1 aydır burada Bora ile yaşıyorum.
Her şey gayet iyi gidiyor, tabii bazı şeyler dışında... Bora bazen kendini bir odaya kilitliyor, bu odadan ise kırıp dokme sesleri, bağırma sesler, Çığlık sesleri geliyor ve bu beni çok korkutuyor.
Bunları düşünürken gidip bora'yı tekrar kontrol etmek istedim ve salona doğru gittim.
Salona vardığımda kaçıncıyı ictigini bilmediğim içki şişesini koydu ve yenisini aldı.
Yüz ifadesi o kadar tuhaf ve korkunçtu ki bu beni ürkütüyordu.
Beni fark ettiğinde öfkeyle bana baktı "hemen git" dedi.
Onun için endiseleniyordum ve bu yüzden gidemezdim.
Yanına doğru çekingen adımlarla yürüdüm.
"Han...?" Mırıldandım,hiç kendinde gözükmüyordu.
Sarhoş gibi gözükmüyordu ama yine de bilinci yerinde değildi.
Öfkesini kontrol etmeye çalıştı ama gözlerindeki deliliği görebiliyordum.
"Hemen gitmen lazim" dedi, kendini kontrol etmeye çalışıyordu.
"Ben seni böyle bırakıp gidemem" dedim ve sonunda onun önünde durdum.
Beklemediğim şekilde beni tuttu ve oturdugu koltuğa sertçe çekti.
Ne olduğunu anlamadan koltuğa sarsılarak yapıştım.
Hızla üstüme çıktı ve yüzümü sertçe tek eliyle kavradı.
"Han, ne yapıyorsun?" Diye sordum.
Cevap vermesini bekledim ama cevap vermedi bunun yerine dudaklarıma yapıştı, vücudu ise benim vücuduma baskı yapıyordu.
Zar zor ondan ayrıldım ve kafamı yana çevirdim.
"Han dur! Neler oluyor?" Diye sordum endişeyle.
"Kes sesini" Bunu söylerken kontrolü kaybettiğini anladım çünkü kafamı sertçe çekip tekrar dudağıma yapıştı.
Tekrar zar zor ondan kurtulup kafamı çevirdim ama bu sadece onun öfkesini korukledi.
Elini kafamın arkasına götürdü ve saçlarımı sıkıca kavrayıp, sertçe çekti.
Canim yanmıştı.
"Han! Dur artık, istemiyorum"
Yüzünde acımasız bir gülümseme belirdi.
"Sence senin isteyip istememen benim umrumda mi? " dediginde buz kesmiştim.
Yutkunmaya çalıştım ama yutkunamadim.
"Sen sadece bir oyuncaksın, itaat etmek zorundasın" dedi, gerçekten de canımı yakıyordu.
Cırpınmaya başladım ama sacımdakı tutuşu sıklaştı, biraz daha cabalayınca saçlarımı sertçe aşağı çekti ve kafam yukarı kalktı.
Canim o kadar acıdı ki, Çığlık attım.
"Kes şunu!" Dedim ama hiç bir işe yapamayacağının ben de farkındaydım.
Han uzandı ve giydiğim kazağı yukarı çekiştirmeye başladı, donup kalmıştım.
Kazağı deli gibi cekistiriyordu ama çıkartmaya da beceremiyordu, kesinlikle kendinde değildi.
En sonunda kazağı çıkarttı ve uzanıp sütyenin kancasini açtı.
Eğilip göğsümü ağzına aldı ve emmeye başladı, bu normalde hoşuma giderdi ama şimdi değil.
"Han.. lütfen Kes şunu" sesim titriyordu.