Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
***
Kerem'den
''Kerem bir kere daha yok olmadı bu dersen bu kumandayı sokarım ağzına!''
''Sende hepsine of çok iyi diyorsun kafamı çorba ediyorsun it.''
''İçindeki güzel canım kardeşim benim yakışıyor her şey, vallaha olmuş ya sabahtan beri gelin çıkaracaz sanki.''
''Tamam be amma söylendin sende git önden çıkalım hadi.'' ___
''Eyvallah Yunusum, hadi Allaha emanet iniyorum ben sen arabayı işin bitince bırakırsın buraya-''
Arabadan inmek için kapıya uzandığımda Yunus koluma yapıştı.
''Bak saat yedide evde ol, sakın geç kalma. "Ha bir de harçlığın var mı?''
Pis pis sırıtıyordu yine.
''Bi yüz lira ateşle be.''
''Bu çocuk hep masraf hep masraf..''
''Bakmayacaksan doğurmasaydın Allah Allah.''
Güldüm ve arabadan indim. Füsun'a bahsettiğim dükkana girdim. Burası çok sakin olduğu için severdim. Cam kenarı bir masa seçip oturdum ve beklemeye başladım.
Füsun'dan
Abim evden çıktıktan sonra Şeyma giyindiğim elbiseye son kez baktı.
''Oldu oldu çok güzel oldu hem de..''
''Şeyma gitmese miydim sen yalnız-''
''Bak ne diyor hala, Füsun benim teyzemlere uğramam zaten bugün dedim ya dert etme lütfen..''
''Tamam ben çıkayım şimdi o zaman..''
''Hadi güzelim..''
Şeyma benimle Kerem'in attığı konuma kadar geldikten sonra teyzesine gitmek için otogara gitti. Kafeye girip Kerem'e yazmak için telefonumu çıkarıyordum ki cam kenarında sokağın sakin bir kısmına bakan masada oturduğunu gördüm. Telefonuyla ilgileniyordu.
Kendi telefonuma gelen mesaj sesiyle ekranı açtım.
Kerem Füsun çıktın mı?
Siz kapıya bakabilir misin?
seen
Oturduğu yerde şaşkınca telefonuna tekrar baktı ve başını kaldırdı, beni fark edince ilk başta nedenini anlamadığım bir şekilde duraksadı ama sonra kocaman gülümsedi ve ayağa kalktı.
Ben onun oturduğu masaya onun yaptığı gibi kocaman bir gülümsemeyle yaklaştım.
