8 ay sonra... Yazar'dan
Üzerine giydiği elbeseye uygun topuklu ayakkabıyı da giydi ayağına Eylül. Bu gün sarenin istemesi vardı.
Bu konuda dertiliydi, babasına ne zaman bu konuları açsa hemen değiştiriyordu.Baran yine görevdeydi. Eylülün baran diye ağlamasına çok kalmamıştı.
Odadan çıkıp mutfağa girdi, Sare son hazırlıkları yapıyordu.
"Herşey hazır dimi, ay anne heyecandan öleceğim şimdi." Dedi. Eylül ikizinin bu hallerine gülmeden edemedi. O sırada Gökalp konuştu.
"Evlenmezsin olur biter." Dedi. Sare Gökalpin kafasına bir şaplak attı.
"Sussana sen ya." Dedi Sare. İkisi kavga ederken Eylül eline telefonu alıp barana mesaj attı.
Eylül: sareyi istemeye gelecekler
Eylül: sanırım ikimizde büyüdük
Eylül: eğer şimdi şu dakika bana dönmezsen senden ayrılıyorum
Eylül: herkesin sevdiği yanında sen yoksun
Eylül: biraz ağlayıp geleceğim dur
Eylül: zaten gelmesem de duruyorsun
Eylül: GEL ARTIKGGHGKGH
Eylül içindeki canavarı çıkartmadan telefonu kapatıp kalkıp bir su içti. Sakinleşmesi gerekiyordu.
Çalan kapı ile herkes kapıya ilerledi, Eylül ise isteksiz isteksiz kapıya ilerledi. Yüzü asıktı.
"Eylül artık bir Gülsen mi ha." Dedi zöhre. Omuzlarını yukarı aşağı kaldırdı Eylül. Ali deniz ise isteksiz bir şeklide içeriden bağırdı.
"Sare çok geç değil birtanem." Dedi. Sare dinlemeden kapıyı açtı. Herkes içeri girmeye başladı.
Eylül herkese hoşgeldin diyip mutfağa kaçacaktı ki Turan'ın;
"Baran da gelecek kapatma kapıyı güzelim." Deyişini duyana kadar. Turana döndü Eylül.
"Geldiler mi?" Dedi. Başını aşağı yukarı salladı. Cansu içeride efe ile ilgeleniyordu. Bu operasyona Barlas için gitmişlerdi. Eylül baranın mesajlarına dönmemesine sonra değinecekti.
Kapıdan giren baran ile bakışlarını başka tarafa çevirdi.
"Nereye koyayım lan bunları." Dedi turana.
"Koy işte kapının dibine." Dedi. Kapının dibinedr ise Eylül vardı. Oradan ayrılıp mutfağa girdi. Balkona çıkıp hava alması gerekiyordu.
Eylül'den
Çok sıcaktı, aşırı derecede hemde baran buradaydı ama bakmayacaktım. O benim mesajlarıma bakmıyorsa bende ona bakmıyordum.
"Eylül." Diyen Sare ile ona döndüm. Arkasında baran vardı.
"Efendim Sare." Dedim. Fincanları gösterip.
"Sen kahfeleri yap, turaninkine ne bulduysan kat, biliyorsun ben bu konularda yeteneksizim." Diyip bana birşey deme hakkı vermezken kahfeyi çıkarıp insan sayısına göre fincan çıkardım.
"Güzelim."
"Birtanem."
"Bebeğim."
"Yavrum."
"Aşkım."
"Hayatımın anlamı."
"моя красавица" hayır Eylül gardını düşürme.
"İçeri git baran." Dedim. Saçımın tellerini seviyordu.
"Şu güzel yüzünü göstersen şu adama, bir nefes alsam bende." Dedi. Hiç düşünmeden;
"Sana yazdığımda ve senin bana dönmediğin zaman nerede nefes alıyorsan oraya git." Dedim. Güldüğünü duydum.
"Yine fotoğraflarınla hasret gidereceğiz yani." Dedi. Hayır Eylül düşmek yok.
"Her neyse işte." Dedim. Saçlarımın bir tutamını alıp kokladı.
"Banada yapar mısın?" Dedi. Kaşlarımı çattım.
"Ne?"
"Tuzlu kahve."
"Hayır.'
"Sebep."
"Ayrıldık ya biz."
"Ne?"
🔥
Ablam bugüne bu günlük sözlü bir kadındı. Darısı başımızaydı vesselam.
Yanımda hasan amca ve ecem ablanın çocuğu mirza vardı. El kadardı eşek sıpası.Baran ben Mirza ile ilgilendikçe içi gidiyordu.
"Acıkyım" dedi Mirza. Ecem abla ayağa kalkacaktı ki, elimle durdurdum. Ben hallederdim. Ayağa kalkıp birlikte mutfağa girdik.
"Ne istiyorsun." Dedim. Tenceredeki Sarmayı gösterip.
"Sayma." Dedi. Ağzını burnunu yiyecektim şimdi.
"Tamam sarma vereyim sana, burada otur tamam mı?" Dedim mutfaktaki sandalyelerden birine oturturken. Simay abla girdi.
"Sen bana ver, git bir konuşun. Belli aranız limoni." Dedi kapının pervazindaki baranı gösterirken. Aramız da Limoni değildi sadece beni aramamasına kırılmıştım.
"Hadi hadi, büzme dudaklarını." Dedi. Başımı salladım.
"Güzeli-"
"Dışarı gidelim baran." Dedim. Direkt elimi tuttu. Dış kapıyı açıp bahçeye çıktık. Kollarının arasına alıp sarıldı. Tepkisizce bekledim.
"Yine ne oldu demek istiyorum." Dedi. Bakışlarımı başka yöne çevirdim.
"Gelmene rağmen mesajlarıma dönmedin, ben burada kafayı yerken se-"
"Senin bunun için mi sabahtan beri beni görmezden geliyorsun."
"Bana ne ile gelirsen sana öyle gelirim." Dedim. Gözümü devirerek.
"Seni önemsemediğimi mi düşündün." Dedi. Başımı salladım.
"Öyle değil mi zaten, eğer önemsiyor olsaydın ne bileyim yazardın arardın. Ama ben burada seni düşünürken Allah bilir sen ne yapıyordun."
"Eylül."
"Ne?"
"Regl mi oldun sen?" Dedi. Evet de ne alaka.
"Alaka seviyesi." Dedim. Ellerini yanaklarıma koydu.
"Trip atıyorsun."
"Evet." Dedim. Başını boynuma gömüp dudaklarını değdirdi..
"Çok güzel olmuşsun." Dedi.
"Baran."
"Yavrum."
"Gerçekten tuzlu kahve falan içmeyeceksin."
🎀