4. Bölüm

6 2 7
                                    

Beni bekliyor olması hoşuma gitmişti. Aldığım nefesi geri verdiğimde ayaklarımı hareket etmeye zorladım. Yanına yaklaşırken yine başlamıştı. Kalbim deli gibi atıyordu, bana bu hissi uyandırmasını seviyordum.

Sürekli hareket ediyor sağa sola kayarak kendi etrafında dönüyordu. Beni görünce durmuş, geldiğimi fark edince adımlarımı takip ederek yüzüme doğru bakmıştı. Yüzünde anlam veremediğim bir rahatlık vardı.

Yanına doğru yaklaşarak yüzüne baktım.

"Hazır mısın küçük hanım."

"Hazırım kendini beğenmiş." dediğinde gülümsememi bastırmaya çalıştım.

Motorun elcik kısmında bulunan kaskı aldığımda o da kendi bisikletinde asılı olan kaskı almıştı.

Gülerek " bu kaskı alman daha iyi olur." diyerek motorun koltuğunu kaldırmış altındaki bölümde bulunan boşluktan yedek kaskı çıkarmıştım. Eline doğru uzattım.

Kendi kaskını önceki yerine geri astığında yüzünü geri bana doğru çevirdi. Elimdeki kaskı alıp kafasına güzelce yerleştirdiğinde altta bulunan korumalığa uzandı. Korumalığı takmak için uğraştığında zorlandığını anlamış "dur dur zorlama ben yaparım." diyerek elinden almıştım.

Yüzüne doğru iyice eğilerek aramızdaki boşluğu doldurdum. Korumalığı takarken yavaş olmaya ve özenle yapmaya gayret gösterdim, tabiki gözlerine bakmayı da unutmadım.

Gözlerimiz birbirine değdiğinde yanaklarının hafif pembeleştiğini fark etmiş daha fazla utanmasın diye söylememiştim. Yüzünden uzaklaşırken beynim ve kalbim arasında savaş veriyordum.

"Beynim: kızı utandırma

Kalbim: lavanta kokusunu içimize daha fazla çekelim biraz daha dur."

Kazanan beynim olduğunda yüzünden  uzaklaşmak durumunda kalmış, kaskımı kafama yerleştirmiştim.

Motora bindiğimde arkama doğru bakmış göz ucuyla ilkin'e oturmasını işaret etmiştim. Hızlı adımlarla arkama yerleştiğinde "dediğimi de yapar nolcasa" diye içimden geçirmiştim.

Yol boyunca arkamda olmasına rağmen bana sarılmamış düz bir şekilde oturuyordu. Bu durum sinirimi bozuyordu. Yavaş giden motoru hızlandırmış, sarılması için arkaya doğru bakmıştım. Ani hızlanmadan dolayı refleks olarak belime sarılmış, üstünden şaşkınlığı atar atmazda bana sarılan kolları yavaşça çözülmüştü.

Çözülen ellerini tutarak kollarını belime sımsıkı sarmıştım.

"Sarıl düşeceksin ve bu istediğim son şey." Gözlerine bakmak için yüzümü arkaya doğru çevirdiğimde parlayan ela gözleri ile denk geldim. Kalp atışlarım gözlerine değdiğinde hızlanmaya başladı. Yine gümbür gümbür atıyordu.

Artık eskisine göre daha sıkı sarılıyordu ve bu durum gülümsememe sebep oldu.

.
.
.

İlkin Kara ağzından..

Ders biter bitmez aşağıda bulunan bisikletime doğru koşmuştum. Eve gitmek ve kendimi yatağa atıp uyumak istiyordum.Bisikletimin yanına geldiğimde yanda duran Barlas'ın motoruna gözüm takılmıştı.

Doğru ya, tur attıracaktı.

Aklıma gelen konuşmalardan sonra kaskımı yerine geri koymuş ve motorunun etrafında dönmeye başlamıştım.

Ne zaman gelecek acaba?

Bir yandanda göz ucuyla motoru inceliyordum, hep istediğim modeldi. Hayabusa..Hayallerimi süsleyen yarış motoru..

Arkadan gelen adım sesleriyle onun geldiğini anlamış kafamı çevirmiştim. Karşıdaydı ve beni izliyordu. Yavaş adımlarla yanıma geldiğinde yüzüne doğru baktım.

"Hazır mısın küçük hanım" dediğinde içimde oluşan tuhaf hissi bastırmaya bir yandanda belli etmemek adına onunla yaptığımız tatlı atışmaya devam etmeye çalışıyordum.

"Hazırım kendini beğenmiş." diyerek üste çıkmıştım.

Ben neden Barlas'a kendini beğenmiş demiştim?
Çocuk beni hem rüyalarda hem gerçek hayatta kurtarmıştı ve üstüne üstlük her zaman yardım etmeye çalışıyordu. Bir kere benimle iddalaştı diye çocuğa direkt kendini beğenmiş demiştim. Teh..

Neyse şuan sorun bu değil. Şuan kendini beğenmiş olması sorundu. Nasıl böyle olabiliyordu?

Motor sevdalısı birisi olduğumu ve geçimimi ordan sağladığımı söylememiştim bu yüzden böyle davranması aslında normaldi ama bu bana yapılamazdı. Dediğine pişman olucaktı, olduracaktım.

İlerlemeye başladığımızdan beri ikimizde sessizdik, bu sefer bu sessizliği kim bozacaktı?

Önümüz kalabalık olmasına rağmen Barlas hızlanmıştı. Korkmuyordum ama bir yere tutunamadığım için dengemi kaybedip düşebilirdim.

Refleks olarak beline doğru uzandığımda rahatsız etmeyecek şekilde sarılmıştım. Bu yaptığım şeyle birlikte Barlas mutlu şekilde kafasını çevirdiğinde üstümdeki hız şokunu atar atmaz elimi sardığım bedenden çektim.

Uçuşan saçlarımı dizginlemek adına ellerimle kulağımın arkasına sıkıştırdım. Göz ucuyla bana baktığında ellerimi tutmuştu, şaşkın bir şekilde ona bakıyordum ki ben daha ne yaptığını anlamadan kollarımı önceki olduğu şekilde beline doğru sarmıştı. Hafiften nabzım çıkarken kalbim tekledi. Bu çocuğun etkisi bende çok fazlaydı.

"Sarıl düşeceksin ve bu istediğim son şey." dediğinde kafasını yüzüme doğru çevirdi ve gözlerimin en derinine baktı. Kalbim yerinden çıkacak gibi hissediyordum. Önüne döndüğünde hala güldüğünü hissedebiliyordum.

Ne!? Bir dakika? Hissedebiliyor muydum? Lanet olsun.

Bedeninin titrediğini daha doğrusu kalbinin çarpmasından dolayı hareketlenen vücudunu görebiliyordum. Bu gözlerimin dolmasına neden olmuştu.

Neydi şimdi bu? Neden gözlerim doldu?

Sağa sola bakarak rüzgarın çarpmasıyla gözlerimde oluşan sular kendini serbest bırakmış, etrafa dağılıyordu. Görmemesini umarak gözlerimi kapatmış, başımı omuzlarına bırakmıştım. Yavaş geçen zamanlardan sonra ilk defa bu kadar huzurlu hissediyordum.

Aynı uzun bir yoldan sonra denizi görmek gibi..



Bu bölüm biraz kısa oldu kuzular..

En sevdiğiniz bölüm hangisi?

Sizce Barlas ve İlkinin uyumu nasıl?

Sürekli temas halinde olmaları halis mi?

Bir dahaki bölüme bizi neler bekliyor olabilir?

Yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 16 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YÜREKTE SAKLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin