Kısa oldu..
Hızla saraya girdim. Babam tahtında oturmuş, düşünüyordu. Yanına ilerledim. Benden daha hızlı davranan Ares onunla konuşmaya başladı. O da nereden çıkmıştı şimdi ? Doğru ya, özel güçler. Benim de olacaktı, yakında.
"Baba, Alex burada kalmayı kabul etti."
"Evet, kabul ettim."
"Özel güçlerini seçme vaktin." Ares bana baktı, o sırada içeri Perseus'ta gelmişti. Ne yaptığımızı anlamadı ama ayak uydurmaya çalıştı.
"İlki kılık değiştirme, ikincisi görünmezlik ve üçüncüsü ise hayvanlarla iletişim."
"Fazla saçma şeyler seçtin Alex." Bu kelimeler Ares'in ağzından çıkamazdı, çıkmamalıydı. Hızla ona döndüm. Nefretim gözümü kararttı ve üzerine atladım. Botumdaki bıçağı çıkardım ve karnına batırdım.
-----
Şifahanede Ares'i bekliyorduk. Çünkü onu bıçaklamıştım. Öfkeme ve nefretime yenik düşmüştüm.
"Ares sizi bekliyor efendim." Beni mi ? Hızla içeri daldım. Ruhu gibi siyah yatakta yatıyordu. Koşarak yanına oturdum. Üzgündüm, isteyerek yapmamıştım. O da biliyordu zaten.
"Özür dilerim Ares, istemeden oldu."
"Biliyorum." Son söylediği kelimeyi söylerken fazla yapmacık bir yüz ifadesi ve ses tonu vardı. Üzülmüştü veya bunu benden beklemiyor olabilirdi.
"Perseus, ona güvenme."
"Neden ?"
"O sevdiklerini alır, benimkileri aldığı gibi."
"Nasıl yani ?"
"Onun bir eşi var, o benim nişanlımdı eskiden. Hatta bir oğulları oldu. Adını Ares koydular. Sırf ben acı çekeyim diye. O üvey ama annem Persephone her zaman onu daha çok sevmiştir."
"Baban ?"
"O aynıydı. Sabahtan akşama kadar Dünya'yı izlerdi." Toparlandı ve ellerimi tuttu. Gözlerimin içine baktı.
"Persephone ve Perseus'a güvenme." Neden bunları söylüyordu ki şimdi ?
"Gidebilirsin." Hızla odadan çıkıp kendi odama geçtim. Üzerime vücut hatlarımı belirginleştiren bir elbise giyip Perseus'un yanına gittim. Odaya girmemle bana şaşkın şaşkın baktı. Masasından kalktı ve kapıyı kapatıp etrafımda tur attı.
"Alex, bu kadar güzel olduğunu bilmiyordum. Sana sahip olmak için ne yapmam gerek ?"
"Biz kardeşiz, unutma." Arkadan bana sarıldı ve kokumu içine çekti. Ama Ares ona güvenmemem konusunda beni uyarmıştı. Hızla geri çekilip gözlerine baktım. Yalan vardı gözlerinin derinlerinde.
"Ben üveyim Alex, unutma. Neyse ne oldu ?"
"Geziyordum. Oğlunu merak ettim."
"Ares'i mi ?"
"Adını neden Ares koydun ?"
"Amcası gibi savaşçı olsun diye. Neyse benim çok işim var Alex. Gitsen iyi olur." Beni odasından kovdu. Kıyafetlerimle Ares'in kaldığı odaya gittim. Orada yoktu. Bende yatak odasına çıktım. Odamın yanındaki odaydı, odası. İçeri girmemle Ares'i gördüm. Prensler gibi giyinmişti. Ama simsiyahtı, gene.
"Ne bu şıklık ?"
"Akşam davet var, benimle gel Alex." Bir kutlama öyle mi ? Bu harika. Yani Zeus ve Poseidon da gelecekti bu davete.
"Seninle gelirim ama bir şartla."
"Ne şartı ?"
"Gece sonunda beni öpüceksin." Olumlu bir şekilde kafa salladı. Yanağına küçük bir öpücük kondurup odama geçtim. Yatağıma kendimi attım ve uyumaya karar verdim. Ama akşam davet vardı. Yani hazırlanmam gerekiyordu. Yıkanmam lazımdı. Tam 2 senedir yıkanmıyordum çünkü.
