[Bölüm dört : Gönülçelen'den zamparanın ölümü.]
BAY's pov 🪽
Gözlerimi araladığım vakit karşılaştığım beyaz tavan ile gözlerimi kırpmadım bir süre, derin bir iç çekip sağıma döndüğü de beni karşılayan telefonumu elime aldım ve gelişi güzel bir göz gezdirdim yalnızca. Açık camdan süzülen ılık meltemin esintisiyle uçuşan beyaz tül perdeye takıldı gözlerim, oradan camın önündeki ahşap ufak çalışma masasının üstündeki teki olmayan inci küpeye. Bir sırıtma kapladı suratımı, ellerim yüzümü sıvazladı dudaklarımsaki yarım gülümseme silinmezken. Sırtımı beyaz çarşaflardan ayırdığımda bir süre daha oyalandım olduğum yerde, dün geceden kesitler beynimde canlandıkça içimde kelebekler uçuşuyordu, boğazımdaki kelimeler yalnızca nefeslerime takılıp boğazımı yakıyordu.
Sessiz ortamda yalnızca nefes seslerim duyulurken telefonumu çalan sesi doldu kulaklarıma. Ekrana baktığımda tanıdık ismi görmem ile boğazımı temizlemiş ve camımın önündeki limon ağacından sızan buram buram güzel kokuyu ciğerlerimin en ücra köşesine kadar sindirmiştim.
"Alo kardeşim"
Karşı taraftan hızlı ve sitem dolu cümleler beklediğim şeylerdi, şaşırmamıştım fakat moralimi bozacak hiçbir etkene açık değildim bugün.
"Efendim kardeşim, bir şey mi oldu?"
Karşı taraftan bir nefes sesi duymuş ve sırıtmıştım yarım ağız, sinirlendirmek hoşuma gidiyordu onu. Bana alınmaz, darılmazdı da hiçbir zaman. Can kardeşi demiştik biz birbirimize, insan kıyar mıydı kardeşine.
"Nerdesin ulan sen gerizekalı? Dün gece çıktın gittin, ulaşabilene helal olsun. Ne bok yemeye açmıyorsun telefonlarımı aptal herif."
Cümleleri öyle sinirliydi ki ufak bir kahkahayı kaçırmıştım dudaklarım arasından istemeden de olsa.
"Gel bana anlatayım her şeyi, telefondan heyecanı kaçar."
Bu defa sinsice bir kahkaha atan oydu, kapı çaldığında bakışlarım kapıya yönelmişken aynı zamanda telefonda onun sesini duymuştum.
"Geldim zaten gerizekalı aç kapıyı."
Telefonu kapatık yerimden doğrulduğumda kollarımı açarak esnedim bir kaç saniye, banyoya girip hızla elimi yüzümü yıkadıktan sonra da alacaklı gibi çalan kapıya yöneldim ayaklarımı sürüye sürüye.
Açtığımda, ağzının içinde sessiz ve yarımca bana küfür eden arkadaşım şaşırmadığım bir görüntüydü.
"Şükür ulan, çok şükür."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
deplasmanda plasebo
Acakyürüdüğüm engebeli yollarda düştüm, dizlerim yaralandı umursamadım fakat, en sert düşüşlerim hep sana oldu. 🪽 | ilkin aydın & barış alper yılmaz. ¡friends to lovers. by @gunescicegisin