Yağmur

49 12 5
                                    

"Aşk mektubu değil mi o???"

Ben daha ne olduğunu anlamadan Betül yere eğilip bir çırpıda kapivermisti mektubu. Mektup mu? Ne mektubu ya?

"Vallahi de bildiğimiz mektuplardan kızım bu. Bana niye anlatmadin? Yani sunca yıllık arkadaşlık hatirim da mı yok? Kesin evlenme teklifidir varya bu. Eniste bey kim? Tanıyor muyum?"

"Off Betül bir sus ya. Ne teklifi ne enistesi. Yok öyle bir şey. Bunuda kimin gönderdiğini bilmiyorum. Ver şunu! "

Deyip aldım elinden mektubu. Ciddi ciddi Betul'ün dediği türde duruyordu. Iyi de kim bana böyle bir şey gondersin ki? Erkeklerle muhattabiyetim eksilerde geziyor. Hele ki okula geleli iki ay olmuş bir çömez olaraktan. Zarfı incelemeye başladım. Pembe kalpli , çiçekli bir zarfti. Bu ne ya!? Üçüncü sınıf çocuğu muyum ben!?

"Acmayacak mısın? "

"Bilmem."

Zarfı elimde birkaç kez daha çevirdim.

"Açıkçası korkuyorum."

"Amma naz yaptın he" diyerek elimden zarfı almasıyla yirtip açması bir oldu arkadaşımın. Içinde mektuptan ziyade bir kartpostal vardı. Kiz kulesini izleyen kolkola girmiş sırtı dönük bir çift. Kiz tesettürlu. Arkasını çevirip yüksek sesle okudu.

"Ne kadar hoş bir şekilde gulumsedigini biliyor musun küçük hanım? :)"

"Vaaaaaay cidden vaaaaaay yani."

Saf saf "Ne bu şimdi? " dedim. Betül önce kaşlarini catip bana baktı bir müddet. Sonra omuz silkti.

"Bilmem... Ama bir beyin kalbini caldigin kesin. Kim olduğuna dair bir bilgin var mı? Ya da tahminin? "

"Doğruyu söylemek gerekirse... (Burada suratimi olabildigince astim)Hayır. En ufak bir fikrim bile yok. Hele kitabimin arasına nasıl koydu onu hiç  bilmiyorum. "

"Pekala, sakin ol. Dedektif Betül hizmetinizdedir. Şimdi bulacağım ben o vatandaşı. Ilk soru: Kitabı en son ne zaman okudun?"

"Üç gün önce. Yatmadan okumuştum. Ve o zaman içinde böyle absürd bir şey yoktu."

"Hımm peki. O zaman ikinci soruya geçelim: Kitabı okula goturdun mü? "

"Aslına bakarsan dün okula gitmedim. Ama önceki gün sınava giderken cantamdaydi. Ama bu soru da iptal çünkü sınav süresince cantam yanimdaydi. Sınavdan sonra da bir yere bırakıp gitmedim hiç. "

"Peki ya sınavdan sonra? Sen dürüm yemeye gitmedin mi? "

"Evet gittim ama hiç cantami yanımdan ayirmadim ki. Zaten siparişin gelmesiyle telefonumun çalması bir oldu. Sonra çıktık zaten."

Betül ellerini cirpip ziplamaya başladı.

"Buldum buldum. Ben seni lavaboya sürükledigimde sen cantani masada unutmuştun. Ayrıca sana seslenen abiyi hatırlıyor musun? Bence kesin o. Vayy canına! 1.90 boylarinda esmer kara kaşli kara gözlü yakışıklı  mi yakışıklı bir enistemiz var. Hemde işletme son sınıf. "

"Bakıyorum da pek bir begendin. Sana alalım en iyisi. Hem bence o değildir ya. Boş yere gunahina girmeyelim. Belki de başka biri bıraktı. Benim orada olduğumu görünce falan. Yani malum bizim okulun yarısı orada takılıyor."

"Bunu öğrenmenin tek bir yolu var. Kalk hadi gidiyoruz. "

Ben daha "nereye yaa?" diyemeden dolaptan bana mavi elbisemi attı.

"Üstünü giy çabuk. Dürüm yemeye gidiyoruz. Ve bakalım ikinci kez gelecek mi bundan?"

"Ya Betül valla ugrasamam. Yırt gitsin. Isim gücüm yok bi de bunlarla mı ugrasayim."

Uçurtma Bakisli IstanbulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin