Olaylar okadar hızlı gelişiyorduki ben ne yapacağımı bilmiyordum.
Şuan abdest almış bir şal başıma bağlamıştım.Baran ağa da gelip yanıma oturduktan sonra İmam nikahımız kıyılmıştı.Hoca kalkıp odadan çıktıkdan sonra odada ki kişiler de bizi yanlız bırakmıştı.
O an Baranla yanlız kaldığımız için içimi bi telaş sarmıştı.
Baran ağa aniden bana dönüp gözlerimin içine baktığında çekinerek yüzümü yere eğmiştim.
Aniden çenemden tutup gözgöze gelmemizi sağladı.
-Kadın bundan sonra benim çatım altındasın tek bir yanlış hareketini bana ve aileme karşı görürsem çok kötü olur.
-Baran ağa karşında kuklan yok senin. Bana laf anlatmana ise hiç gerek yok sen istesende istemesende benim senin ailene karşı zaten saygım sonsuzdur, sanada öyle ama seninde bana ve ailem dediğim kardeşlerime saygı duymalısın!!!
Baran yüzüme dik dik bakarken biranda aklıma nikahdan sonra yapılaması gereken düğün gelmişti nasıl olucak diye düşünürken Baranın kulağıma eğilip fısıldamasıyla sanki binlerce parçaya bölünmüştüm...
-Kadın sakın benden düğün bekleme düğün içinde medet umma.Ben senin için bir düğün yapmayı bırak kılımı bile kıpırdatmam.Benim için düğün günü senin bu evden kefenle çıkacağın gündür....
Bu kelimelerden sonra insanın canı yanarken ne kadar dibe batacağınıda görmüş oldum.Ben bile bile kendime mezar kazmıştım ve bilmeyerek de olsa bu karşımda oturan celladıma aşık olmuştum...
Evleniyordum ama düğünsüz davetsiz,aşık olduğum adam ise ölümümü göze alan bir cellat
Bir insanın daha ne kadar canı yanabilirki...
Benim her geçen gün dahada fazla yanıyordu.
O sözlerden sonra kalkıp odadançıkıp gitmişti .Nisa ise aniden koşarak odaya girip kapıyı kapattı.
-Zeynep noldu canım düğün işini konuştunuzmu ben güzel arkadaşımla gelinlik bakmaya ne zaman gideceğim peki.
Nisa heycanla bişeyler anlatırken sol gözümden üst üste iki damla yaş akmıştı nisa bunu gördükten sonra aniden sessizleşti.
-Nisamm benim bir düğünüm bile olmayacak...
Onun için düğün benim ölüm günümmüş nisa söyle ben şimdi neye yanim sen söyle.
Beni sevmeyi bırak merhamet bile etmeyen adamamı yoksa bizi bu hale getiren kardeşim dediğimiz insanamı.
Nisaa kalbim çok acıyo benim...
Nisa da benimle ağlamaya başladığında ona sarılıp ağlamaya devam ettim.Biraz zaman geçtiğinde ise ikimizde birazda olsa sakinleşmiştik.Ben üzerimdeki fistan tarzı elbiseyi çıkarıp yerine çiçekli bir elbise giyip aşşağı inmiştim,nisa da hemen yanımdayken aniden ayağı takılmıştı ben elimi ona uzatamadan aniden rüzgar onu kendisine doğru çekmişti bile...
İkiside şaşkınlıktan birbirlerine bakarken ben aniden bu hallerine gülmeye başlamıştım.
Onlarda benim gülüşümle kendilerine gelirken nisada ufak bir kahkaha atmıştı.
-Oha lan ölüyordummm.
-Rüzgar tutmasaydı vallahide gidiyodun.
Rüzgarda bizimle gülerken aşşağıya inmiştik bile.Rüzgarla nisa avluya geçerlerken bende mutfağa geçmiştim.
Çalışanlardan yaşı diğerlerine göre daha büyük olan gül abla yemek hazırlıyordu geldiğimi fark etmemişti.
-Gül abla bu ne güzel kokular böyle hepsi çok güzel yardım edecek bişey varmı söyle hemen yardım edim.
-Yok hanım ağam ne işiniz var sizin.Siz çıkın ben hemen hallederim hem bitti bile nolur kendinizi yormayın.
-Bidaha hanım ağa dediğini duymim gül abla ben de kızınım senin bana kızım de bidaha bak demessen üzülürüm ha.
Gül abla yüzüme gülümseyerek bakıyordu.
-Tamam kızım sen nasıl istersen
Yanına gidip yanağını öpmüştüm oda bana karşılık vermişti ama aniden arkamızdan gelen gürültüyle oraya dönmüştük.
Baran ağa şuan tam karşımda elinde bir sigara ve öfkeli gözleriyle bizi izliyordu sandalye tam ayağının önüne devrilmişti sinirden çenesi kasılmıştı.
-Gül Hanımm ben size demedimmi kimse bu kadınla muhattap olmucak diye!!Görmezden geliceksiniz diye kaç kere söyledim lan sizeee bennn!!!! ama ben ne görüyorummm Gül hanım almış koynuna sarılıp öpüyor bu kadını.
Bu sözlerine hiç bir şey diyememiştim.Dedikleriyle paramparça olurken o gözlerime son kez bakıp mutfaktan çıkıp gitmişti.Konağın büyük kapısının açılıp kapanmasıyla konaktan çıktığını anlamıştım.Gül abla suratıma üzgün üzgün bakarken burukça gülümseyip yukarı kata doğru çıkmaya başlamıştım.Odamıza girdiğimde onun kokusu direk burnuma dolmuştu bile.Ben bukadar olan şeylere rağmen nasıl cellatıma aşık olmuştum bilmiyordum ama bildiğim tek birşey vardı o da ölümümün Baran ağanın sevgisizliğinden olacağıydı... Zaten ben bu dünyada sevgisiz büyümüştüm alışıktım sevgisizliğe.Ailem bana sırtını dönmüş kardeşlerim ise beni yok saymıştı üstüme atılan bir iftira için.Zaten ben hep imkansızları sevmiştim Baran ağada benim için bir imkansızdan öteye geçemezdi.Yüzüme bile bakmayan adam bide benimi sevecekti...adı üstünde imkansız...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YEMİN
Novela JuvenilBir insanın nasıl acı çektiğini kimse bilemez. Herkesin olduğu gibi benim de dertlerim vardı. Ama bazı kişilerin omzuna bile alamayacağı dertler... Sevmekten bu kadar korkarken delice bir sevdanın içinde kendimi asla bulmayı beklemezdim...