3. Bölüm

22 8 4
                                    

Üçüncü Bölüm

"Mucizeler tabiata aykırı değildir. Sadece tabiat hakkında bildiklerimize aykırıdır."

-A. Augustin-

28.06.2024

İyi okumalar.

«

Gözlerimi açtığımda başım o kadar çok ağrıyordu ki yüzümü buruşturup tekrar gözlerimi kapattım. Zaten göz kapaklarımı açık tutmak bile bir eziyet gibiydi.

Bir saniye, yaşıyordum!

Bu sefer az öncekinin aksine büyük bir hızla gözlerimi açtığımda gördüğüm ahşap tavan kesinlikle teyzemlerin evine ait değildi. Bu beni korkuyla ayağa kalkmaya itti ancak daha gövdemi birazcık doğrulttuğum anda gerilen boynumla büyük bir inleme eşliğinde geri yatağa yattım.

Sanırım birisi sesimi duymuştu çünkü bu tarafa doğru gelen adım seslerini duyuyordum. Ahşap parke inanılmaz gıcırdıyordu. Ancak kapının açılmasıyla tekrar bulunduğum durum aklıma geldi ve korkuyla içeri giren adama baktım.

"Uyandın mı?" sorusuna cevap vermeden boş bakışlarla ona baktığımı görünce bu kez de "Kendini nasıl hissediyorsun?" dedi. Harikayım inan.

"Kimsiniz? Ve ben neden buradayım?" sözlerim bitince acıyla yutkundum. Azıcık konuşmak bile boğazımı yakmıştı. 

"Seni ormanda buldum. Buraya getirip yarana baktım." dedikleriyle boğazıma bakmaya çalışsam da kendi boğazımı elbette görememiştim. Daha fazla yarama bakmak için kendimi zorlamak yerine adamı bir nevi sorguya çekmeye devam ettim.

"Beni nasıl buldun? Ayrıca madem yaramı düşünüyorsun neden hastanede değil de buradayız?" çok mantıklı sorularım karşısında bir süre bocaladı ancak daha sonra yattığım yatağa birkaç adım mesafedeki koltuğa oturarak konuşmaya başladı.

"Ormanda gezerken... Tamam dürüst olacağım, avlanırken senin yardım istediğini duydum. Yanına geldiğimde bir ağacın gövdesine yaslanmış baygın bir şekilde duruyordun. Başta her yerin kan olduğu için ne yapacağımı bilemedim ancak daha sonra nabzına bakmayı akıl edebildim. Nabzın çok yavaştı. Arabam yanımda yoktu ve seni hastaneye yetiştirmem imkansızdı. Ben de seni yakınlardaki kulübeme getirdim. Tıp fakültesi mezunuyum, yarana bakabileceğimi düşündüm. Yaşayacağından emin olana kadar başında bekledim. Bu sabah da biraz yakacak odun toplamaya gitmiştim. Buralar şehir merkezine göre epey soğuk oluyor. Az önce de inlemeni duyup odaya geldim. Hepsi bu kadar."

Uzun süren konuşmasından sonra ona inanmıştım. Ancak içimdeki şüpheci tarafı susturmak için son birkaç soru daha sordum. 

"Madem tıp fakültesi mezunusun, burada ne işin var? Neden avlanıyorsun? Ve eğer geldiğinde baygınsam son seslenişimi duymuş olmalısın, o da oldukça kısık sesliydi, nasıl duydun? Ve ne kadar zamandır buradayım? İlk müdahaleyi yaptıktan sonra ambulans falan çağırabilirdin veya beni burada yatırmak yerine madem hayati tehlikeyi atlattım arabanı alıp kontrol amaçlı hastaneye götürebilirdin. Ailem mutlaka polise falan gitmiştir, bunu düşünmen gerekiyordu."

Söylediklerimden sonra biraz sinirlenmişe benziyordu ancak normal bir tonda konuşmaya devam etti.

"Öncelikle tıp fakültesi mezunu olmam avlanmam için bir engel teşkil etmiyor diye biliyorum," bu kısımda bana ters bakışlar yollamıştı "Sesini nasıl duyduğuma gelirsek de sana oldukça yakındaydım ancak avlanmaya odaklı olduğum için ağaç diplerinde baygın insanlar var mı diye kontrol etmiyordum tahmin edersin ki. Son olarak da herhangi bir ambulansın buraya çıkması imkansız ve arabam yanımda yok demiştim zaten. Bu sabah uyanmasaydın eğer seni hastaneye bir şekilde götürmeyi planlıyordum."

BÖRÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin