Ahmet? " dedim istemsizce
"He sonunda geldin be kızım. " dedi yaslandığı yerden çekilerek .
"Ben anlamadım şimdi benim korumam sen misin? " dedim
"Ta kendisiyim." dedi kendisini göstererek.
"E hadi geç arabaya" dediğinde arabaya geçtim.
_____________________________________
Bölüm şarkısı:Aleyna Kalaycıoğlu-Yangın
Bölüm emojisi:🌙
_____________________________________Feride'nin anlatımıyla...
Yol boyunca ne o, ne de ben konuşmadık. Ben size biraz Ahmet'den bahs edeyim.
Bizim babalarımız arkadaş. Yani iş orağıydılar zamanında. Tabi o yüzden Ahmet ve Sıla'yla aynı ortamda çok bulunurduk. Sıla Ahmet'in kız kardeşi.Sıla'yla çok iyi anlaşırdım. Ama Ahmet için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Kendisi çok gıcık biridir, hep benimle uğraşırdı. Bana her zaman "kendini beğenmiş, egoistsin" diyordu.Allah'ım sen beni kimle sınıyorsun.
25-30 dakika sonra restorana varmıştık. Ahmet arabadan indikten sonra benim de kapımı açtı.
"Ooo, görmeyeli centilmenleşmişsiniz Ahmet bey." dedim alaycı bir tavırla.
"Öyle oldu biraz," dedi. Hâlâ kulağıma yaklaşarak "Ama sen buna fazla alışma iştersen küçük hanım." dedi.
"Bana bak, küçük hanım değilim ben tamam mı," dediğimde "Hıhı, konuştu Yürüyen Ego" dedi
"Uff.Senden nefret ediyorum Ahmet Can Dündar." dedim.
"Duygularımız karşılıklı, Feride Özdinç."dedi
🌙
Ahmet'in anlatımıyla...
Feride bu dünyada muhatap olmak isteyeceğim en son insandır. Ama maalesef şu an onunla baş başa yemek yiyecektik. Arada Ünal abi olmasa, ben bunla aynı ortamda bile bulunmak istemem.
Arabayı valeye verdikten sonra masaların birine geçtik. Ama bir tuhaflık vardı. Restoranda bizden başka hiç kimse yoktu.
"Hadi bir şeyler sipariş verde bitsin bu yemek." dedim ve bu elimdeki menüye bakarak.
"Sağ ol ya. İnsan nezaketende olsa böyle söylemez." dedi sinirli bir şekilde. Bense ona cevap bile vermedim.
Yemekleri sipariş verdikten sonra bekliyorduk. Feride'yse telefonuyla oynuyordu.
"Bana nezaketen bahs edene bak sen,"dediğimde göz devirdi ve telefonu kapatıp masaya koydu, ellerini birleştirip bana baktı.
"Dinliyorum, ne soracaksan sor." dediğinde şaşırdım.
"Sen benim bir şey soracağımı nereden anladın?"dedim.Komik bir şey söylemişim gibi yapmacık bir gülüş sundu.
"Psikoloji okudum ben. Reklam şirketinde çalıştığıma bakma.Hadi sor ne soracaksan," dedi
"Tamam. Baban niye beni koruma diye tutu sana?" dedim.
"4 yıl önceki olay yüzünden." dedi bakışlarını yere indirerek.
"4 yıl önce ne oldu?" dedim. İyice meraklanmıştım.
Sıkıntılı bir nefes verdi. Anlatmak istemediği açıkça belliydi. "Bak bu seni hiç alakadar etmez." dedi. Ama ben de Ahmet Can Dündar'sam bunu öyrenirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐊𝐔𝐏𝐀 𝐊𝐈𝐙𝐈
Teen FictionSusmak bazen bağırmaktan daha çok acıtır boğazımızı. Ölüm ve yaşam arasında kalmış gibiydim. Ölmek istiyordum. Etraf kararıyordu, sesler azalıyordu. En son bedenimde hissettiğim ağrıdan başka bir şey değildi. Bilincim yerine geldiğinde ilk duyduğum...