Kehanet

57 6 9
                                    

Arkadaşlarına bakmak için arkasını döndüğü an ayağa kalkıp diz kapağının arkasına tekme attım. Hançeri boğazına dayadım. Hançer nereden geldi diye sorarsanız lazım olur diye almıştım.

"Bir adım daha atarsanız kellesini alırım" dedim tabiki asla öyle bir şey yapmam. Kulağına eğilip " özür dilerim Metin abi" diye fısıldamayı ihmal etmedim.

Tam o sırada arkamdan "bu tarafa gitti, koşun!" Diye bağırma sesi duydum. Muhafızlar izini bulmuştu. sağa doğru koşmaya başladım.

Hançer elimden düştü. Ama almaya yeltendiğim an muhafızlar beni yakalarlar. Avcılar muhafızları birazcık oyalayacaklardır. Umarım Metin abi kurtulur.

Ormanın içinde olduğumuz için izini kaybetirmek kolaydı. Bir ağaca tırmandım. Muhafızlar ağacın yanından geçip giderken sesizce bekledim. Akşam oluyordu. Muhafızların sayısı artıcaktı. Aşşağı inip birazcık etrafı araştırdım. Şanslıyım ki önüme bir mağara çıkmıştı.

Mağaranın içinin görünmesini engelleyen yosunları aştığımda Mağaranın içinde koltuk, masa, kitaplık, gibi şeylerle dolu olduğunu fark ettim. "Kimse var mı?" Tetikteydim. Ama tozlar buranın tek edildiğini haykırıyordu. Masalarda ve kitaplıkta resmimler dikkatimi çekti.

 Masalarda ve kitaplıkta resmimler dikkatimi çekti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ama bu resimlerdeki insan benim. Hepsinde başka bir yere bakıyordum biri hariç. Çekilen fotoğraflardaki yerleri biliyordum ama sadece birini hatırlamıyordum.

Resimlerin üstünde bir sürü yazılar vardı:
Kehanetin sahibi
İmparatoriçe
Kurtarıcı
Barışı getiricek kişi
İlayda

İlayda mı? Ama benim adım asya. Resimlere bakmaya devam ederken bir sandık fark ettim. Sandığı açtığımda. 24 defter vardı. Bir kaç tanesini elime aldım. Üstlerinde vampir krallığı, kurt krallığı, şekil değiştiriciler, avcılar, insanlar, tilkiler gibi şeyler yazıyordu. 24 krallık efsanesi! Bir kitapta okumuştum bunu.

24 krallık vardır. Kimileri barışık kimileri savaş halinde. Yöneticileri doğa krallığı. Bazı krallıklar yıkılıp yok olurken bazıları hayatta kalmıştır.

  Bu efsane her zaman hoşuma gitmişti. Ama bu defterleri krallığa özellikle peşinde muhafızlar varken gidemem. Geri dönüp alabilirim belki.

  Bir boy aynası fark ettim. Aynanın karşısına geçtiğim gibi şok geçirmiştim kafamda altın bir taç üstünde mor bir yakut vardı.

Kurtlar hakkındaki defteri açıp biraz araştırdım ama aradığımı bulamadan uykuya dalmıştım. Sabaha kadar burda uyumuştum.

  Dışarı çıktım vampir ormanına kadar yürümek zor olsa da başarmıştım. Kan kırmızısı ağaç yapraklarının hışırtısını dinlerken yola devam ettim. İçimden bir ses sağa kaymamı söyledi. Yana kaydığım an yanımdan bir ok geçti.

Dehşetle arkamı döndüğümde kimse yoktu. İçimdeki ses bu geliş eğilmemi söyledi. İç sesimi dinlemem hayatımı kurtardı. Kafamın üstünden geçen oktan son anda sıyrılmıştım.

  Arkamı tekrar döndüğümde kafama bir darbe yiyip yere yığıldım. Gözümü  açtığımda bir yatakta yattığımı fark etmem zor olmadı. Ayağa kalktım. Çadırdan çıktım. Arkamdan bir ses işitmemle sıçramam bir olmuştu. "uyanmışsın" arkamı döndüğümde takım elbise giymiş gözlüklü biri ile karşılaştım.

  Kendimi savunmak için harekete geçtim "sen kimsin?!" Adam sakince konuştu "korkmana gerek yok vampirler gibi küçük bir çocuğa saldıracak kadar alçak değilim" küçük bir çocuk mu?! Elim otomatik olarak kafama gitti kulaklarım ve taç yok!

Diş ve PençeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin