yeni hayat

459 18 11
                                    

Han'ın sırıtarak bana doğru geldiğini gördüğümde cırpınmaya başladım ama bileklerimdeki kelepçeler yüzünden bileklerim açıyordu.

"Yapma" dedi ama sesi hiç duymadığım kadar soğuk ve mesafeliydi, gayet ciddi olduğu belliydi.

Durdum ama zaten yanıma gelmişti bile elini yüzüme doğru uzattı, baş parmağı ile yanağımı okşadı.

"Sana zarar vermeyeceğimi zaten söyledim, benden korkmamalısın" tavrı hala aynıydı ama sözleri güven barındırıyordu.

"Korkmamalı mıyım? Şu anki halimle mi?" Diye biraz cıkıştım.

Sırttı ve "bu halin senin cezan, söylediğimi yapmalıydın" dedi, tavrı hala aynıydı.

"Buna hakkın yok!" Bu sefer gerçekten de cıkıştım.

"Buna hakkım yok mu?" Beni tekrarlayarak sordu ve sorarken kaşları havaya kalktı sanki şaşırmış gibiydi, hatta şaşırmıştı.

"Tabii ki yok!" Dedim sitemle.

"Tabii ki hakkım var! Her bilgin elimde, Sen benim kölemsin ve bana itaat edeceksin!" Bu sefer sesi daha sert ve ciddiydi.

"Ya itaat etmezsem!" Diye sordum.

"Farkında mısın acaba? Hayatını karartma fırsatım var, bu yüzden itaat edeceksin ama eğer etmiyorum dersen, itaat etmeyi öğretirim" gittikçe öfkeleniyordu.

Bu tehdit miydi? Evet tehdit.

Sadece yutkundum.

Söylediklerine ve sert tavrına rağmen yanağımı okşayan parmağı çok nazikti.

Olayın ne kadar ciddi olduğunu anca kavramistim ama artık çok geç olmuştu, şu an yatakta kelepcelerle yatağa bağlı bir haldeydim.

Yanağındaki baş parmağı alt dudaklarıma gidip okşadı, bir süre dudaklarımı okşadı ve sonra ise bırakıp biraz geri çekildi.

"Sana dedim ki bana yarı çıplak fotoğrafını at ve sen atmadın, ben seni zaten yarın çıplak defalarca gördüm, ki yapmazsan yapabilirdim ama yapmadım, neden atmadın? Korktun mu, utandın mı?" Gözleri yüzümü inceliyordu.

Hic bir şey söyleyemedim o ise öfkeyle iç çekti.

"Her istediğimi elde ederim, ister güzellikle ister zorla" dediginde gözlerimi kaçırdım ama üstümdeki ince pikeyi çekip üstümü açık bıraktığında ürperdim, aslında yarı çıplak olduğumu anlamam bi kaç saniyemi aldı.

"Hmm, dantelli, en sevdiğim" diyerek yüzsüz bir şekilde sırıttı.

Sadece tekrar yutkunabildim.

"Sen sadece her istediği olan zengin, şımarık bir veletsin!" Diye cıkıştım ama aslında ben de öyleydim.

Gözlerinde bir öfke parladı ve elindeki örtüyü yere fırlatıp hızla bana gelip yüzümü sertçe elinin arasına aldı, o kadar sert kavradı ki çenem kırılabilirdi.

"Sen fazla şımardın, benimle böyle konuşamazsın, bana böyle cıkışamazsın!" Neredeyse kükredi.

"Tamam, tamam sakin ol!" Dedim, çünkü tutuşu artık acı veriyordu.

Yatakta üstüme çıktığında öylece donup kaldım. Bir dizi bacaklarımın arasındaydı diğeri ise yandaki duvara geliyordu.

Üstüme egildi ve tutuşu sıklaştı, ne yapma çalıştığını anlayamadım.

Kafamı yana çevirdi ve yaklaşıp dudaklarını boynuma sürttü, sanki bununla sakinleşiyor gibi tutuşu biraz gevşemeye başladı ta ki boynuma yapışıp emmeye başlayana kadar, tüm sinirini çıkartıyor gibiydi.

Gizli  bildirim (Yarı texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin