kiminin hayali, kiminin hayatı.

325 17 1
                                    

Bir anda aglamasi arttı nerdeyse çığlık çığlığa ağlıyordu, sanki canı yanıyordu.

Eminim psikolojik olarak acı çekiyordu.

Aglamasi yüzünden artık hiç nefes alamiyordu, gittikçe endiseleniyordum ama ne yapacağımı bilmiyordum.

Yanımıza koşarak bir öğretmen geldi.

"Ne oluyor?" Diye sordu, bu felsefe ögretmeniydi, yani sınıf öğretmenimiz.

"Ben... bilmiyorum" dedim.

Öğretmen zümrüt'ün omuzlarından tuttu ki ona odaklansın.

Sonra öğretmen bana döndü ve "Tamam sen git artık sınıfına" dedi, gitmek istemedim, onu bu halde bırakamazdım ama gitmek zorundaydım.

Son kez zümrüt'e baktım, ona gergin şekilde gülümsedim ve ordan uzaklaştım.

○○○○○○○○○○○○○○◇○○○○○○○○○○○○○○○○

İki ders geçti ama zümrüt'ü hala hiç bir yerde görmedim, eve gitmiş olamaz çünkü çantası hala burada.

3. Dersin yarısındaydık ama ben derse odaklanamıyordum.

Tam o anda kapı çaldı ve zümrüt içeri girdi, hali perişandı, 3 derstir aglıyor ya da atak geçiriyordu.

Sınıfa girdi ve yanıma gelip oturdu o sırada sınıfta bazı gülen kişiler vardı, onları öldürmek istiyorum.

Dönüp zümrüt'e baktım, gözlerinin içine baktım ama bu sadece tüylerimi diken diken yaptı.

Yine o bakış vardı yüzünde, ruh gibi.

O kadar kötü haldeydi ki ürküyordum, yanımda bir ölü var gibi hissediyorum.

4. Dersin sonuna kadar öylece boş boş aynı yere bakıp durdu, bu beni ürkütüyor.

En sonunda teneffüste lavaboya gitti ve biraz sonra ben de gittim.

Canı acıyor gibi sol kolunu tutuyordu.

Zaten ince bir uzun kollu giyimisti, çünkü hep üşürdü...

Gözlerim koluna kaydı ve yutkunum.

Yine mi yaptın zümrüt, yine mi?

Etrafa baktım ve lavaboda kimse yoktu, hemen yanına gittim ve "kolunu aç" dedim, ama o bunu hiç umursamadı.

"Kolunu aç hemen" dedim, sesim daha sertti, ama o ise kolunu daha sıkı kavradı, canı yanıyordu.

Hiç düşünmeden sağ bileğini yakalayıp, sol kolundan ayırdım ve giydiği uzun kollunun kolunu yukarı çektim.

Sol koluna baktığımda donup kalmıştım, sanki ruhum çekildi.

Sol kolu omzundan bileğine kadar full kesikti, o kadar fazla kesik vardı ki ten rengi gözükmüyordu.
Bazıları derindi ve nerdeyse kan damlıyordu ama bazıları ise üstten ciziklerdi ama kolunda kanlar vardı.

Yutundum, midem bulanıyordu.

Eminim annesi bunları görse onu döverdi, "Neden yaptın bunu güzel kızım, ne derdin var anlat çözelim" demek yerine döver ve "böyle her şeye ölecek misin"derdi.

Gözlerim doldu, onu bu bataklıktan kurtaramıyordum.

Yanağımdan bir yaş aktı ve zümrüt'e baktım, çok endişeli gözüküyordu.

Hemen kolunu kapattı ama benim gözlerim karardı, Son hatırladığım şey ise zümrüt'ün çığlığı.

Uyandığımda yine yanımda endişe ile duran Bora vardı ve zümrüt.

Gizli  bildirim (Yarı texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin