2.Bölüm

34 5 16
                                    

Sınavlarıma denk geldiği için bölümü biraz geç atabildim kusura bakmayın.
Keyifli okumalar...


Zifiri karanlık bir yerdeydim ama nerde olduğuma dair bir fikrim yoktu. Odanın içinde görüş alanımı aydınlatacak bir düğme aramaya başladım. Duvar olduğunu tahmin ettiğim bir yere dokunduğumda önümde sesinden anladığım kadarıyla dolaba çarpmıştım yada ben öyle sanıyordum. Karanlık iyice beni korkutmaya başlamıştı.

En çok korktuğum şeylerden birisi karanlık diğeri ise boğulmaktı.. İkisinin olduğunu bile düşünmek beni yeterince germeye yetiyordu.

"Acilinden ışık bulmalısın İlkin hadi kızım."

Yavaş yavaş dolaplardan tutunarak duvarın sonuna doğru ilerlemeye başladım. Kapıdan dışarı çıkacağım sırada elime bir tuş denk gelmişti. Işığı bulduğum düşüncesiyle sevinirken bir yandan tuşa dokundum. Kırılma sesi duyduğumda etrafa korkuyla bakınıyordum.

Ne oluyor böyle? O ses neydi?

Ayağımın altında bir şeyler hareketlenmeye başladığını hissettiğimde yüksek bir yer aradım ama her yer o kadar karanlıktı ki benim aramaya koyulmam bile fayda etmedi. Zemin kırılmaya başladı. Ayağımın altı bomboş kaldığında yere doğru düşmeye başladım. Nereye düşücektim ben?

Düştüğüm yer derin bir okyanustu. Yüzme bilmiyordum ama boğulmakta istediğim son şeydi. Hızla etrafa göz gezdirdim kıyı yada su olmayan bir yer aradım. En sonunda uzak olmayan ama bir o kadar da yakın olmayan bir kıyı gördüğümde yaptığım panikle sürekli suyun içine giriyor ve çıkıyordum, bu çok fazla su yutmama neden olmuştu. Ellerimi ve ayaklarımı hareket ettirerek çırpınmaya kendimi kıyıya çekmeye çalıştım. Yüzmek neden bu kadar zordu?Dalgalar olmasa hareket edemeyecektim.

Son gelen hızlı ve yüksek bir dalgayla kendimi okyanusun derin mavisinin içinde buldum. Hareket etmem çare etmiyordu, korkum tüm bedenimi sararken bilincimi kaybediyordum. Göz kapaklarım daha fazla baskıya direnemedi ve kapanmaya başladı.

Mavinin derinliklerine doğru düşerken belime bir el uzandı ve beni yukarı çekmeye çalıştı. Kıyıya doğru sürüklemeye bir yandanda beni ayıltmaya çalışıyordu.
"İlkin hadi uyan."
Çok fazla su yutmuştum ve bilincim yerinde değildi. Kulağıma gelen sesi bile beni uyandırmaya yetmedi.

Kurtaran kişi beni kıyıya çıkardığında kumların üzerine bedenimi yavaşça bıraktı. İçimde oluşan suyu çıkarması gerekiyordu bu yüzden beni yan yatırdı, göğüs kafesinin altında kalan kısma bastırdı. Ağzımdan yuttuğum suyun bir kısmı çıkarken öksürmeye ve daha fazlasını çıkarmaya çalıştım.

"İlkin hadi kendine gel." hala gözleri kapalıydı. Son çare kalmıştı o da suni teneffüs.

İlkini düz yatar bir pozisyona getirdim. Göğüs kafesinin altına iki kere basıp ilkinin dudaklarına kapandım ve suyu çekmeye çalıştım. Bir iki üç derken sonunda ilkin gözlerini açmıştı ve içinde kalan son sularıda öksürerek dışarı çıkardı.

Beni kurtaran kişiye doğru baktığımda yüzüne güneş vuruyordu. Ellerimi gözlerime doğru siper ettiğimde sonunda hayatımı kurtaran kişiyi görmüştüm ve yine aynı yüzdü. Bu yüz Barlas'tan başkasına ait değildi.

Geceden kurduğum alarmın acı acı çalmasıyla beraber Üstünde Disney prenseslerinin bulunduğu yataktan yere düştüm. Korkuyla düştüğüm yerden kalkarken rüyanın etkisiyle etrafıma bakındım. Ne bir okyanus ne bir sahil vardı ben evdeydim. Ama bu rüyada neydi böyle?

Rüyanın sonunda gördüğüm yüz beni düşündürmeye itmişti. Nerden çıkmıştı Barlas? Beni yine kurtarmıştı.

Oflayarak düştüğüm yatağın ucundan tuttum, kendimi yukarı doğru çektiğimde sonunda yerden kalkmıştım. Ellerimi karışık olduğuna emin olduğum saçlarıma atarak dahada karıştırdım. Üniversiteye gitmeden önce duş almalı ve kahvaltı yapmalıydım. Deyse derslerden bir halt anlayamıyordum.

YÜREKTE SAKLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin