0.9

973 45 51
                                    

Gece ablayla tribünde oturup hem antrenmanı izliyor hem konuşuyorduk.

Ona her şeyi anlattım.

"Acaba gerçekten arkadaş olarak mı yaklaştı diye düşünüyorum. Ama buluşunca bana karşı olan davranışları öyle değildi. Sonra anlık bir istek dediği geliyor aklıma. Kafayı yemek üzereyim sanırım."

Gece ablam sırtımı sıvazladı. "Erkek milleti işte. Ama Kenan'dan asla beklemezdim." iç çekti.

"Hay senin ben senin anlık isteğine tüküreyim Kenan ya" dedi Gece abla.

Antrenman bitmek üzereyken abin yanıma geldi.

"Güzelim ben burdan Sinem'leri almak için havalimanına gideceğim. Sen kendin dönebilir misin?"

"Dönerim abim, hatta geçeyim şimdi ben."deyip ayaklandım.

"Tamam canım. Bir şey olursa ara hemen."

"Tamam abiciğim. Görüşürüzz"

"Görüşürüz" deyip gitti.

Gece ablaya döndüm. "İyi en azından biraz oyalanıp kafa dinlerim."

Gülümsedi. "Tamam canım, dikkat et olur mu? Canını da çok sıkmamaya çalış. Telefonum senin için hep açık unutma."

"Teşekkür ederim abla"

"Ne demek balım. Ben Kerem'in yanına geçeyim şimdi. Görüşürüz"

"Görüşelim"

--

Stadyumdan çıkmış taksi bekliyordum ki Kenan arabasıyla önümde durdu.

Oflayıp yürümeye başladım ama peşimden geldi.

"Dalya, Dalya bekle lütfen"

En sonunda arabasından indi ve yanıma geldi.

Kolumu tutup beni ona dönmeye zorladığında derin bir nefes aldım.

"Lütfen dinle beni"

"İyi, dinliyorum. Ne var?"

"Bir yere oturup konuşsak olur mu? Her şeyi anlatıp çözmek istiyorum. Lütfen."

"İyi. Tama-"

"Kenan!"

Gelen sese döndüğümde o kız bize koşuyordu.

"Tövbe yarabbim, Allah'ım sen bana sabır ver."

Kenan yavaşça kıza döndü.

"Efendim, Celine?"

"Bugün akşam senin evinde mi buluşuyoruz, benim evimde mi?"

Ağlamak yok Dalya. Sakın.

Sinirle güldüm.

Kenan bana yan bir bakış attı.

"Bugün işim var Celine. Başka biriyle hallet işini"

İğrençsiniz ya. Bu nasıl bir konuşmadır? Keşke İngilizce bilmesem dedim resmen.

"Siktir git Kenan. Bir daha benimle konuşmaya bile çalışma. Sakın. En azından az da olsa saygı kalsın aramızda." dedim ve gözlerim dolarken arkamı dönüp hızlıca yürümeye başladım.

Kenan peşimden koşunca ben de koşmaya başladım ve ağlayarak bir parka girdim.

Kenan yine de peşimden geldi ve oturduğum bankta yanıma oturdu.

"Yanlış anladın Dalya, ağlama lütfen."

"Kenan sen beni ne yerine koyuyorsun?"

Şaşırmış gibiydi. "Ne demek istiyorsun? Seni ne yerine koyuyorum derken?"

"Gerçekten anlık, tek seferlik bir hefes yüzünden mi beni haftalarca ümitlendirdin?"

"Hayır, Dalya. Hayır. Ben... Sana daha sonra söyleyeceğim ama sen anlık bir hefes değildin. Asla olmadın. Ama biz olamayız. Ben... Yapamam bunu. Özür dilerim. Seni seviyorum. Seni çok seviyorum. Ama biz olamayız, özür dilerim.." gözyaşlarımı sildi.

"Benim için gözyaşı dökme. Güzel gözlerine yazık. Değmez benim için."

"Kenan bana bir sebep sun. Lütfen. Neden olamayız. Tek bir sebep."

"İhanet etmiş gibi hissederim."

"Kime? O kıza mı? O kız yüzünden mi böylesin bana karşı?"

"Hayır, hayır. Herhangi bir kızla alakası yok. Bunu sana zamanıelince söyleyeceğim. Ama şu an olmaz. Lütfen zorlama. Ve lütfen, engelimi kaldır."

Şimdilik onu rahat bırakmaya karar verdim.

Herhangi bir kızla alakası yok dedi.

Bir erkek yüzünden yani?

"Tamam... En azından sarılabilir miyim?" dediğim anda sımsıkı sarıldı bana Kenan.

"Seni seviyorum." sesi hafiften titreyince geri çekildim ve yanağını okşadım. "Ben de seni seviyorum. Ve seni bekleyeceğim. Hep bekleyeceğim."

Biraz daha sessizce ellerimizi izledik ve ayrıldık.

---
yazarken duygulandım yemin ederim

tepkilerini merak ediyorum diye bu bölümü de bugün atıyorum.

liebe | Kenan Yıldız Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin