2 - bir bahar akşamı.

1.7K 122 101
                                    

2021 - İstanbul

Barış Alper Yılmaz

Karşısındaki genç kadın ona şaşkın gözlerle bakarken, Barış'ın yüzünde engel olamadığı bir gülümseme meydana gelmişti. Gerçekten oydu, dört sene önce yağmurlu bir Ankara gününde tanıştığı kız şu an İstanbul'da karşısında duruyordu.

"Gerçekten sensin."

Kendisini inandırmak ister gibi fısıldadığı cümleye karşılık gülümsedi İlkin. Daha fazla oturduğu yerede duramamış ve birlikte oturduğu insanlardan izin isteyip ayağa kalkmıştı.
Barış kendisine doğru gelen genç kadınla kalbinin teklediğini hissetti. Güzeldi, çok güzeldi.
Onu ilk gördüğü anda da çok güzeldi fakat seneler onu olgunlaştırdığı gibi güzelliğine de güzellik katmıştı. Parlayan gözlerle bir kaç adımda yanına varıp karşısında durduğunda, Barış bir an elini kolunu nereye koyacağını bilemedi.

"Senin ne işin var burada?"

İlkin'in gülerek sorduğu soruya karşılık Barış da gülümsemişti. Aynı soruyu o da kendisine soracaktı.

"Galatasaray'ın futbol oyuncusuyum, bir kaç ay önce geldim İstanbul'a. Asıl senin ne işin var burada?"

İlkin'in gözleri aldığı cevapla şaşkınlıkla büyüdü. Bir günde bu kadar tesadüf kesinlikle çok fazlaydı. Şaşkınlığından bir kaç saniye sonra sıyrılıp aynı gülümsemeyle cevap verdi.

"Ben de Galatasaray'ın voleybol oyuncusuyum, dört yıl önce geldim İstanbul'a."

Barış'ın şaşkınlıktan gülümsemesi yüzünde solmuş, inanamayan gözlerle karşısındaki kadına bakıyordu.

"Yok artık."

İlkin hafifçe yüzünü eğdi ve ağzından kaçan ufak bir kıkırtaya engel olamadı.

"Dünya gerçekten küçük bir yer."

💫

Gecenin ilerleyen saatlerinde düzenlenen yemeğin sonuna gelinmiş, davetliler birer birer ayrılmaya başlamıştı. Barış yemek boyunca gözlerini çaprazında oturan İlkin'den alamamış, her hareketini en ince detayına kadar incelemişti. Kendisinin şimdiye kadar hiç ciddi bir ilişkisi olmamıştı, çocuk zamanlarında yaşadığı kısa süreli hoşlantıları da zaten ilişkiden saymıyordu.
Futbol kariyerine odaklanmaktan bu tür gibi şeylere ayıracak vakti yoktu, disiplinin bozulmaması için de elinden geldiğince uzak durmaya çalışıyordu. Fakat bu gözleri parlayan kız daha gördüğü ilk andan itibaren aklına kazınmış, seneler sonra karşısına çıkarak işleri daha da zorlaştırmıştı. Bu eline geçen fırsatı değerlendirmeden bırakmayacaktı, onunla oturup konuşmayı kafasına koymuştu. Ve Barış kafasına bir şeyi koyduysa mutlaka yapardı.

İlkin'in yanındaki oturan davetliler de kalktığında genç kız tek başına kalmış ve Barış'ın beklediği fırsat ayağına gelmişti. Bir saniye daha tereddüt etmeden oturduğu yerden kalktı ve bu sefer yanına ilerleyen o oldu. Derin bir nefes alıp cesaretini toparladıktan sonra genç kadına usulca yaklaştı.

"İstersen birlikte biraz bahçede dolaşalım mı?"

İlkin'in de Barış'tan bir farkı yoktu. Yemek boyunca kaçamak bakışlar atmış, gerçekten çaprazında oturduğuna kendini ikna etmeye çalışıyor gibiydi. Bu dört yıl içinde olgunlaşmış ve yüz hatları keskinleşmişti. Kısa sakalı ve yapılı vücüdu ona çok yakışmıştı, yakışıklı olduğunu inkar edemiyordu. Beğenmişti Barış'ı, bu yüzden yanına gelip bahçeye çıkmayı teklif ettiğinde içinde yeşeren heyecana engel olamadı.

"Olur tabi, dolaşalım."

İki genç birbirilerinin heyecanından habersiz yan yana bahçeye doğru adımladılar. İlkbahar aylarında olmalarına rağmen hava gece saatlerinde serindi. İlkin esen rüzgarla ürperdiğini hissettiğinde, kollarıyla kendini sardı.
Barış dikkatinden kaçmayan bu hareketi karşısında hemen üstündeki ceketi çıkarıp, İlkin'in itiraz etmesine izin vermeden omuzlarına örttü.

second chance | ilkin & barış alperHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin