Zeynep'in boynuna yavaşça yönelmemle küçük öpücükler kondurmaya başladım, üzerimde onu tahmin dahi edemeyeceğim kadar özlememin fazlalığı vardı.
Uyurken hissettiğim ufak dokunuşlarla kendime geldiğimde o kişinin Cüneyd olduğunu düşündüm.
Gülümserken öpüşlerinin birden farklılaşmasıyla birden Cüneyd'in evde olmadığı o güne gittim köyden komşumuzun oğlu olan o adamın bana yapmaya çalıştıkları..
Aynı hissi aynı dokunuşu tekrar tekrar yaşamamla korku içinde aklımı kaybedecek gibi hissettim, annemin hapse girmeden önce bana yanımda kalması için verdiği silahı başucuma koymuştum direkt silaha sarılmamla hiç düşünmeden ellerim titreyerek iki kez bastım tetiğe.
Zeynep'in tekrar yüzüne yönelip bakacağım anda vücudum kasıldı.
Ani şokla bayılmadan önce ağzımdan tek bir şey çıkabildi.
" Deli misin kız sen?",
Cüneyd üzerime yığılmıştı, kendime geldiğim an silahı attım Cüneyd'i yavaşça üzerimden yana atmamla hızla koşup ışıkları açtım.
Ona doğru yürüyüp baktığımda omzundan vurduğumu anlamıştım ilk kez bir beceriksizlik işe yaramıştı ama kan kaybediyordu, ev telefonundan ambulansı arayacağım sırada Cüneyd hafifçe gözlerini aralayıp soğuk nefesler vererek konusmaya başladı o sırada da elimi tutmaya çalıştı.
"Arama, lütfen arama"
"Olmaz Cüneyd", deyip ellerimi ellerinden çektim, tekrar gözleri kapanmıştı.
Cüneyd'in hastaneye kaldırılmasıyla peşinden gidecek yüzü bulamadım, tekrar odamıza geldiğimde yatağa akmış olan kana baktım beyaz çarşafın bir kısmı kanla kaplıydı, onun Cüneyd'den akmış olduğunu üstüne suçlusunun ben olduğumu idrak edince ağzımdan çıkan hıçkırığa engel olamadım yine de ağlamamak için direndim.
Ölmeyecekti ama bir daha yüzüne bakamayacaktım bunu bana neden yaptın sorusunun cevabı bende yoktu, o gün olanları anlatamazdım.
Peşinden hastaneye gitmedim, evi terk etmem gerektiğini düşünerek yanıma birkaç eşya aldım çarşafı değiştirdim.
Bahçeye indiğimde Cüneyd'le beslediğimiz köpeği gördüm, onu namazdan çıktığımızda yürürken yolda baygın halde bulmuştuk Cüneyd'in kucağına almasıyla köpeği tedavi ettirmeye çalışmıştık, tedavisi tamamlanınca tekrar sokakta yaşayacağı için Cüneyd'e köpeği ister gibi bakınca hiç düşünmeden evimize getirmişti.
Ona bakarken tüyüne alerjim olduğunu
öğrenmiştim, ısrar etsem de dışarıda bakmamız gerektiğini söylemişti aynı gün tüm evi köpeğin tüyünden arındırmıştı benim için, ama artık Cüneyd'le yaşamayacağım evde köpeğe daha fazla rahatsızlık vermeme gerek yoktu.Onu tekrar evin içine getirdim yemeğini önüne koydum, çıkmadan da dergahta görevli olan bir tanıdığımıza köpeği emanet edip çıktım.
...
Zeynep olmadan bir hiç gibi hissediyorum ve hatta bir hiçim.
O olmadan ne bir lokma yemek geçiyor boğazımdan ne bir yudum su.
O günden beri Zeynep'e bir yanlış yaptığımı düşünüyorum, neden beni bu hale getirdi diye hiç sormadım kendi kendime.
Vardır muhakkak bir sebebi, bunu ben bilemem.
Onu görmediğim her saniye daha beter hissettiğim için çıkmak istedim hastaneden, gerekirse haftalarca yalvarırdım, özür dilerdim, belki de uykusunda onu rahatsiz ettiğim için yapmıştı, dedim ya vardır bir sebebi.
Keşke o gün kendimle karşılaşmasaydım, Zeynep'e yenildiğim için onsuz bir hayata mecbur oldum.
Keşke ona dokunmasaydım diye düşünürken, susuz kaldığım gibi suya bulandım, onunla yaşadığım o kısacıkta olsa huzurlu olduğumuz ana gittim. Zeynep'in gülümsemesi.. Yüzümün yandığını hissettim.
Kopuşlar ve ayrılıklar âlemi.
Ondan kısa bir süreliğine ayrıldım lakin kopamadım.
Ve artık bana düşen,"..artık bana düşen güzel bir sabırdır."
Yusuf, 83
![](https://img.wattpad.com/cover/371566210-288-k85685.jpg)