37. madde

612 132 156
                                    

"Hasta olacağız." yağmurun altında ıslanan ellerimizi birleştirdi ve benimle yürümeye başladı. Söylediği şeyin aksine beni takip ediyordu.

Özet geçeyim, Yoongi ailemin davet ettiği yemek üzerine yine evimize geldi ve afiyetle annemle babamın yaptığı güzel yemeklerden yedik. Sonra pencereden gördüğüm yağmurla Yoongi'yi kaptığım gibi dışarıda buldum kendimi. Yağmurun altında dolaşmalıydık el ele, yapılacaklar listeme bir haftadan daha uzun bir süre önce eklemiştim bu maddeyi.

"Ölecek değiliz."

"Bunu bilemezsin." dedi ıslanan saçlarını geriye atarak. "Hava soğuk ve sırılsıklamız."

Ona döndüm ve ellerimizi ayırmadan surat astım. "Sağanak yağmıyor işte, heves ettim hevesimi kaçırmasana."

Hafif tebessüm etti ve ellerimizi ayırmadan yürümeye başladı. Adımları yavaştı, sanki benimle olmanın keyfini çıkarıyor gibiydi. Yüzündeki huzurlu ifade benim de içimi huzurla doldurdu, sokak lambalarının sarı ışıkları altında daha güzeldi.

"Ben birazdan eve geçeyim." dedi yürüdüğümüz esnada. Aniden keyfim kaçtı, bizde kalmasını istiyordum. Sarılarak uymaya henüz alışamamıştım ama yine de sarılarak uyumak istiyordum.

"Bizde kal." somurtarak konuşmama karşılık dudaklarını birbirine bastırdı ve kaşlarını çattı. Bu tatlı bir görüntüydü ki yanaklarını ısırıp sıkıca sarılasım geldi.

"Olmaz, bugün eve hiç girmedim." daha da somurttum.

"Şu sıralar hep bizim evimizdesin zaten, baban artık eskisi kadar sıkmıyor seni." birkaç saniye yüzüme baktı.

"Yine de duş almam lazım, ayrıca kıyafetlerim de sırılsıklam oldu. Yarın okulda ne giyeceğim?" elini tuttum ve evime doğru ilerlemeye başladım onu da çekiştirerek.

"Ben sana geniş kıyafetlerimden veririm." arkama bakmadan onu çekiştirmeye devam ettim.

"Jimin-"

"Bizim evimizde de su akıyor Yoongi." durup ona döndüm ve boş olan elini de tuttum. İki eli birden ellerimdeydi artık. "Bizde duş alırsın, sonra uyuruz. Yarın okuldan sonra da eve gidersin zaten. Baban izin vermiyorsa babam konuşsun onunla."

Tereddütle yüzüme baktı. Bu kadar dert ettiği şeyi anlayamıyordum, normalde babası izin vermediği için çok sık gelemezdi. Fakat şu sıralar kafası estiğinde geliyor, hatta bazen bunu hafta içlerine bile taşıyordu. Babası ona biraz müsaade ediyorken en güzel şekilde değerlendirmek istiyordum. Gerçekten böyleydi bu duygu, aşk bu mu bilmiyorum. Yoongi'ye aşık mıyım bilmiyorum ama onu her zaman özlüyorum. Hep öpmek, hep sarılmak, hep de ilgi görmek istiyordum.

"Babam izin verir." eğilip yağmurun altında dudağıma bir buse kondurdu. "Hava soğuk, gidelim bari." yüzümde bir zafer gülümsemesi belirdi.

Yine istediğimi almıştım.

Sevinçle, tuttuğum elini sallayarak eve doğru yürümeye başladım. Bu halime kıkırtısı geldi kulağıma, seviniyordum. En küçük bir isteğimi bile dikkate alması hoşuma gidiyordu. Ben onun beni sevmesini ayrı seviyordum.

Sonunda eve vardığımızda babam ve annemden kısa bir azar işittik soğuk havada böyle bir saçmalık yaptığımız için. Ama bana Yoongi de aynı şeyi defalarca söylediğinden herkese kulaklarımı tıkadım ve Yoongi için birkaç kıyafet çıkardım. Kendim için de kıyafet çıkarıp ebeveyin banyosuna girip bir güzel temizlendim.

"Yoongi." mint saçlarını kuruttuğu turuncu havluya baktım. Saçlarında havluyu tek eliyle gezdirirken bir yandan da okulda tuttuğu notlara göz atıyordu.

anti numericalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin