Gitmek, karşılaşmaları doğurur.

370 29 2
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***

Füsun'dan

Öylece birbirimize bakıyorduk. İkimizde yavaşça sırıtmaya başlayınca kendimize hakim olamayıp kahkaha atmaya başladık. 

''Garip oldu biraz. ''

Kerem alttan alttan gülmeye devam ediyordu. Bende kendimi toparlayıp başımı onaylarcasına salladım.

''Bir de bana sor. ''

Kerem bu sefer biraz daha ciddi bir ifade takındı. Gözlerini asla ayırmıyordu.

''Nasılsın Füsun?''

''İyi diyelim, sen nasılsın?''

''İyiyim, hiç olmadığım kadar hem de.''

''Kaptan mutluysa bizde mutluyuz.''

Hafifçe kızardığını gördüğümde bu haline güldüm. Ona eğildiğimi görüp başını hemen kaldırdı. 

''Yukarı çıkalım mı bir şeyler içeriz hem seni takımla tanıştırırım.''

''Olur çıkalım, hem Nandoya ufak bir şey söylemem gerek.''

''Ne olduğunu sormamda sakınca var mı?''

''Sadece bir ricada bulunacağım. Abim için.'' 

Kerem ile birlikte kafeteryaya çıktığımızda abim, Yunus, Barış ve Şeyma aynı masada oturmuş gülüşüyorlardı. Ne ara bu kadar uyum sağlamıştı.

''Kerem, abim ve Şeyma orada..''

''Abin miydi o?''

''Evet?'' sorgulayarak baktığımda başını salladı

''Ya, ben hani şey... Neyse gel yanlarına gidelim. Yunuslarda orada zaten.''

''Baya eğleniyorlar he.''

''Yunus var ya tam isviçre çakısı gibidir herkesle her an her yerde iletişim kurabilir.''

''Al birini vur ötekine abimde öyledir...''

Onların masasına doğru yaklaştığımızda abim Şeyma'yı dürtmeye başladı.

''Şeyma o gelen Kerem Aktürkoğlu ve benim kardeşim mi ben mi öyle görüyorum.''

Şeyma sırıtarak başını salladı. Biz de Yunus ve Barış'ın bakışları altında masaya kadar geldik. Abim ayaklanıp Kerem'in uzattığı eli sıktı.

beni sen inandır, Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin