasın. Fotografını çektiğimi görmemiştir değil mi? Ah görmemiş olsun lütfen."

Jun, derin düşüncelerin içinde kendiyle çelişirken tanıdık derin sesin kulaklarına ilişmesiyle kendine gelmiş sesin sahibine korkusuzca bakmaya çalışmıştı: "Rica etsem nasıl çıktığıma baka bilir miyim?"

Jun gözlerini sıkıca kapatmış ve içinden kendine sövmüştü. "Siktir siktir siktir. Hangi akla hizmet çekrim ki bunun fotoğrafını. Sikik kafam" Tekrar kulağına dolan sesle gözlerini açmıştı. Sakince kulağına takılan kelimeler onu şaşırtıyordu. Kızmamış mıydı yani?

"Aslında fazla fotojenik biri değilimdir. Yani sadece nasıl çıktığıma bakmak istiyorum. Ve bir de şey.." Gözlerini kaldırıp Jun'un gözlerine kitlediğinde Jun istemsizce titremişti. "Fotoğrafımı neden çektiğini bilmek istiyorum." Dostani bir şekilde gülmeye çalışsa da Jun onun gözlerindeki öfkeyi görmüştü.

Jun her kesin yapması gereken kurala uymayı karara almıştı. *Kendini kurtarmak kuralının 7777-ci maddesine esasen, "Eğer büyük bir sıçma işlemi yaptıysanız ve yakalandıysanız sonuna kadar inkar ediniz."*

"Fotoğrafını çekmem için bir sebebim yok. O yüzden çekmeme de gerek yok.." Konuşurken yapa bildiğince sesinin titrememesine dikkat etmişti; "Kendini bu kadar önemli biri olarak görmene de gerek yok. Yani kısacası belli ki, bir şeyleri yanlış anlamışsın."

Suga, karşısında titrediğinden habersiz cesur görünmeye çalışan gençle çok eğleneceğine emindi. Bu görüntü ona öyle zevk veriyordu ki.

"Sen çekmediğini mi söylüyorsun yani?" Jun hızla başını evet anlamında sallamıştı.

"O zaman ısbat et. Masum olduğunu kanıtlamak istiyirsan teledonuna bakmama müsade edersin her halde."

Jun içinden sıçtım diyerek kendine küfürler ederken fotoğrafı silmediği aklına gelmişti. Ne yapacaktı şimdi?

SENSİZ_İM (SOPE 18+)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin