Küçük kız ağlamaya başlamıştı. Koştu ve en yakın bulduğu boş bi odaya girdi ve yere oturdu. Küçük elleriyle kafasını örtmüş, sanki kendisini herkesten saklıyordu. "Yanlışlıkla oldu" "bilerek yapmadım" diyerek hıçkırarak ağlıyordu. Mavi gözleri ağlamaktan kızarmıştı. Göz yaşları dudaklarına kadar akmıştı. Küçük kız dilini çıkartıp tadına bi anlık bakmış ve yere tükürüp ağlamasına devam etmişti.
Sınıfın önünden geçen, hem okulda hem de yurtta çalışan öğretmen hıçkırık ve ağlama sesini duymuş, sınıfa girmişti. Sınıfın kapısını kapatmış ve kızın yanına yere oturmuştu. "Noldu sana Ece? İyi misin bebeğim?" diyerek anne şefkatiyle küçük kızın saçlarını okşamaya başladı.
"Ben bilerek yapmadım, ona zarar vermedim, istemeden oldu. Ben onu öldürdüm"- masum verilmiş cevaplar öğretmeni tedirgin etmişti.
"Kimi öldürdün bebeğim? Söyle de ben yardım edeyim sana, beraber çözelim. Korkma ben yanındayım"- bu lafları duyan küçük kız daha çok ağlayarak, duyduğu laflardan etkilenerek ve umutlanarak öğretmenine sıkıca sarıldı.
"Ada'yı öldürdüm"
—————————————————————
Ada'nın dilinden
Uyandığımda ilk önce nerde olduğumu algılayamadım. Yanımda uyuyan yüzlere baktığımda neler olduğunu hatırlamıştım. Galiba çok erken uyanmıştım çünkü etrafıma baktığımda ne güneş vardı ne de uyanık birisi. Adım sesleri duyduğumda hemen gözlerimi kapattım. Uyumuş numarası yapıcaktım. Gözlerimi hafif açarak kimin uyanık olduğuna bakmak istedim. Marketin sahibi John hepimizin yüzüne uzun uzun bakarak sırıttı. Gerçekten hiç sevmemiştim bu gülüşünü. Mert hocaya baktığımda onun da cam kenarında uyuduğunu gördüm. Galiba nöbette daha fazla duramamış ve uyumuştu. Merak içinde John'u izlemeye devam ettim. Önce marketin kapısını sessizce açtı ve biraz hava aldı. Ayağını kullanmakta gerçekten zorluk çekiyordu. Kapıyı kapattıktan sonra yanımıza yaklaştı. Önce bana baktı. Bana baktığı ve sırıttığı her saniye kendimden iğrendim. Sonra yanımda uyuyan Ece'ye baktı. Eğildi ve saçlarını okşadı. Sinirlenmiştim ve bişey yapmam gerekiyordu. Ece'nin üstüne örttüğü marketten bulduğumuz battaniyeni Ece'yi uyandırmamaya dikkat ederek açtı. Ayağa kalktı ve pantolonunu çıkarmaya çalıştı. Bunu gördüğüm an hemen aniden ayağa kalktım ve yüzüne yumruğumu geçirdim. Gözünü tutarak bağırdı ve inlemeye başladı.
"Seni orospu, geberticem seni, buraya gel"
Hemen elimi rafa attım ve bulduğum bıçakla kendimi savunmaya başladım. Ayağına baktığımda yere düşen yeşil salyaları gördüğümdeyse olayı anlamıştım. Hemen üstüme saldırdı. Elini saçıma attığında acıdan bağırarak bıçakla parmaklarından ikisini kestim. Onunda inlemesiyle artık herkes uyanmıştı. Ece'nin "Ada'ya yardım etmem gerek" dediğini duymuştum. Sinirlenen John bıçak olan elimi tuttu ve havaya kaldırdı. Benden güçlü olduğundan o elimi kullanamadım ve bıçak elimden düştü. Beni sertce duvara yasladı ve acıyla inledim. Boynuma gömüldüğünde öptüğünü ve diliyle dokunduğunu hissettiğimde iğrenerek onu tekmelemeye başladım. Ağır olduğundan pek fazla bişey yapamıyordum ama bacak arasına tekme savurduğumda "siktir" diyerek geri çekildi. Ondan uzaklaşmaya çalıştığımda arkadan birisi bağırdı.
"Ada dikkat et!"- Ece'nin sesini duyduğum an ona baktım ve bi anlığına dikkatım dağıldı. Bunu fırsat bilen John üstüme atladı ve üstüme çıkmasıyla ikimiz de yerde uzandık.
"Bu kadarı yeter. Sende aramıza katılıp bizden biri olucaksın küçük kız"- dedi ve ellerimi tutarak boynuma gömüldü. Tam ısıracağı an bi ses geldi. Birisi John'u kendi tüfeğiyle vurmuştu. Üstümde hissettiğim sıcak sıvıyla John hareketsiz kalmıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatta kal (gxg)
ФэнтезиNew York'ta bulunan lise öğrencileri ve öğretmenleri, yurt dışı bilgi yarışması için yola çıkarlar. Ancak, zombi istilasıyla bir grup öğrenci ile öğretmenleri, yabancı bir ülkede mahsur kalır. Peki kurtula bilecekler mi?