34

127 16 1
                                    

"benim hemen şu Rusçayı öğrenmem gerek." Dedim. Beni kucağında taşıyarak yatağın yanına geçti. Kollarımı boynuna dolayıp başımı omzuna yaslamıştım.

"Keyfiniz yerinde galiba." Dedi. Başımı salladım. Fazlasıyla yerindeydi.

"Hemde fazlasıyla." Dedim. Yatağa oturup beni daha fazlası mümkünmüş gibi kendine çekti.

"Çok seviyorum ya." Dedi. Yüzünü avuçlayıp gözlerinin içine baktım.

"Vermeyi unuttun." Dedim. Yüzüme anlamaz anlamaz baktı. Gözümle bana getirdiği ama öpüşürken yere düşürdüğü gülü gösterdim.

"Öyle desene be güzelim, başka birşey sandım." Dedi. İçi fesattı bunun.

"İçin kararmış senin, bir kurşun döktürelim." Dedim. Yanıma gelip gülü uzattı. Elime aldığım gülü başımın yanındaki komodinin üzerindeki vazonun içersine koydum.

"Ne kurşunu be güzelim, biz kurşunlarla dans eden adamlarız." Dedi. Söylediği şeye gülmeden edemdim.

"yok yok kurşun şart sana." Dedim. Saçlarımın ucu ile oynamaya başladı. Yeni duştan çıktığım için saçlarım nemliydi.

"Bebek şampuanı ile mi yıkıyorsun saçını." Dedi. Karizma yerle bir, karizma artık yok.

"Hı hı."

"Çok güzel kokuyor."

"Öyle."

"Güzelim."

"Efendim."

"Sanırım gitme zamanım geldi.'

"Neden."

"Baban geldi çünkü."

                                              ❤️

"Buse koşma öyle düşeceksin, eren sende in o ağaçtan bir yerini kıracaksın." Dedim. Hepsi tek tek sözümü dinlerken ailelerinin gelmesini bekliyordum. Veli toplantısı olacaktı.

"Öğretmenim." Dedi eda.

"Efendim edacım." Dedim.

"Eren düştü." Dedi. Bunu o kadar sakin söylemişti ki ne yapacağımı bilemedim ilk önce. Edaya öğretmenler odasına gönderip ilk yardım çantası almaya göndermiştim.

Çocukların yanına gittim.

"Eren."

"Öğretmenim."

"Neden acıyor."

"Bacağım." Dedi diz kapağını göstererek.

"Çocukları okulun parkına gönderip Eda'nın getirdiği ilk yardım malzemeleri ile kanayan yerine pansuman yaptım.

"Daha iyi misin eren?"

"Evet öğretmenim."

"Gel banka oturalım." Dedim elini tutup, o da benim elimi tuttu. Birlikte banka oturduk. Çantamda ki meyve suyunu alıp erene uzattım.

"Teşekkür ederim öğretmenim."

"Daha iyi misin?"

"Hı hı, arkadaşlarımın yanına gidebilir miyim?"

"Elbette gidebilirsin, iyisin dimi?"

"Evet, teşekkür ederim."

"Rica ederim." Dedim. Arkadaşlarının yanına giderken ana kapıdan okula giren baranı görünce onun yanına gitti. Bacağındaki yara bandını gösterip sonra beni gösterdi.

Baran Eren'in kıvırcık saçlarını karıştırıp başından öptü ve arkadaşlarının yanına yolladı. Yanıma geldi.

"Hoş geldin."

"Hoş buldum güzelim."

"Neden geldin ama."

"Gelmem için bir sebep yok, sevgilimi özledim." Dedi.

"Sen bu saate o dosyaların başından kafanı kaldırıp asla gelmezsin baran." Dedim. Saçımın üçü ile oynamaya başladı.

"Beni tanımaya başlaman çok hoş, sen daha hoşsun." Dedi. Yanaklarıma vücudumdaki tüm kanların yükseldiğini hissetim.

"Bir şeyler yapmaya çalışıyoruz diyelim."

"Ablamın sınav yapması gerekiyormuş, Hakan'ın da işi vardı, imzalamam gereken dosyaları da Barlasa yıktım."

"Cansu ile buluşacaklardı."

"O zaman değme keyfime."

Son

Selamlar!

Dünden beri küçük çaplı bir kriz geçiriyorum wattpad beni sinir etti.

Neyse sorun yok buradayız

seni bana ayırdım & Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin