-"GAAĞK!! GAAĞK!! HASHİRA TOPLANTISI! HASHİRA TOPLANTISI!!"
Tomioka, yaşlı Kasugai kargası Kanzaburou titrek bir şekilde omzuna konarken; aynı mesajı verdiği halde unutup unutup tekrarlayan Kargaya umursamaz bir bakış attı. Ve kurumuş dudaklarının arasından mırıldandı.
-"Cidden... yeter artık Kanzaburou... mesajını aldım..."
Kargası efkarlı bir şekilde kendisini sahibinin boynuna gömerken Tomioka teselli bâbından kargasının kanadını okşadı.
-"Yaşlandın... seni bırakacağım."
Kanzaburou Sahibinin sözlerine kulak asmadı. Tomioka -Buddha'ya şükranlar olsun ki- kendisini pek seviyordu. Bu yalnızca boş bir tehditti.Su Hashira'sı, bir müddet yoldan sonra ayaklarına serilen bahçeyi okyanus mavisi gözleriyle taradı. Ardından derin bir nefes alarak bahçeye girdi. Girdiğinde; Alev ve Ses Hashira'sı birbirlerine kahkaha atıyor, Aşk ve Böcek Hashira'sı tatlı tatlı sohbet ediyor... Sis Hashira'sı, Yüksek ihtimalle Buddha'ya ilahiler söyleyen Taş Hashira'sının Haorisini çekiştiriyor, Yılan Hashira'sı ise artık kendisinin bir mührü olan ağaca tırmanıyordu.
Tomioka'nın gözleri, Yılan hashirasının etrafına baktı ancak Rüzgar hashirasını göremedi. Dolayısıyla bahçeye doğru adımlarını atarken bir yandan çoktan ağaca kurulmuş Iguro'yu süzüyordu.
<Tomioka'nın bakış açısı>
Attığım adımımla gözlerim Iguro'yu süzdü. Minik bedeni belkide yüksekte durarak tatmin oluyordu? Bu yüzden sürekli ağaca yada çatılara çıkıyordu? Nedense sıcaklamaya başladım...hep böyle oluyor. Iguro sanki bana bir şey yapıyor ama anlamış değilim...
Adımlarımı sakince Himejima'nın yakınlarına yönelttim... O beni... yargılamıyordu. Genelde Buddha'ya dua ediyordu... bana saçma geliyor. Ben Yüce İsa'ya tapıyorum... o yüzden olmalı...(Nedense hep ondan Hristiyan vibe aldım... Hac çok yakışır bence Giyuu'ma)
Himejima'nın başı olduğum yere dönünce tenim karıncalandı. Kalın sesi beni biraz rahatsız etti...
-"Namu... Hoşgeldin Tomioka... pek narin hissediyorum seni. Bir sorun mu var?" Diyerek elindeki boncukları tokuşturdu...
Nefesim tıkandı, nasıl konuşacağım, hangi cümleyi kuracağım, şimdi ben? Saygılı mı olmalıyım? İçimden geldiği gibi davransam ne olur? Buddha'ya dua eder...
Silkelenip kendime geldim. Kurumuş dudaklarımı ıslattım ve boğuk bir "Merhaba" mırıldandım. Ancak sorusuna cevap veremedim. Tam o sırada Iguro, Tokito'ya yaklaştı. Dolayısıyla bana ve Himejima'ya da yaklaşmış oldu. Heterokmi gözleri bir an haorimde gezindi... yine ateş basıyor... başımı sola çevirdim çünkü yanaklarım yanmıştı. Sanırım kızarmıştım Iguro'nun bakışları altında...Bu bir süredir böyleydi... Başlarda rahatsız hissediyorum sanmıştım ancak kalbim akciğerlerimi ve düşüncelerimi en önemlisi ise mantığımı hiçe sayarak Iguro için hızını artırdığında neler olduğunu anlamış ve saatlerce ağlamıştım... Aptal, işe yaramaz bu organ parçası, imkansız birine aşık olmuştu.
Iguro, Tokito'ya bir şeyler mırıldandı... Tanrım... sesi mırıltıyken o kadar nazik çıkıyordu ki! Bakışlarım ayaklarına indi, gözlerine bakarsam benden nefret ettiğinden dolayı morali bozulacaktı. İstemiyorum, benim yüzümden keyfi bozulmasın.
Sırtımda el hissettiğimde düşüncelerim kayboldu. Gyomei'nin derin ve kalın sesi bana hitap ediyordu.-"Tomioka... Daldın gittin. Iguro sana sesleniyor..."
Gözlerim şokla açılırken ifademi düz tutamadım. Yine ateş basarken ve lanet kalbim hızlanırken yutkunarak Iguro'ya baktım. Olabildiğince nazik konuşmaya çalıştım ancak sesim yine mırıltı gibiydi..
-"Özür dilerim, bir anlığına gölgelerin simasına dalmış gitmişim... Tekrar eder misin, lütfen..?" Diyerek gözlerine baktım. Bana bir kaşını kaldırdı ve işe yaramaz bedenimi yavaşça süzdü.
Bir şey mi farketti? Sesimden mi rahatsız oldu? Sesli mi nefes aldım? Yanaklarım fazla mı kızarmış? Solgun mu duruyorum? Saçımda bir şey mi var..? Ben- neden bana öyle bakıyor...?
-"Aman aman, Tomioka. Senin dilin var mıydı? Kontrol etmek için Günaydın demiştim. Gölgelerinle arandaki o "kutsal" iletişimi bozduysam kusuruma bakabilirsin.
Yavaşça yutkundum. Elbette nefreti hissediyordum. Hep hissettim ancak eğer aptal kalbim bana oyun oynamıyorsa bugün nefret aurası daha düşüktü. Ah Yüce İsa... nefes ver bana... cesaret ver bana...
-"Saygısızlığım için tekrar özür dilerim, Iguro. Bu sefer gerçekten seni görmezden gelmeyi düşünmemiştim...
..."..?!
Başka ne diyeceğim? Günaydına cevap mı vereceğim? Sussam yeterli mi? Gözlerine bakmalı mıyım? Ne yapacağım? Ne yapacağım??!
Sessizliğim ve iç karmaşam uzun gelmiş olmalı ki Iguro sinirle bir nefes verdi.
-"Yani normalde bilerek görmezden geliyordun, ha? Aptal."Lanetler olsun taptığı Buddha'sına... Dilimi ısırdım, gerçekten ne aptaldım!
-"Hayır, lütfen... İfade edemedim kendimi... Evet, sayısız kez sizi görmezden geldim ancak sebebi... nasıl karşılık vereceğimi bilmememdi... Daha dikkatli olacağım, şimdilik lütfen özürümü kabul edin..."
Sen diye hitap etmeyi bırakıp bütün saygımı gururumu yerlere atıp en üstün hitaplarla seslenmiştim ona... belki o zaman anlatabilirdim kendimi... Zira onun beni anlamaması gibi bir durum yoktu ortada. Gerçekten de aptal olduğum için kendimi ifade edemiyordum hiç bir zaman!
O güzel yüzünde bir şaşkınlık belirdi. Tek kaşını kaldırdı ancak ifadesi biraz yumuşadı. Yine anlatmaya dilimin varmayacağı kadar güzel ve tok sesi bana hitap etti...
-"Lord felan değilim ben, Tomioka. Tek derdin özrünse, peki! Kabul ettim say. Bana lord gibi davranma. Ve gözlerime bak lanet olası. Ne o çoraplarımı mı beğenmedin?"
Yok hayır ben kendimi boğacağım yakında....
Hemen bakışlarımı gözlerine çevirdim... Eh... kalp atışım duyulmaz değil mi..? Himejima bile bana döndü şu an... çok gerildim...
-"Özür dilerim..."
Iguro şöyle bir baktı bana, ardından başını bir kez salladı ve Rengoku'nun yanına yönelmeye başladı.
...
...
...Yanımdan geçti! Meryem Ana aşkına... kokusu burnuma öyle bir doldu ki! Dudaklarım kıpırdatmam tebessümümü tutamadım içimde. Tokito halima kıkırdadı ancak pek umursamadım, giderken omzuma sürünmüştü Kaburamaru. Aklım ondaydı...
İkizlerin sesi duyulunca Hashira toplantısı için sıraya girdik. İçeriye Oyakata-sama geldi. Ancak eğilirken yine etrafıma dikkat etmediğim için hayran olduğum toprak ve çiçek kokusu burnuma dolunca bir an afalladım... omzumda sürünme hissedince yutkundum...
Iguro tam yanımdaydı...____________________________________
Okuduğunuz için teşekkürler yorum ve düşüncelerini paylaşmayı unutmayınız...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Reddediliş
FanficOkyanus gözlere sahip olan oğlan, zamanla Yılan çocuğa aşık olur... Ancak bu aşk onun kalp bağlarını koparır ve ruhunu çökertir... Ne yazık ki Okyanus Gözlü Oğlan aynı hatayı tekrar yapacaktır Obagiyuu/Sanegiyuu angst