Nasılsınız umarım iyisinizdir. 3. Bölümle karşınızdayız umarım beğenirsiniz.
Şuan müdür yardımcısı olan Samet hoca'nın yanındaydık. Ahmet ile karşılıklı oturup annem'in gelmesini bekliyorduk.
Ahmet'in annesi bana saydırıyor iken Samet hoca 'lütfen sessiz olunuz' diyip duruyordu.
Tabi annesinin dediklerini pek önemsemedim çünkü çok büyük bir sorun arkamda duruyordu.
O sorunda Gökmen hoca idi. Adam kendi ile ilgileneceğine kafama buz tutmayı tercih etmişti.
Bu yeni bir şuçlama türümü ya onun burnunu kanattım o piçi dövdüm bu gidişle okulun ilk gününden disiplinlik oldum.
Birde anneme söz vermiştim hiç bir soruna karışmayacağım diye. Ahhh
" Hocam lütfen siz kendinizle ilgilenin ben tutarım buzu"
"Sorun yok şuan sadece otur çok hareket etme annen gelsin konuşalım sonra bir hastaneye git. Hem benimkisi o kadar büyütülecek bir şey değil senin durumun benimkinden ağır."
"Ama hocam"
"Sadece dediğimi yap yekta"
"Tamam" dedim. Niye böyle davranıyordu ki anlayamıyordum.
Özellikle o kadar dikkatliydi ki buzu tutarken gören ölüyorum sanar. Hem niye benimle bu kadar ilgili ki onu bile anlayamıyorum. Rehber hocamız diye mi.
Kapı çalmıştı. İçeri annem çiğdem girdi. Annem telaşlı bir şekilde koşarak bana sarıldı. Bende ona karşılık verip sarılmıştım. Annemi bu işe bulaştırmak onu üzmek istemezdim.Babamın ölümünden sonra evin reisi ben olmuştum. Annemi mutlu etmek için elimden geleni yapmaya hazırdım.
Okulu bırakıp çalışmak istediğimde annem bana kızmış, bağırmıştı. Annem ilk defa bana sesini o zaman yükseltmişti.
Benim okumamı, geleceğe odaklanmamı istemişti. Bu yüzden ilk işim notlarımı düzeltip güzel bir lisede okumak olmuştu.
Sonra da okullar arası basketbol maçında kupa kaldırmıştım ardından okul birincisi olup sıramı korumaya çalışmıştım.
Hepsi annemin mutluluğu içindi, gurur duyacağı bir evlat olmak iştemiştim. Bu yüzden içimdeki nefreti, siniri bir kenara bırakıp her türlü kavgadan kaçınmıştım ta ki onunla kavga edene denk.
Onun söyledikleri, gömmüş olduğum nefret ve siniri geri yer yüzüne çıkarmıştı. Şimdi gurur duyacağı bir evlat olamazdım. Bu beni korkutuyordu.
Gökmen hoca elindeki buzu masaya bırakıp;"Uzun zaman oldu çiğdem teyze" demişti. Gözlerimi kocaman açıp bir anneme bir de gökmen hocaya bakıp duruyordum. Annemin gözleri dolmuştu. Ağızını eliyle kapatıp;
"Gökmen, oğlum bu sen misin?"
"Evet benim çiğdem teyze"
"Kocaman adam olmuşsun" dedi.
Gökmen hoca hafiften gülümsemişti. Bu gülümseme sanki uzun zamandır annesini görmeyen bir çocuk gibiydi. O kadar nazik bir gülümsemeyi ki bende dahi olmak üzere müdür yardımcısı,
Ahmet ve ahmettin annesi şaşkınlık içerisinde Gökmen hocaya baka kaldık öyle bir yüzden böyle bir yüz kimse beklemezdi. Gökmen hoca söze girip;
"Sizinle en son görüşmem 18 yaşındaykendi"
"Evet o olaydan sonra ortadan kaybolunca çok endişelenmiştim. Peki senin burada ne işin var. Burnun bile kanamış iyi misin?"
"Evet iyiyim endişelenilecek bir şey yok. Şuan ben Yekta'nın matematik ve rehber öğretmeniyim." Dedi. Araya girerek;
"Siz tanışıyor musunuz?" Dedim. Annem;
"Tabikide tanışıyoruz. Sen tanıştırdın bizi zaten" dediğinde şaşırmıştım. Çünkü böyle bir şey hatırlamıyordum.
"Nasıl?" diye sordum.
"Tabi sen hafızanı kaybetmiştin, hatırlamaman normal" dedi. Ben 12 yaşında iken trafik kazası geçirmiştim. Bir abiyle birlikte bana araba çarptoğını söylemiştiler.
Ama o kişinin kim olduğu hiç bir zaman söylenmemişti. Sanki yasaklı bir kelimeymiş gibi. Dur bir dakika o zaman;
"Anne o zaman Gökmen hoca.."
"Evet, seninle birlikte trafik kazası geçiren kişi gökmendi. Gözlerini açtığı an taburcu olmuştu ailevi meseleler yüzünden direk taşınmışlardı.
Aaa bide sendeki yara gökmende de var" dedi.
Elimdeki yaraya baktım. Bu yara kaza esnasında oluşmuştu söylenene cam kesmiş izi kalmıştı.
Ayağı kalkıp gökmen hocaya döndüm. Göz teması kurup sol elini tuttum. Yaram sağ elimde olduğuna göre gökmen hoca'nın da sol elinde olmalıydı.Sol elini yumruk yapmıştı sanki görmemi istemiyormuş gibiydi. Yüzüne baktım. Yüzü biraz solmuştu.
"Hocam." dedim. Kendini rahatlatıp elini açtı.Bendeki yaranın aynısı gökmen hoca'nın elindede vardı. Gökmen hoca elini çekmek istesede izin vermedim. Söze girip;
"Çiğdem teyze zamanı gelince ben yekta ile konuşucam bu yüzden onun yanında geçmişin sözünü bile açma"
" Biliyorum, hastaneden ayrılmadan öncede aynı sözü verdirmiştin zaten bu zamana kadar tutum halada tutabilirim." dedi.
Neden geçmişi benden saklamaya çalışıyorlar ki o zaman ne olduysa artık.
Annem Samet hocayla olayı konuşurken bir yandan bana kızıyordu. Ama ben ise hala gökmen hoca'nın avuç içindeki yarayla kendiminkini karşılaştırıyordum.
Sanki yaralar üst üste gelse aynı santimde dururlardı. Eğer elimizi cam kestiyse o zaman biz el ele mi tutuşuyorduk kaza sırasında da ellerimizin arasına cam girip kesmiş olabilir. Ama niye el ele tutuşuyorduk ki.
Yüzüne baktığımda hüzünlü bir bakışla bana bakıyordu. Niye her seferinde bu kadar hüzinleniyordu ki.
Bu bakış bana tanıdık gelmişti aynı abime benziyordu. Dur ne abi mi?
Başıma bir anda bir ağrı girdi. Hiç bilmediğim anılar yavaş yavaş gözlerimin önünden geçiyordu.
Yekta bir anda yere yığıldı. Gökmen endişeli bir sekilde kendine getirmeyi çalışsada nefile idi. Hızlıca kucağına aldı. Çiğdemden odanın kapısını açmasını istemişti.Çiğdem kapıyı açtığında koşarak odadan çıktı. Çiğdemde arkasından koşuyordu. Deniz uzaktan yekta'nın baygın olduğunu görünce o da arkalrından koşmaya başladı ama çoktan yekta gökmen'in arabasına bindirilmişti. Ve araç bızlı bir şekilde okuldan ayrılmıştı.
' Ne oldu bana, en son müdür yardımcısının odasındaydım. Sonra gözlerimin karardığını hatırlıyorum. Bayıldım sanırım Sonra ne olmuştu ki hmm anlaşılan yine rüya görüyorum bir dakika bu da ne hayır olamaz....Bölümü sevdiniz mi umarım beğenmişsinizdir.
Acaba Yekta'nın geçmişinde ne oldu da herkes ondan saklamak istiyor.
Herneyse sonraki bölümde görüşmek üzere şağlıcakla kalın ve yorum yapmayı unutmayınız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Kırık Parçaları
Fiksi Remaja12 yaşında hafızasını kaybeden Yekta . 12. sınıfa geçtiğinde okula gelen yeni matematik öğretmeni Gökmen yüzünden geçmişin derinliklerine iner. Ama bu geçmiş Yekta'nın hatırlamaması gereken şeyleride beraberinde getirir.