-----
Elbiselerimi giyip Ares'in odasına geçtim. Aynanın karşısına geçmiş bir fotoğrafa bakıyordu. Sessizce yanına yaklaştım. Resimde güzeller güzeli bir kadın vardı. Yanında da Ares. Kimdi şimdi bu ? Sevgilisi, nişanlısı veya hoşlandığı kadın mıydı ? Hayır değildi. Yoksa bu Perseus'un eşi miydi ? Akşam davette görücektim.
"Bence seninle burada vakit geçirelim Alex. Davetleri sevmem."
"Haklısın." Yanına daha da yaklaşıp onu öptüm.
-----
Yatakta ateşli -ve çıplak- bir şekilde öpüşürken bir kız girdi. Küçücüktü. 8-9 yaşında vardı herhalde. Bizi böyle görmüş olamazdı.
"Babam seni bekliyor abi." Ne ? Bu da mı Hades'in Kızıydı ?
Ares, kız odadan çıkınca kalkıp giyindi. Sanırım benimde aşağıya inmem gerekiyordu. Bende kalkıp giyindim. Aşağıya indik. Fazla kalabalıktı.
"Sevgili konuklar, misafirler bugün toplanmamızın sebebi bellidir. Biliyorsunuz ki yaşlandım. Artık kralın değişme vakti geldi. Bugün size kral olucak oğlumu açıklayacağım. Huzurlarınızla oğlum Ares." Şaşkınlıkla babamın yanına gitti.
"Oğlum bekar olsada kazanova olduğunu söyleyebilirim." Ares şaşkın gözlerle bana baktı. Sanki orada olmak istemiyor gibiydi. Kafamı çevirip Perseus'a baktım. Kıskanç gözlerle Ares'e baktığını gördüm. Aralarında bir rekabet vardı ve sanırım buna bende dahil olmuştum. Perseus'un yanındaki kadın, bugün Ares'in baktığı resimdeki kadındı.
-----
Davetin bitmesine yakın odama çıktım. İçeride biri olduğunu anlamamıştım. Karşıma Persephone çıktı. Elinde bıçaklar vardı.
"Ölmelisin Alex. Çocuklarının tek annesi ben olmalıyım."
"Sanki tüm çocukların babamdan. Kapa çeneni." Yanıma yaklaşıp koluma bıçak fırlattı ve kaçtı. Bu Persephone değildi. Bu kadar kötü olması imkansızdı. Acılar içinde çığlık atarken Ares birden içeri girdi ve bıçağı çıkardı. Beni kucağına alıp şifahaneye götürdü. Yaşamaya enerjim kalmamıştı sanırım. Ölmek için can atıyordum, sevdiğimin kucaklarında.
-----
"Alex iyi misin ?" Başımda dikilen Hades beni dürtmüştü. Herkes etrafımdaydı. Ares, Eric, Perseus ve en önemlisi Persephone.
"Bunu kim yaptı sana ?"
"Ben yaptım baba." Tahmin etmediğim kişinin verdiği yanut şaşırtmıştı beni. Cevap veren kişi Ares'ti.
"Çektiğim acının onunda çekmesini istedim."
"Hayır o yapmadı baba, Persephone yaptı."
"Doğru mu bu ?" Ares bana kızgındı. Onu yalancı durumuna düşürmüştüm ama doğruyu söylemeseydim asla kendimi affedemezdim.
"Doğru, ben yaptım. Ama tek kraliçe ben kalacağım."
"Ariel var anne. O da senin kızın." Sanırım geçen gördüğüm kızdı o.
"O Zeus ve benim kızım oğlum." Nasıl yani ? Babamı aldattın mı ? Ariel Ares'e sarılmış ağlarken Persephone odadan çıkmıştı. Tabiki Perseus'ta peşinden gitmişti. Gerçekten iğrenç hayatıma bir iğrenç aile daha katılmıştı. Tam oldu işte. Aslında iğrenç demeyelim ona ama olsun. Hayatımda asla yaşamayacağım şeyler yaşadım. Aldatıldım, aldatılan bir babaya sahip oldum, kandırıldım, aşık oldum ve yanmaktan kıl payı kurtuldum. Ben Hades'in Kızıydım. Güçlü olmam gerekiyordu. Ama nasıl güçlü olabilirdim ki ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hades'in Kızı || Ara Verildi
Ficção HistóricaHades'in Kızı Olmak Kolay Olamaz! Tanrının Çocukları Serisi 1. Kitabı Yeni Bölüm 2016 Yazında Gelecektir. #335 in Tarihi Kurgu