Yazalı oldu biraz ve üşendiğim için kontrol etmeden yayınlıyorum.
Bir hata varsa söyleyebilirsiniz mantık hatası vs. Yorumlara bakacağım.
Ve evet ölmedim👍🏻👊🏻🖐🏻
İyi okumalarr!
**************************************Gözlerimi aralığımda normalden sıcak bir şeye sarılırken buldum kendimi. Bu şey normalde yastık olurdu. Ama bu çok daha sıcak. Kafamın üstünde sıcak nefesler hissetmemle bakışlarımı o yöne çevirdim.
Minho. Gözlerini kırpmadan bana bakıyordu. Sıcak. Çok sıcak. Sonra uykudan kalınlaşmış sesi geldi,
"Günaydın."İç çektim, mutlu bir iç çekme,
"Günaydın."
"Ne zamandır uyanıksın?"Gözlerini ayırmadan bakıyordu.
"Bilmem.""Peki, bırakmayı düşünüyor musunuz beyfendi?"
Dilini damağına vurdu,
"Hayır."Yüzü yüzüme yaklaştı. Yaklaştı. Dudaklarımız birbirine hafifçe temas ediyordu. Şuan beni kesinlikle öpmesi lazım. Büyü bozulur yoksa.
"Şuan seni öpmem lazım. Yoksa büyü bozulur."
Bunları söylerken dudakları dudaklarıma sürtünmüştü. Düşündüklerimizin aynı olması ile kıkırdadım. Tam dudaklarımızın arasındaki mesafe kapanacaktı ki ararmımın gür sesi mesafeyi arttırdı.
Hadi ama, gerçekten mi!? Beni öpmesini istiyorum. Alarmı uzanıp kapattı ve dudağıma hızlı bir öpücük kondurdu. İstediğim oldu artık ölebilirim.
Ardından hızlıca kalkıp tuvalete koştu.
"Günaydın tekrardan elimi yüzümü yıkayıp geleceğim senin işin çok uzun sürüyor seni bekleyemem." Evet bunları giderken söyledi. Gerçekten ayıp ama sadece yarım saat sürüyor.Çok da az değilmiş ama neyse.
Bugün Minho'nun ve Felix'in ailesi geliyordu. Heyecanlıyım aslında bunun için çünkü onları hem merak ediyorum hemde nasıl bir aile ilişkileri var öğrenmek istiyorum. Umarım her şey güzel olur. İkisinin de üzülmesini istemiyorum. Çünkü bu konular açılınca ikisinin de yüzü düşüyor. Na yaşadılar acaba? Eminim kötüdür. Bu tip olayları abartacak insanlar değiller zaten. Birde kardeşleri varmış. Üvey. Aralarında baya yaş var diye biliyorum. Minho anlatmıştı. Ama ona karşı dikkat etmem lazımmış. Ve yaptığı hareketleri kafama takmamalıymışım. Çok şüpheli. Bunu bana Felix de Minho da söyledi. İşte bu yüzden daha da meraklanıyorum.
---
Kahvaltıyı yapmış, Felix'i yanlız bırakmamak için erkenden yola çıkmıştık. Yanında Changbin kalıyormuş ama bunu sadece ben biliyorum. Minho'ya söylememiş. Bence büyük bir tepki vermez ya? Vermez vermez.
"Sakin ol tamam mı? Bir şey olmayacak ben yanındayım."
"Tamam sakinim zaten. Felix için endişeleniyorum sadece o kadar. Hey şey için teşekkür ederim bu arada aşkım." Böyle konuşsa da içindeki yangınları anlamak benim için zor değildi. Üstelemedim. Tatlı ve kısa sohbetler eşliğinde evlerine gelmiştik. Ailesi öğleden sonra gelecekti. Şuan gençler olarak yanlız kalabileceğimiz beş saatimiz vardı.
Vakit kaybetmeden eve ilerledik. Kapıyı çalan ben oldum. Fazla bekletmeden kapı açıldı ve Felix'in o neşe veren gülümsemesiyle karşılaştık. Arkasında Changbin de vardı. Ben görmüştüm ama Minho ayakkabılarını çıkarmak için eğildiğinden daha girmemişti. Ondan hızlı davranıp hemen hiç eğilmeden ayaklarım yardımıyla ayakkabıları çıkarıp ikisine de sarılıp selamlaştım. Benden sonra Minho da içeriye girdi ve Felix'in yanına çağırdığı kişinin Changbin olduğunu gördü. Başta kasları havaya kalksa da sonra gözlerinden okunduğu kadarıyla rahatladı. Changbin'e güvendiği her halinden belliydi. Bizim gruptan harhangi biri olsa yine aynı tepkiyi verirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gör Beni~Minsung
FanfictionHan Jisung ve Minho birbirini seven yakın arkadaşlar... Ama ikisi de birbirlerine olan hislerinden bir haber. Kendi hislerinden bile emin değilken bir başkasının hislerini nasıl anlayabilir ki bir insan. Kafalarında tek bir ses yankılanıyor "Gör ben...