Cüneyd, Zeynep'i karşısında, odasında bulmasıyla içinde bir umut yeşerirken onun dedikleriyle sadece bakakalmış gözlerinin önünden kaybolup gitmesini izlemişti
Daha ne olduğunu anlayamadığı kelimeleri işitmesiyle ardına kapanan kapı bir olmuştu o da hızlıca Zeynep'in peşinden odadan çıkmıştı
Arkasından defalarca "Zeynep." dese bile durmamış aksine hızlıca evden çıkmıştı
Cüneyd, Zeynep'e yetişememişti. Gözden kaybolmasını izlemekle kalmış ardından derin bir nefes almıştı
Eve tekrar döndüğünde önce anahtarının cebinde olmadığı kapalı kapıya sonra da yarı çıplak faziyetteki üstüyle içinden tövbeler savurmuştu
Zeynep'leyken üstüne bir şeyler giymek aklına dahi gelmemişti, konuştuğunda kendi kendine söylenmişti. "Uğraş dur bakalım Cüneyd efendi."
Aklına gelen ilk şeyle kimse onu böyle görmeden kendi camına taş atıp kurtulacaktı bu durumdan
Taşı atmasıyla kırılmıştı. Eliyle camları temizlerken büyük bir cam parçası Cüneyd'in parmağına battı.
Zeynep, evden çıktıktan sonra Cüneyd'in yanında akıtmamak için sarf ettiği gözyaşlarını akıtmıştı, bir yandan da düşünüyordu. "Öyle bir insan zinaya bulaşır mıydı gerçekten?"
böyle böyle evine vardığında bir meşgale aramış, mutfağa girişmişti.
Bardakları yıkarken aklına gelen görüntülerle ellerini tezgaha yaslamış tutunmaya çalışmıştı, Cüneyd'in o çıplak faziyeti aklına geldikçe kusacak gibi hissediyordu. "Kuş gibi hissetmek istiyorum Allahım!" diye sayıkladıTezgahtan çekilen elleriyle bardağı tutmuş ama elini parçalamıştı.
Kanayan eliyle Cüneyd eve girmişken Zeynep yere çökmüştü.
"Kalbim şimdi nasıl deveran edecek?"
Cüneyd ağlamanın sebebini elinin yarasına bağlamış ve evden çıkmış, Zeynep'in kapısına dayanmıştı.
Zeynep eline sargıyı sararken kapı çalmış, ardından cama vurulmuştu, kapıyı açarken eli sargıda konuşmaya başlamıştı.
"Neyin acelesi bu efendi?" Kendisinden farkı olmayan Cüneyd'in yaşlı gözlerini görmüş ardından gözleri birbiri ellerine gitmişti. Zeynep'in şaşkınlıktan
dudakları aralanırken dudağını ısırmıştı. "Konuşmamız gerek"
Zeynep hızlıca kapıyı kapatmaya çalışmış ama onu durduran Cüneyd'in kapının arasında kalan eli olmuştu.Cüneyd'in acıyla inlemesi Zeynep'i durdurmuş ama çekilen eliyle kapıyı kapatıp arkasına saklanmıştı
Cüneyd kapının ardında bırakılmasıyla ne yaptığının farkına varmış ama gidememişti susup oturmuştu.
"Ben yalnızca sana meylediyorum, bunu anladığında umarım görmek için nefes alıyor olurum.
Cüneyd Zeynep'in bile duymayacağı şekilde söylediği sözlerden sonra kafasını yerden kaldırmış ona bakan Meryem Hanım'a dikmisti gözlerini.
Meryem, Cüneyd'e yaklaşıp elini onun omzuna koymuştu."Yorgun gözüküyorsun hadi sen var git evine" Cüneyd'i bir süredir izliyordu ama rahatsız etmemek için orada kalmıştı.
"Olmaz Valide hanım"
"Zeynep'le ne oldu bilmem bana anlatmaz o derdini içine atar ama sen atma hadi git"
Cüneyd son kez eve bakıp validesini dinlemişti, arkasını dönüp yürüdüğünde Meryem kapıyı çalmış kızı ona gülümseyerek kapısını açmıştı.
Zeynep'in sesiyle, Cüneyd ilerlemişken arkasını dönmüş içi gide gide bakmıştı.
Biraz daha ona bakarsa yanlış bir şey yapmaktan korkmuş ve kendisini tembihlemişti.
Zeynep o eve adım atana kadar girmeyecekti. Artık gidecek bir evi de kalmayan Cüneyd'e mürşid dedesinden kalma evi gözükmüştü hemen karşısında deniz olması da onu bir nebze huzura erdirecekti.
Zeynep annesini içeri almasıyla hazırlanması bir olmuştu börekçiye geldiklerinde hanımlar kendi aralarında konuşmaya başlamıştı.
"Hanımlar geçen ki olayı duydunuz mu? Hani Cüneyd Efendi ve Feyza Hanım."
Zeynep'in suratı asılmıştı, demek gerçekten bir şeyler olmuştu.
"Hanımlar etmeyin! gıybete girer bu"
"Konuşurlarken gördüm ama.."
Zeynep birden atılmıştı. "Kimleri?"
"Duyduğumu gördüğümü söylerim valla, geçenlerde Feyza Cüneyd efendi'ye gelmiş, Cüneyd efendi de geldiğine bin pişman etmiş kızcağızı, gördüğümde ağlıyordu, kovmuş sanırım"
Zeynep duyduklarıyla öylece kalakalmıştı Cüneyd'in hakkına girmişti, bir çıkmazın içinde durmuş gibiydi ne yapacağını kestiremiyordu.
Birden üstündeki önlüğü fırlatır gibi masaya atmasıyla börekçiden çıkmış hızlıca yürüyordu Cüneyd'in nerede olabileceğini düşünüyordu.
Onun verdiği telefonla Bahadır'ı aramış nerede olabileceğini sormuştu yerini öğrendiği gibi Cüneyd'in dedesinden kalma evine gitmeye başladı
"Allah'ım ne olur yardım et, galiba onun hakkına girdim"
Zeynep, eve yaklaşmasıyla düzlükleri tırmanmıştı, hava çok serindi.
Kimsenin olmaması Zeynep'in işine gelmişti üşüdüğü için başındakini çıkarıp kendi boynuna doladı, açılan saçları da rüzgarla salınmaya başladı.
Zeynep artık koşmaya başladığında evin içine girip odaları araladı, ama hiçbir iz yoktu.
Tam gideceği sırada düzlüklerin aşağısındaki deniz kıyısına ilişti gözleri.
Elindeki çubukla yere çökmüş bir şeyler çizen Cüneyd'i görmesiyle ona doğru bağırmaya başladı.
Cüneyd Efendi!!!
Tepeden aşağı koşar adımlarla aşağı inmeye çalışırken bazen düşecek gibi oluyor yine de devam ediyordu. Cüneyd onu görmüş ama gördüğü gibi yanakları ve vücudu yanmaya başlamıştı, Zeynep o kadar güzel gözüküyordu ki elindeki çubukla kendisi gibi uçacaktı Cüneyd'in.
bir sonraki bolum kavusma olsun mu?