Herkese selam canlarım. KADIN baş karakterimiz Milana Vino. Tabi siz kafanızından birini kura biliriniz. İyi okumalar💘
İnsanlar hep acın kadar konuş der.
Benim acım beni susturdu. Belki de benim cezam da buydu. Acımı dışarı savuramamak.7 ay önce.
Annemle tartıştığım için evden bir hışımla çıkıp sahil kenarına gelmiştim. Bugün hava Ankaranın en soğuk günlerindendi. Evden sinirle çıktığım için üzerime mont almayı akıl edememiştim.
Aniden bir atkı ile örtülmemle irkilerek yerimden sıçramıştım. Arkamı dönüp baktığımda yirmili yaşlarında kahve saçlı güzel bir kız gülümseyerek önümde duruyordu.
"Pardon, rahatsız ettiysem özür dilerim ama siz deli misiniz?" Kaşlarımı çatarak ne dediğini anlamaya çalışıyordum. "Pardon?"
"Bu hava da böyle dışarı mı çıkılır? Allah korusun yataklara düşersiniz." Kızın samimi konuşması gülümsememe sebep olmuştu.
"Evet, haklısın. Teşekkürler." Kız sağına soluna bakarak yanıma oturdu.
Mahcup ifadeyle yüzüme bakıp "Ya yaptığım çok kabaca oldu ama kala bilir miyim?" dedi.
"Sorun değil ama bir sorun mu var?" Kız hemen ifadesini değişip gülümseyerek "Yok-yok bir sorun yok. Sadece sıkılıyorum. Bu arada ben Gökçe. Gökçe Karahan." dedi. Cebine saldığı elini çıkarıp bana uzatdı.
Uzatdığı elini tutarak "Dalya İplikçi." dedim.
"Okuyor musun?"
"2 yıl önce bitirdim. Sen?"
"Okuyordum ama dondurdum. Sıkıcı geliyor üniversite hayatı." Kıkırdayarak sahile doğru döndüm.
"Eee, seni bu hava da mont giymeyi unutduran şey nedir? Özel değilse tabi."
"Ailem beni aile dostumuzun oğluyla evendirmek istiyor. Neymiş? Babam söz vermişmiş. O sözü verirken benden izin alma zahmetine bile girmemiş." Derin nefes alarak sakinleşmeye çalıştım.
"Kimse beni zorla evlendiremez diyerek ortalığı dağıt."
"Öyle yaptım zaten."
Elini gökyüzüne kaldırarak "Go girl!" diye bağırdı. Etrafımızda ki herkes bize bakıyordu. Elleriyle yüzünü kapatarak "Of.. ben yine kendimi rezil ettim ya." dedi.
Kendimi tutamayıp gülmeye başladım. Gökçe ellerini çekip bana baktı. Sonra o da bana katılıp gülmeye başaladı. "Seni güldüre bildiysem ne mutlu bana."
Gülümseyip tekrar önüme döndüm.
Telefonun çalmasıyla ayağa kalktım. Arayan evimizin yardımcısı Handeydi. Hep özel durumlarda arayıp beni haberdar ederdi.
Telefonu kapatıp Gökçeye döndüm. "Gökçe beni evden arıyorlar. Gitmem lazım. Tanıştığıma memnun oldum. Bu arada keyfimi düzeltdiğin içinde çok teşekkür ederim."
Gökçe de ayağa kalkıp gülümseyerek sarıldı. Bende ona karşılık verdim.
"Asıl ben teşekkür ederim. Beni yalnız bırakmadığın için. Bu arada ben buraya annemleri zirayet etmek için geldim. Aslında İzmir de yaşıyorum ben. Bir gün belki yolun düşer, misafirim olursun."
Gökçe numarasını verdikten sonra ayrılmıştık. Arabaya binip hızla evin önüne gelmiştim. Evin önünü gazeteçiler kapatmıştı.
Birden bire kalbim delice atmaya başkamıştı. Ne oluyordu ki burada? Gazeteçiler beni fark eder etmez bana doğru geliyordular.