Medya eylülün gelinliği"anne yengem elini açmıyor." Diye bağırdı. Omzunu kaldırıp indirdim. Babam hemen açma demişti. Babamın yüzünde vatani bir gülüş vardı. Annem başını iki yana saklarken hemde gülüyordu. Canım kaynanam derin annecim elinde bir kese ile geldi. İçinde altın vardı. altın varsa işin rengi değişirdi.
"Ben altın sevmem ki," dedim gülümseyerek. Babam gülümserken baranın akrabaları somurtuyordu. Onların aksine baran gülüyordu. Kız evi naz eviydi sonuçta.
"Baran sen emin misin bu kızın isteyerek evlendiğine." Dedi teyzesi. Tam konuşacaktım ki Queen Simay abla konuştu.
"Bir söz vardır bilir misiniz, kız evi naz evi diye." Dedi. Gel buraya alnından öpeyim. Ama bu kadar naz yeterdi bence. Kına yakıldı, biraz daha oynayıp geceyi bitirmek isterken Sare'nin ayarladığı bir çeşit parti ile planlarım suya düşmüştü.
Benim yerimden kalkacak halim yoktu ve oturmayı seçtim. Bana doğru gelen baranı görünce hemen sırıtmaya başladım tabi.
"Biraz daha naz yapsaydın evlenmekten vazgeçtin sanabilirdim." Dedi. Yanım oturdu.
"Kalbine indi dimi bensiz kalacaksın diye." Dedim. Başını salladı.
"Yoruldun mu?" Dedi. Bu sefer ben başımı salladım. Etrafa çaresiz bakışlar atarken başımın sesten dolayı ağrıdığını hissedebiliyordum.
"Daha fazla şöyle bakarsan etrafa baban maban var dinlemem öperim ama." Dedi.
"Ama."
"Götüm yemez." Dedi. Kahkaha attım.
"Salaksın." Dedim.
"Bir tek senin yanında Salağım." Dedi. Gülerek.
🩷
Düğün günü
Herkes de büyük bir telaş vardı, Baran hala gelmemişti.
Ya bizi terk ettiyse.
Sus. Baran yapmaz.
Gelinlik üzerimde ağırlık yaptıkça daha da stres oluyordum.
Yatağın üzerine oturup telefonu elime alıp barana yazdım.
Sen: ayrılıyorum senden.
Sen: neredesin be adam.
Sen: offf
Baran: azıcık daha bekle güzelim
Baran: çok az kaldı
Sen: ben beklerim de babam her an herkesi gönderecek gibi duruyor.